Hatırlatmalar:
Xenia: nyo!Cyprus
Helena: nyo!Greece
Canan: nyo!Turkey
Medyadaki kız Xenia'yı temsil ediyor (look-alike)
<<<<<<<<<<<<<
*still Adelheid's POV*
Düşündüm de, aslında bu kızı önceden tanıyorum. Saçları, yüzü, her şeyi güzel; yüzü her daim gülüyordu. Onu bu yakıştıramadığım halini görünce onu mutlu etmek için kendime söz verdim."Hatırladığım gibi olmadığı kesin."
Anlamamışcasına bir bakış attı. Direkt söyleyemedim hakkında düşündüklerimi. Bende de çekingenlik var. Onun yerine kendimi tanıtmakla devam ettim.
"Aaa.. hmm neyse! Ben Adelheid. Bazıları Heidi diyor ama benim için farketmez."
Beni bir baştan aşağı süzdü gözleriyle.
"Kıyafetlerin geleneksel gibi duruyor. Sen.. ülke temsilcisi misin?"
"Aaa, evet. İsviçre temsilcisiyim. Ama Basch daha çok tanınıyor. Asıl temsilci o."
Derin bir nefes alıp yanına oturdum.
"Basch'ı tanıyorum."
Şaşırmıştım çok olmasa da. Çünkü biz kızlar bir yerde, erkekler ayrı bir yerde olur genelde. Beni tanımıyordu ama Basch'ı tanıyordu.
"Hadi ya! Nereden?"
Derin bir soluk verdi. "Ülke temsilcilerimizin arası bozuk biraz."
"Ne oldu ki?"
"Şu yarışmadaki ilk 20 krizi."
Basch şu yarışma için kavga mı etmiş? Cidden, bazen bu kadar çocuksu olabiliyor.
"Peki, bu ciddi bir kavga mı?"
"Hayır, sadece tartışma. Sonuçlar üzerine bile değil. Youtube'daki insanların kendi sıralamalarında benim ülkemin daha iyi olması."
"Yani normalde benim ülkem daha iyi olup senin ülken halkın gözünde mi daha iyi sonuçlandırılmış?"
"Aynen öyle. Aslında ülke temsilcim milleti barıştırmayı sever ama bu sefer Basch ile arası bozuk. Düzelir ama ya, hep öyledir."
Cidden sohbete dalmışım. Kızın adını sormayı unutmuşum resmen.
"Bu arada senin adın ne?"
"Hmm, Xenia benim adım."
Ne güzel bir isim.
"Sen ülke temsilcisi olmalısın."
"Evet. Aslında toplantılarla pek işim olmaz çünkü ısrarla sorumluluğumu ikizim Helena üstleniyor. Kendi halimle yetişkin biri olmama rağmen. Aslında çok sorumluluğum yok denebilir."
"Ama, ikiniz farklısınız. O Yunanistan temsilcisi. O zaman sen... Girit'i mi temsil ediyorsun? Ya da Yunanistan'a bağlı farklı bir yer mi var?"
"Sakin ol. Ben Kıbrıs temsilcisiyim."
"Haa... Şu Rum kesimi falan mı?"
"Evet. Ama Rum kesimi ya da güney denmesinden pek hoşlandığımız söylenemez. Bize sadece Kıbrıs temsilcisi diyorlar. O tür takma adları kardeşime söylüyorlar."
Ülkesinin küçük olduğunu biliyorum. Belki de o yüzden toplantılar onun için önemsizdi. İzlanda temsilcileri için de öyle.
"Senin kardeşin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilcisi olmalı. Canan hep getiriyor çünkü, ondan biliyorum."
"Gelse de gelmese de onu dikkate alan tek kişi o. Bir de Sadık ama zaten o da Türkiye temsilcisi."
Aynı anda kıkırdamamıza sebep oldu onunkisi. Yüzünün çok az da olsa güldüğünü görmek hoşuma gitti.
"Erkek temsilcinin adı ne? Sormadığımı farkettim de."
"Stelios."
"Haa... Hangisiydi ya? Belki görmüşümdür ama hatırlamıyorum."
"Pantolonunun altına bot giyen, yine benim gibi çilleri var, gözleri yeşil..."
"Aaah... Çıkaramadım."
"Saç kesimi berbat olan çocuk..."
"Haa, tamam hatırladım."
Harbiden saç kesimi berbattı. Xenia hakkında daha önce hiç bu kadar şey bilmiyordum. Tek merak ettiğim şey neden bu halde olduğuydu. Ve tek isteğim de onu eski haline getirmek.
"Peki... bir sorunun falan mı var? Kötü görünüyorsun."
*Xenia's POV*
Mhmmh!! Burada daha fazla kalamam. Adelheid her tarafın neden kan ile kaplı olduğunu fark etti. Utancımdan ölüyorum şu an. Bu aralar öyle bir dönemdeyim ki gittiğim yerlerden gelenler cinayet işlendi sanıyor. Aslında buradan ayrılmamaya gayret gösteriyorum. Şu an açlık ve susuzluktan ölüyordum. Asıl konuya gelirsek, bunları Adelheid'e nasıl açıklayacağım?
"Hee, yorgunluk falan..." diye geçiştirdim. Yalan söylemiştim. Aslında pek yalan sayılmaz çünkü cidden yorgundum. Ama asıl neden bu değildi."
*time skips*
Bütün kızlar aşağıda toplanmış bangır bangır müzik çalıyorlardı. Ben de alttaki çalan şarkının ritmine göre ayaklarımı hafifçe yere vuruyordum. Canım lavaboda çok sıkılıyordu. Kendimi öldürmeyi istemekten başka bir şey yapmıyordum. Telefonum da öldü zaten. Kendimi sürekli sorguluyorum. Neden diğer kızlar gibi değilim? Şu aptal regl döneminde herkes normal davranıyor. Ama ben cadıya dönüşüyorum. Stelios bu yüzden benden korkuyor zaten. Kimse bu halimi görmesin diye dışarıya çıkmıyorum. Genellikle ister istemez birine zarar veriyorum. Karın ağrım çok şiddetli. Sanki testere ile kesiyorlar gibi. Ağrıdan sürekli kusuyorum. Hatta ara sıra kan kusuyorum. Bir keresinde Stelios beni öyle görmüştü. Sanırım o yüzden korkuyor.
Normal günlere gelirsek çok iyiyim. Keşke her şey bir an önce normale dönse. Helena'dan aslında şarj aletimi isteyebilirim ama burada priz bile yok.
Adelheid'e gelirsek, bence iyi bir kıza benziyor. Her ne kadar Basch suratı asık ve sinirli dursa Adelheid çok mutlu. Ama hiçbir şey daha kesin değil. Onu daha çok tanımayı isterim. Ama önce şu durumumdan kurtulmam lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Girl I Met [nyo!SwitCy]
Fanfiction"Bu kızı daha önceden tanıyorum. Saçları, yüzü, şeyi güzel; yüzü her daim gülüyordu. Onu bu yakıştıramadığım halini görünce onu mutlu etmek için kendime söz verdim." Yuri içerir! Nyotalia üzerine yazılmıştır. nyo!Switzerland x nyo!Cyprus İçerdiği...