Bölüm 48.

1.3K 81 30
                                    

Uzun bir aradan sonra bölüm geldiii...

Şarkıyı sadece sevdiğim için medyaya ekledim bölümle hiçbir alakası yok. :)

Keyifli okumalar şekerlerim...

~ 3 hafta sonra ~

Zaman su gibi akıp gidyordu. Cameron gideli epey olmuştu ve ben kendimi yanlız hissetmekten alıkoyamıyordum.

Brooke bu süre içinde anne demeyi öğrenmişti. Fakat Cameron'u aradığım zaman anne dediğini söyleyemeyeceğim kadar az konuşuyorduk.

Üzerindeki kalın pikeye sarılmış bir halde dondurma yiyen Julia'ya baktım. Derin bir nefes alarak "Tanrım , Julia." diyerek yüzümü buruşturdum.

Julia ise omuz silkerek yemeğe devam etti. Dikkatini çekebilmek için yatağın ucuna oturdum ve "Yedinci haftadan itibaren anne ve baba adaylarının eğitime gittiğini biliyor muydun?" diye sordum. Gözlerini kısarak bir süre bana baktı. "Ciddi misin?". "Tabikide." dedim gülümseyerek.

"Doğum hakkında ve bebek hakkında daha çok bilinçlenmek için gidiyorlar." diye açıkladım. Julia dondurmasını yatağın yanında duran komodinin üzerine bıraktı ve ellerini çırparak "Ben de gitmek istiyorum." dedi. Başımla onu onayladım. "Öyleyse sen Mich ile konuş ve fikrini al. Sonra sizi kayıt ettirelim." diyerek yataktan kalktım.

Julia'nın aklını dondurmadan başka bir şeye çekebilmenin verdiği zaferle merdivenlerden aşağı inerken Cameron'u düşündüm. O gittiğinden beri bir türlü görüşemiyorduk. Saat farkından dolayı ben onu ne zaman arasam çalışıyor veya uyuyor oluyordu. O müsait olup beni aradığında ise ben uyuyor oluyordum.

Onu deli gibi özlemiştim.

Sonunda aşağı indiğimde koltukta yan yana oturan Brooke ve Mich'e baktım. Çok sevimli görünüyorlardı. Brooke esneyerek başını Mich'in karnına koyunca Mich ne yapacağını şaşırarak bir süre Brooke'a baktı. Ardından yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

Aniden gelen ses ile bakışlarım yanımda duran Julia'ya döndü. Mich'in bakışları da tıpkı benimkiler gibi Julia'nın üzerindeydi. Gülümseyerek ona bakmaya devam ettim. Çıkan ses burnunu çekmesinden geliyordu ve ağzından küçük bir hıçkırık kaçarken "Aklıma küçüklüğümüz geldi. Şuanki hallerimizi kim tahmin edebilirdi." dediğinde gözyaşları yanaklarını ıslatmaya başlamıştı bile.

Kollarımı ona sararak "Şu hallerin o kadar tatlı ki." dedim. Gözlerim dolmuştu. Cameron ile tanıştığımız anı , yaşadıklarımızı hatırlıyordum. Ve böyle bir şeyi asla hayal etmeyeceğimi biliyordum. Julia kollarımın arasından çıkıp Mich'e yönelirken Brooke ellerini bana uzatınca bende onu almak için koltuğa yöneldim.

Julia , Mich'in yanına oturur oturmaz dudaklarına yönelirken kısa sürede ayrılıp birbirlerinin gözlerinin içine bakarak , aşklarını dile getirdiler. Brooke ağlamak üzere olduğunu belirten sesler çıkarırken mutfağa yönelerek "Hey! Burada babasını özlemiş bir bebek ve kocasını özlemiş bir kadın var. Saygılı olun." dedim. Mich yüksek sesli bir kahkaha atarken ben çoktan mutfağa girmiştim.

Mutfakta Julia ve Mich'in geçenlerde işe aldıkları hizmetliyi gördüm. Adı bir türlü aklıma gelmezken "Merhaba." dedim. Kırklı yaşlarının ortalarında tombul bir kadındı. Sesim ile irkilerek bana döndü.

"Brooke'un yemeği hazır mı?" diye sordum. Başı ile beni onayladı. Ardından herhangi bir şey söylemeden mamayı masaya bıraktı. Sessizce sandalyelerden tekine oturarak Brooke'a mamasını yedirdim.

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin