8. ♤

210 122 70
                                    

"Neden buradayız anne?"

Aklımdan geçenleri sesli olarak söylerken önümdeki uçuruma biraz daha yaklaştım. Burası çok güzeldi, huzurluydu. Denizin kokusunu daha iyi alabilmek için derin bir nefes aldım.

"Burası benim herkesten kaçtığım yer."

"Nasıl yani?"

"Burası benim sığınağım Hera ne zaman kendimi çaresiz hissetsem, ne zaman mutsuz olsam buraya geldim ben annemle ilk tartışmamız da, sınavlardan aldığım düşük notlarımda, arkadaşlarımın dalga geçtiği anlarda koşa koşa buraya geldim. Çünkü kimse bilmezdi burayı sadece bana ait gibiydi. Sonra bir gün başıma öyle bir şey geldi ki buraya gelip herkesten kaçmak yerine birine sığınmaya başladım.

"Babama." diye fısıldadım.

"Babana güzel kızım. Hayatımı adayabileceğim iki insandan birine. Yıllar önce son kez buraya geldiğimde uçurumun kenarına çıkıp babana olan aşkımı itiraf ettim dağlara, denizlere çünkü o gün baban bana benimle birlikte olmak istediğini söylemişti. Bende buraya gelip son kez sırrımı paylaştım. Sonrada eğer bir gün bir çocuğum olursa onu buraya getirip onun sığınağı yapacağımı söyledim kendi kendime."

Derin bir nefes aldı annem.

"Ama bak yıllar sonra buraya dünyalar güzeli kızımla geliyorum. Büyüdün Hera istemesem de büyüdün kızım. Büyümeni istemedim çünkü o kadar kırılgan ve savunmasız sın ki üzülmene dayanamam ben."

"Ben senin kızınım anne üzülsem de ayağa kalkmasını bilirim."

"Biliyorum kızım. Öylede olmalısın eğer bir gün babanla bana bir şey olursa..."

"Hayır. Hayır anne sakın bir daha bunu söyleme bana."

"Şimdi beni dinle Hera. Burası senin sığınağın bundan sonra, insanlardan kaçışın. Büyüdükçe sorumlulukların artacak ve sen kendine kaçacak bir yer aramaya başlayacaksın. 14 yaşına girdin bugün kızım ve ben sana ucu bucağı olmayan bir deniz ve çığlıklarını rahatça duyurabileceğin bir orman hediye ediyorum. Sığınabileceğin birini bulana kadar."

Anılar aklıma doluşurken gözümden akan yaşa mani olamadım. Burası bana annemden kalmıştı kendi sığınağını bana sığınak yapmıştı sanki yıllar sonrasını bilirmiş gibi. O günde buradaydım annem ve babamın kaza geçirdiklerini öğrendiğim gün. O gün aniden aldığım bir kararla gelmiştim buraya nedenini bilmeden. Sonradan anladım o telefonu cevapladım an.

"Beren Üstün'ün kızı mısınız?"

"Evet benim. Siz kimsiniz?"

"Üzgünüm ama anne ve babanız bir trafik kazası geçirmişler sahil yolunda, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadılar. Başınız sağ olsun."

"Hayır. Hayır. Şaka lütfen bana bunun kötü bir şaka olduğunu söyleyin."

"Müdahale başarısız hastayı kurtaramadık."

Telefondan başka bir ses işittiğimde ormanın çıkışına yönlendirdiğim adımlarımı durdurdum. Kurtaramadık. Hastayı kurtaramadık. O hasta benim annem ya da babamdı. Benim ailemdi. O ana dair hatırladığım son şey attığım çığlıklarla birlikte koşarak hastaneye gidişimdi.

İlk kez o gün duyurmuştum çığlıklarımı buraya. Sonrada binlerce kez yankılandı çığlıklarım.

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

Geçmişin İzleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin