Yasadışıyım!
Evet, yanlış duymadınız! Başlangıcı olan ama sonu belli olmayan biriyim...
Buraya çok uzun yoldan geldim!
Bundan sonrasında, daha uzun bir yolum olduğunu çok iyi biliyorum...
Ne için mi?
Tek bir amaç için!!!!
---
Ruhu acıyla güçlenmiş b...
Bedenime yayılan öfke bulutuyla ona o kadar çok şey söyleyebilirdim, ama söylemedim...
Loş ışıkların altında mavi gözler fener gibi parlıyordu. Durduğum yerde bir süre daha o gözleri izledim. İçimden geçen hislerin karmaşasında boğulmadan tekrar barın öteki tarafına geçtim. Young, bu arada kapıda bir sorun olduğunu söyleyen garsonun peşinden gitmişti.
Barmen'e "Bana sert bir kahve hazırla," dediğimde; kısa boylu esmer barmen, "Hemen patron," deyince bir tuhaf oldum.
Sahi ya ben buranın patronuyum...
Young'ın kapıdan bana doğru geldiğini gördüğümde arkasından iki tane siyah takım elbiseli iri kıyım iki adam içeri girdi. Young, telaşla yanıma yaklaştı, "Demir, şu arkamdaki adamlar sorun çıkardı kapıda. Bizim adamlarımız Rasim'in adamları diye içeri almak istememiş. Neyse işi tatlıya bağladım. Sanırım Rasim'in kızının korumaları olsa gerek. Ajanımız Naz daha önce söylemişti, Irmak ile nereye gitsek hep peşimizde iki adam oluyor. Üstelik her seferinde başka adamlar. Babası kızını kesin takip ettiriyor anlaşılan."
Young'ın anlattıklarını dinlerken diğer taraftan hem adamları hem de Irmak ile arkadaşlarını izledim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Önümde hazır olan kahvemi elime alarak, "Evet, dostum. Adamların gözü direk Irmak'ta... Rasim kızını koruma altına almış," dediğim anda tekrar Irmak ile göz göze geldik. Fakat o da ne? Adamın biri Irmak'ın kollarından tuttuğu gibi kendine çevirerek onunla dans etmeye başlamaz mı?
Hışımla elimdeki kahve fincanını bıraktığım gibi piste gittim. Irmak adamı itekleyerek, "Git başımdan," diyordu. Adam ise, "Gitmesem ne olacak?" dediğinde ben yanlarında bittim ve iki elimle onu iteledim, "Gitmezsen kötü şeyler olacak kardeş, kızı rahat bırak," dedim.
Adam, "Sen de kim oluyorsun be?" diyerek üzerime doğru geldi ve tam yüzüme bir yumruk atacakken bileğini öyle sıkı yakaladım ki neredeyse bileği kırılma noktasına geldi diyebilirim.
"Tamam, abi tamam bırak," dedi ve ben öyle bıraktım. Bunun üzerine benim adamlardan biri adamı kolundan tuttuğu gibi dışarı atmak üzere harekete geçtiğinde, Rasim'in adamlarından biri yanımıza gelerek, "Bana bırakın arkadaşı," dedi. Mekanı benden önce işleten adamım Ekrem gözüme baktı ve benden teyit aldığı an adamı bıraktı. Rasim'in adamıyla dışarı çıkan Irmağa sarkan adamın başına ne geldiğini öğrenmesi için Ekrem'i peşinden gönderdim.
Bu tartışma esnasında bardaki yerlerine geçen kızların yanına gittim.
"Irmak hanım umarım iyisinizdir," dediğimde hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım.
Irmak kaşlarını kaldırarak hışımla bana döndü, "Size ne! Ben zaten hallediyordum," dedi.
Sağ elimle ensemi tutarak sakinleşmeye çalıştım...
