Multimedya Yiğit
"Nereye gidiyoruz?"diye bana sorunca durakladım.
"Daha doğrusu ne iş yapmayı planlıyorsun?"deyince bir anda kafama dank etti.Bu konu üzerinde daha önce hiç düşünmemiştim.O anda aklıma gelen ilk cevabı söyleyiverdim.
"Dükkanların,barların,alışveriş merkezlerinin olduğu bir yere gidiceğiz. Aslında daha önce ne iş yapacağımı düşünmedim ama ya bir barda garsonluk yaparım, ya bir dükkanda kasiyerlik,yada bir alışveriş merkezinde eleman falan işte. Gidince görüceğiz artık..."
"Anladım. O zaman seni bu istediklerinin birinin bile eksik olmadığı bir yere götüreceğim."demesinin ardından yaklaşık 20 dakika sonra durduk ve Temmuz bana dönüp "İnebilirsin." dedi.
Arabadan indim ve etrafa bakındım.Burası tamda Temmuza tarif ettiğim gibi bir yerdi. Doğrusu etrafta daha çok bar vardı ama yinede dükkanlar ve alışveriş merkezleri de bulunuyordu. Omzumda bir el hissetmemle arkamı döndüm. Temmuz elini omzuma koymuş gülümseyerek bana bakıyordu.
"Mekanı beğendin mi diye sormayacağım . Çünkü buradan bakınca baya beğenmişe benziyorsun."
Haklıydı.Burası tamda benim aradığım yerdi. Temmuza döndüm;
"Nereden başlayalım?"
"İlk önce bir hangileri elemen arıyor ona bakalım. Hem belkide fazla yer gezmemize gerek kalmaz , ilk girdiğimiz yerde işe başlarsın."dedi ve beni de peşinden sürükleyerek yürümeye başladı.Bir müddet yürüdükten sonra bir butik gözüme çarptı. Yalnız bu normal butiklerden değil. Hani şu XXL dükkanları var ya , işte onlardan.
Butiği incelemeye başladım.Dışını açık mavi ile kaplamışlardı.İçi ise çokta geniş olmasa da idare ederdi. Ama ben olsam daha geniş yapardım. Sonuçta bu dükkana girecek insanların boyutu belli...
Dükkanın görünüşü üzerinde çok fazla durmadım ve Temmuzun fikrini almak için ona döndüm. Temmuzda dükkanı inceliyordu. Dükkan üzerinde gözünü biraz daha gezdirdikten sonra ,bir yere takıldı ve aniden gözlerini kocaman açarak bana döndü.
Temmuz bana bakarken yüzünü ne kadar ifadesiz tutmaya çalışsa da şuan kahkaha atmamak için zor durduğu yüzündeki ifadeden açıkça belli oluyordu. Yaklaşık 3 saniye sonra dediğim gibi kendini tutamadı ve aniden bağırma sayılmayacak şekilde kahkaha atmaya başladı. Ben bağırma sayılmayacak şekilde desem bile şuanda insanlar karşılarında iki dinazor çiftleşiyorlarmış gibi bize bakıyordu.
Ben Temmuza anlamsız bir şekilde bakarken, bir yandan da ona ' Kes artık şunu ' bakışlarımı da atmayı ihmal etmiyordum.
Temmuz en sonunda sakinleşip bana döndü ve "Bence dükkanın adına bir göz atmak isteyeceksin." dedi. Onun bu sözünün ardından Temmuzun bu kadar çok gülmesinin nedenini merak ettiğimden dolayı hızla arkamı döndüm ve bu dükkanın bir XXL dükkanı olduğunu göz önüne alarak dükkan tabelasına odaklandım.
"BÜYÜKSÜN ABLA!
Biran ben de aynı Temmuz gibi kahkaha atmaya başladım. E tabi yakınımızdan geçen insanlar bize yine o bakışı atmayı unutmamışlardı.
Temmuza döndüm, o da bana bakıyordu. Kısa bir bakışmanın ardından hala sırıtan bir suratla "Bu iyiydi!"diyebildim sadece.
"Kesinlikle !" Temmuzun bana katıldığını zaten az önceki kahkahadan anlamıştım.
"Bence o dükkana girip ,elemana ihtiyaçları varmıymış bir sormalıyız." dedim karşımdaki butiğe bakarak.
"O halde önden buyur."
Butiğe doğru yürümeye başladım. İçeriye girdiğimde , içerisi de aynı dışarısı gibi maviydi ama sadece ton farkıyla biraz daha açıktı o kadar. Kasaya doğru baktığımda benim yaşlarımda bir kız, kasadaki paraları düzenlemekle ilgileniyordu. Bizi farketmemişti bile. Temmuza bakıp kasayı işaret ettim. Kasaya iyice yaklaşmıştık. Kız bizi farketmiş olacak ki kafasını aniden kaldırdı. Hiç beklemeden elini kulağına doğru götürdü ve...
Kulaklık mı?..
Cidden mi?..
Hem de mesai saatinde ?!
Cesurca!.. Sevdim bu kızı...
Kız ben ve Temmuzun arasında gözlerini gezdiriyordu. En sonunda gözleri bende odaklandı ve "Buyurun ?" dedi.
Bende uzatmadan söze girdim. " işe ihtiyacı olan birine ihtiyacınız var mı ?"
Bu ne biçim soru lan! Ben böyle bir soru sormayı planlamıyordum, ama sonuçta cümlenin gidiş yolu doğru olmasada sonuç doğru öyle değil mi ?
Kız bu soru karşısında biraz düşündü ve hemen cevap verdi.
"Sanırım...Hayır?"
Biran kızın bu cevabını kabul etmek istemedim. Çünkü bir işe gerçekten ihtiyacım var...
"Git bir patronuna sor ha?"
Bu cümle biraz sert kaçmış olabilir ama o kızda benim sorduğum soruya dalga geçer bir tavırla cevap vermişti.
"Anlamadım ?"
"Diyorum ki... Üşenmede git bir patronuna sor boş yer var mı diye."
"Karşındayım desem ?"
Kızda fazla mesai kafa yapmış vallaa.Ben ne diyorum o ne diyor ? Git diyorum .patronuna diyorum,sor diyorum. O kalkmış bana karş...
S*KTİR!!!
Temmuza döndüm. O ise bana 'gerizekalısın'der gibi bakıyordu.Sonra gözüyle kapıyı işaret edip"Gitsek mi ki?"
"Kalmamızın bir anlamı var mı?"
Temmuz beni kolumdan tuttu ve kapıya doğru yönlendirdi. Butiğin dışına çıktığımızda Temmuz bana döndü.
"İlk denememiz harika geçtiğine göre diğer aşamalarını heyecanla bekleyen bir adet Temmuz karşında beklemektedir Ilgın."dedi dalga geçerek.
"Ama tüm suç o kızda. Ben insan gibi iş aradığımı ona söyledim. Ama o... Gelmiş benimle dalga geçiyor.İnsan 'Hayır'demeden önce bir düşünür. Bir der, 'Bu insanın demek ki işe ihtiyacı var. Gideyim de bir bakayım ,bir yardımcı olayım.' YOK! Kalkmış ukala ukala konuşuyor."
Aslında Temmuzun bana hak verdiğini biliyordum. Yani anlamamak mümkün değil. Çünkü her ne kadar benim oradaki rezilliğime acısada , o kıza attığı bakışları benden kaçmamıştı.
Kızın bu yaşta nasıl oranın başına geçebildiğini anlamak zor değil. Babası zenginse demek ki...
Temmuz beni düşüncelerimden ayırarak çekiştirirdi ve orada daha fazla oyalanmadan hızla iş aramak adına etrafa göz atmaya başladık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Issız
Novela JuvenilArkadaşlarından başka kimsesi olmayan bir kız, Şerefsiz bir baba, Ölü bir anne... Hayatın ne kadar güzel olabilir ki?