1. Bölüm

46 6 0
                                    

Arkadaşlar bu hikayeyi üçüncü tekil kişi tarafından anlatacağım. Ve ayrıca Multi' de Eylül KOPER! İyi okumalar :)
..........................................................

"Gece! Bak bayılacaksın! Dur artık! Bir saattir sende koşuyorsun, biz de. Ölmek mi istiyorsun be kızım?!" Bağıran Serkan' dı. Serkan Gece' yi büyüten adamdı. Şöyle ki;

Gece daha sekiz yaşındayken anne ve babası onu ıssız bir yere bırakıp gitmişlerdi. Gece de ağlamaktan harap olmuş bir şekilde ve soğuktan donmak üzereyken Serkan gelip bulmuştu onu. Zaten karanlık fobisi olan bu küçük kız, bir de üzerine yalnız kalıp üşüyünce bayılmıştı. Serkan da o zamanlar daha on yaşındaydı.

Gece' yi gördükten sonra onu bayıldığı yerden kaldırıp, kendi kaldığı yere götürdü. Kaldığı yer, o yere göre daha sıcaktı en azından.

Kaldığı barakaya geldikten sonra Gece' nin üzerine battaniye, yorgan.. artık ne bulduysa atıp soğuktan yanakları kıpkırmızı olan bu küçük kızı izlemeye başladı. Kahverengi- sarı arası, ince telli ve uzun saçları vardı. Orta kiloluydu ve boyu da yaklaşık bir metre kırk santim falandı. Göz rengi.. göz rengini bilmiyordu. Kapalılardı hala.
Kendisi de altına bir iskemle çekip oturduktan sonra gözlerini dinlendirmek üzere kapatmıştı. Duyduğu iniltiler ve çatırtıyla gözlerini aniden açtı.

"Anne ne olur beni bırakmayın." Küçük kız sayıklıyordu. Kim bilir başına neler gelmişti. Bunu anlamanın tek bir yolu vardı.

"Küçük!" Kızı dürtüyordu aynı zamanda.
"Hey!" Kız hala sayıklıyordu.
"Adını da bilmiyorum ki uyandırabileyim seni..." Sonra aklına gelen şeyle, Serkan' ın gözleri parladı.

"Annenler geldi. Uyanmalısın!" Ve küçük kız üzerindeki battaniyeleri tamamiyle üzerinden atıp deli gibi etrafına bakınmaya başlamıştı.

"ANNEE!" ama yoklardı... Gece dizleri üzerine çöküp ağlamaya başladığında, Serkan hala küçük kızın gözlerini açtığı anda takılı kalmıştı. Masmavi, böyle okyanus mavisi mi dese? Gök mavisi mi bilemedi.

"Gözleri çok güzel!" Diyebildi sadece.

Böylelikle birlikte yaşamaya başladılar ve kardeş gibi oldular. Gece o zamanlar daha sekiz yaşında olmasına rağmen, her şeyin farkındaydı. Annesi ve babası artık yoktu!

Zaten hemen yarısı gün, gözlerinin önünde ölmüşlerdi ailesi! Serkan yiyecek bir şeyler bulmaya gittiğinde Gece de kaldıkları barakanın camlarından bakmaya başlamıştı. Bir araba görmüştü. Markası kendi arabalarıyla aynıydı. Bir kadın ve üç adam vardı aracın etrafında. Gece küçüklükten kalma bi hobiyle plakalara takıntılıydı. Aracın plakasına baktığında kendi arabaları olduğunu fark etti. Etrafındakiler de...

"ANNE?! BABA?!" Kız şaşkınlıkla onlara bakarken koşmaya başladı. Ama sonra âniden gelen silah sesleriyle olduğu yerde kaldı. Tekrar pencereye gidip baktığında anne ve babasının yerdeki cansız bedenlerini gördü. O kadar çok korkmuştu ki.. kalbi o küçük bedeninden kopup, gitmek istercesine atıyordu. Saklanması gerektiği geldi aklına sonra. Ve Serkan gelene kadar kendi sığabilecek kadar olan bir yere saklandı.

Başından bir sürü olay geçmişti Gece' nin. Ve o şuan yirmi yaşındaydı. On iki... Tam on iki yıldır ailesizliğin ne olduğunu biliyordu. Evet, Serkan vardı ama.. onların yerini tutabilir miydi ki?

Sizin aklınıza gelecek ilk soru şu olacak şimdi;

Madem Serkan ve Gece kardeş gibiler.. Gece neden Serkan' dan kaçıyor?

Gece' nin kaçtığı kişi Serkan değil, Hakan' dı. Gece on altı yaşına geldiğinde Hakan' da onlara katılmıştı. Sonra üçlü takılmaya başlamışlardı. Ama Hakan' ın daha yarım saat önce yaptığı şey.. affedilebilir gibi değil! Gece' ye saldırmıştı resmen! Serkan biraz daha geç gelseydi kaldıkları gecekonduya...

İçimdeki "SİYAH"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin