Bölüm 3 - Z And A

42 0 0
                                    

Sınıfa girdim. Öğretmen benim burslu öğrenci olduğumu anladı. Kendimi tanıtmamı istedi. Tahtaya Misa yazdım. Öğretmen soyadımı sordu. Soyadımın olmadığını çocukken terk edildiğimi söyleyip adımın sadece Misa olduğunu söyledim. Sağ arka percerenin köşesine oturdum. Herkes kendi arasında konuşuyordu. Hoca ders anlatırken öndenki kişiler dersi dinleyip çok çalışıyor, arka sıradakiler ortadakilere kağıt yada silgi fırlatıyordu. Sınıfın düzeni şimdiden anlamıştım. Öndeki kişiler bir kaç yıldır sınıfını yükseltmek için uğraşan ama sınıf atlayamayan öğrencilerdi. Ortadaki kişilerin ailesi bütün maaşını okula yatırıyor ama ailesinin zoruyla geldikleri için ders çalışmıyorlardı, arka sıradakiler ise okula eğlenmek için geliyordu.

Z sınıfında Y sınıfına atlamak için her dönem bir sınav yapılıyor ve bu sınavlar üniversite dercesi ile hemen hemen aynı. Ama bu okuldan mezun olanlar direkt asil olarak istedikleri mesleğin en yüksek kademesinde yer alabiliyorlar. Purnell Akademisi her mesleğe öğrenci hazırlayan bir okuldur.

Tenefüs zili çalmıştı. Kimse benim yanıma gelmemişti. Öğretmen Z sınıfının başkanı Polly'i okulu gezdirmesi için görevlendirdi. Polly, Jessicca ' ya çok benziyordu. Z sınıfının idolü gibiydi. Bana okulun her yerini ve sadece A sınıfının girilmesi yasak olmayan yerleri gösterdi. O an önümdeki Jessica'yı gördüm. Yanında çift at kuyruklu sarı saçlı bir kız ve sabah gördüğüm iki örgülü kız vardı. Onu en başta sıradan bir kız zannetmiştim ama Polly okul formalarını anlatınca onun B sınıfı olduğunu anladım. Polly, A sınıfı öğrencilerin beyaz üniformalar giydiğini, B sınıfının lacivert, C'den H'ye kadar kahverengi, bizim gibi H'den Z'ye kadar olanlar ise b*k yeşiline benzeyen bir renk üniforma giyiyordu. Öğretmenlerinde özel üniformaları vardı. Onların rengi ise siyahtı.

Polly beni yemekhaneye götürdü. Ne yazık ki A sınıfı gibi 10-15 tane garsonun olduğu özel ve şık örütülerin olduğu zarif masalar yerine normal sehpa tarzı masalar vardı. Dünyanın her tarafından gelen en büyük aşçıları A sınıfını doyururken bizde ise Sophie abla vardı.

Öğle arası sehpaların hepsi doluydu. Bende bahçede yerim diye düşündüm. Güzel bir masaya oturdum. Aklınıza takılan bir soru var öyle değilmi ? Ben bir vampirim, evet.. ama yemek yapmayı seven biriyim bu yüzden yemeklerime özel tatlar arıyordum. Ben kızıl düz saçlı, menekşe göz rengine sahip, açık beyaz ten renkliyim ve maalesef çok zayıftım. Biz vampirler insan yemeklerinin tadını alabilir ama bunu sindiremezdik ve acı çekip eninde sonunda yediklerimizi kusuyorduk. Ama bu artık bana acı vermiyordu. Çünkü vücudum buna alışmıştı. Ablalarım Jessica ve Mayu'dan daha güzel olduğum söylenirdi ama çocukken... Ne yazık ki artık bunun bir önemi yoktu. Çünkü benim gibi şeyler mutlu sona sahip olamazlardı. Bu yüzden kendime özen göstermez olmuştum. Dışardan sadece normal biri olarak gözükmek bana yeterdi. Bunun için Z sınıfını A sınıfına tercih ederdim...

Jackson '' Masamda oturuyorsun. ''

Maria '' Buraya ilk önce ben geldim. '' bana çok garip bir şekilde baktı ve nedense gözlerimi başka tarafa çeviremedim. O an kendimi kızıl denizin ortasında gibi hissettim. Ne olup bittiğini anlamadan kendimi revir odasında bulmuştum. Uyanır uyanmaz anında kustum. Neden aklıma o zaman gelmişti ? Bilmiyorum ama... Beyaz saçlı, uzun boylu, soğuk ve korkutucu gri gözlerini görmüştüm. Ama asıl gözleri aynı ona benziyordu. Büyük ihtimal kusmamın ve bayılmamın nedeni buydu.

Revirden çıktığımda koridorun sonunda duvara yaslanmış kitap okuyor gibiydi. Sanırım beni bekliyordu. Tam yanına giderken yanına çok yakışıklı bir çocuk geldi. Gözlerine baktığımda onun kendini beğenmiş biri olduğunu anlamıştım. Kendimde iğrendiğim özelliklerden biri de buydu. İnsanların gözlerine bakarak onun nasıl bir kişiliği olduğunu anlayabiliyordum. Bu özelliğim benim bir canavar olmama yardımcı olmuştu.

Napıyordum ben ? Neden onları duvarın arkasına saklanarak dinliyordum ki ?

Jackson '' O vampirin ailemin partisine gelmesi yetmeyip seninde onunla sevgili olmanı istemiyorum. ''

Jason '' Hahahah... Jessica'yı ciddi ciddi sevdiğimi mi düşünüyorsun o sadece bir gecelik.''

Jackson ''Onun gibi bir şey tek gecelik bile olamaz. Vampirler sadece öldürülmek için vardır. ''

Jason '' Onu bunu geçte, White ailesi nasıl Murphy ailesini yani baş düşmanlarınızı partiye davet edebildi hala anlamış değilim. ''

Jackson '' Onlar bana bu konu hakkında hiç bir şey söylemiyor, bu yüzden onlarla dün uzun uzun kavga ettim. ''

Jason '' Merak etme bununda kokusu çıkar. Bu arada cuma günü büyük partime geliyorsun değil mi? ''

Jackson '' İşim çıkmazsa gelebilirim. ''

Jason '' Güzel kızlar seni bekliyor olacak. Kesinlikle gel! '' deyip yanında ayrıldı.

ve

Jackson '' Artık duvarın arkasından çıksan diyorum. '' dedi ve ben şok oldum. (bim, a101)

Bu kadar konuşmadan sonra yüzüne bile bakmadan gittim. Jessica bile bu kadar aşağılanmış ise ben bu okulda nasıl nefes alabileceğim?

Bir anda kolumda bir acı hissettim ve sırtımı kaplayan duvarın soğuklunu hissettim. Yada kısacası o çocuk beni duvara yapıştırmıştı. Bileğimi başımın üstünde bir eliyle tutarken diğer elinide duvara yaslamış bana bakıyordu. Gözlerinden beni etkilemek istediğini ve beni bir gecelik olarak gördüğünü anlamıştım.

Jackson '' En azından seni taşıdığım için teşekkür etseydin. '' O an çok sinirlenmiştim.

Bir anda bileğimi tutan elini çevirip aynı şekilde onu ben duvara dayadım. Dudaklarına yaklaştım ve oradan kulağına fısıldadım:

Maria '' Eğer birini gerçekten etkilemek istiyorsan onu duvara dayaman yeterli olmaz . '' dedim ve onu duvara hafif bir ittirmeden sonra arkamı dönüp gittim.

-----

Jenny '' Jackson noldu bembeyaz olup kalmışsın. ''

Jackson bir şey demeden Jenny'nin kolunu tutup duvara yasladı. Ve Jenny'nin dudaklarına yaklaşıp ordan kulağına fısıldadı.

Jackson '' Etkilendin mi ? ''

Jenny '' Napıyorsun aptal? '' deyip sırıtarak Jackson'ı ittirdi.

Jackson '' Sadece çekiciliğimi gösteriyordum bebeğim.. ''

Jenny '' O zaman bu beyefendi ile yemek yerken görünmek isterim. ''diyip gülerek gittiler.

-----

Okulumun ilk günü bitmişti.Mayu bizi almaya gelmişti. Arabadayken duyduğum her şeyi Jessica'ya anlattım.

Jessica '' Bunu zaten biliyorum canım.''

Maria '' O zaman neden hala o çocukla takılıyorsun ? ''

Jessica '' O çocukla sadece popüler olmak için takılıyorum. ''

Mayu '' Jessica o çocukla bir daha görüşmüyorsun ! O White varisinin arkadaşı, bu yüzden onunla samimi olma. ''

Jessica '' off...tamam bir daha konuşmam. ''

Maria '' Mayu bu parti işinin ne olduğunu biliyormusun ? Biz White ailesinin partisine mi davet edildik ? ''

Mayu '' Bunun hakkında bir şey bilmiyorum . Eve varınca babama sorarız. ''

--

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. UMARIZ Kİ ŞİMDİYE KADAR Kİ OKUDUĞUNUZ YERLERİ BEĞENMİŞSİNİZDİR. YORUMLARINIZI VE ELEŞTRİLERİNİZİ BEKLİYORUZ...

X&X

Kızıl DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin