28 Eylül 2016

16 3 0
                                    

Boşluktayım... Düşüyorum... Sürekli bir şekilde dibe doğru yavarlanıyorum... Alice harikalar diyarındaki gibi sonu gelmeyen bir tavşan deliğindeyim sanki.. Düşerken tek hissedebildiğim, tek düşünebildiğim hayatımın ne kadar b*ktan olduğu.. Ve sonra düşüyorum.. Başladığım noktaya geri dönmüş gibi... En dipte... 

Kafam o kadar dolu ve ağır geliyor ki vücuduma, kaldıramıyorum. O kadar ağır bir yük ki beni yavaşlatıyor. Düşünmemi engelliyor ve şu iki satırı bile tamı tamına 2 saatte yazmama neden oluyor. Kötü hissediyorum diyebilir miyim.. Evet, beni anlatabilen tek kelime bu oluyor. 

Bu sabah kalkıyorum, müzik bile dinlemeden, saçlarımı ve makyajımı yapmadan durağa yürüyorum. O kadar dağınıklaştım ki bir günde, ders programının ne olduğunu unutuyorum ve onuda atlıyorum. Duraktan otobüse binip oturuyorum. Okula gidiyorum ve derslere girip çıkıyorum. 

Kendimi bir şey düşünmek istemediğimde kitaba yöneltirim. Bu gün de böyle oluyor. Her ders arası, teneffüsler başımı kitaptan kaldırmıyorum. Bu sayede unutabiliyorum biraz acımı..

2. teneffüs sonrası, yani altıncı ders boş oluyor. Rahatladım mı bilemem ama tek hatırladığım kitabı alıp aşağıya inmek oluyor. O kadar boğulmuşum ki sınıfta oturmaktan, ben istemesem de ayaklarım beni aşağıya götürüyor. Ciddi söylüyorum, bunu ben istemiyordum ama kendimi bir anda aşağıdaki banklardan birinde oturmuş kitap okurken buluyorum. 

Yaklaşık yarım saat kitap okuyorum. Boynumun ağrısından biraz dinlenmeye karar veriyorum. Vermemeliyim bu izni kendime ama dayanamıyorum. Oturuş şeklim banka ters olduğundan sağ elimi çenemin altına koyuyorum. Sol elimde kitap açık bir şekilde duruyor. Aklıma geliyor yine her şey... Hayır , hayır , hayır... 

Gözlerim doluyor çok fena. Dudaklarımı büzüyorum istemeden. Kalbimdeki derin acıyı hissediyorum. Sanki bir şey çakılı kalmışta, her nefes alışımla daha da dibe batıyormuş gibi..

Zil çalıyor, ben ise orada oturmuş karşımdaki kapıya bakıyorum. Bakışlarım donuk, ruhsuz... Kapı açılıyor birden... O çıkıyor yavaşça... Tam karşısında oturduğumu görüp gözlerimin içine bakıyor, ağladığımı farkediyor. Ben de ona bakıyorum uzunca. 

Sonra gözlerimi ondan çekmeden sol elimdeki kitabı sertçe kapatıyorum. Ve yine ona bakmaya devam ederek oturduğum yerden ayağa kalkıyorum. Her şey sanki diziymiş gibi... Her şey ağır çekimdeymiş gibi... Hemen arkamı dönüyorum ve onun görmeyeceğinden emin olduktan sonra gözyaşımın yere düşmesine izin veriyorum. 

Ve sonra düşüyorum.. Başladığım noktaya geri dönmüş gibi... En dipte...   

Şarkı : ( Kara Sevda Dizi Müziği - Kokun Hala Tenimde )




Vsaksnana GünlükHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin