Bölüm 3

197 13 5
                                    

Bora'dan;
Eve geldiğimde hemen odama gidip duşa girdim. Bu gün fazlasıyla yorucu bir gündü. Bir kaç dakika sonra siyah havluyu belime sarıp banyodan çıktım. Kiyafetlerimi giyip odadan çıkıp çalışma odama gitdim. Yine bu gün korumalardan Ecenin fotoğraflarını çekip bilgisayarımın içinde dosya şekilde hazır istemişdim. Bilgisayarımı açıp dosyalara girdim. Fotoğraflarına bakmaya başladım. Bir fotoğraf dikkatimi fazlasıyla çekmişti. Burda Ece arkadaşı Selinle gülümsüyordu... Fotografı biraz daha yakınlaştırdım Eceyi seyr etmeye başladım. Bir kaç dakika sonra Hakanı odama çağırdım. Hakan odama gelip "Buyur Abi" diye söyledi.

"Hemen bu beğendiğim fotoğrafları çıkartdırıcaksın. 1 saat içinde çalışma masamda olucak!" Hakanın yüzüne bakmadan emr verdim. Hakan hemen odadan çıktığında. Bazı iş dosyalarına bakmaya başladım. Lakin sürekli aklımda Ece vardı. Dosyaları inceleyemiyordum dikkatlice. Bunun içinde kendi-kendime sinirleniyordum. Sinirden dosyaları sert bir şekilde yere çırptım. Kafamı dağıtmam gerekti. Hemen çalışma odamdan çıktım. Odama gidip arabanın anahtarını alıp çıktığımda Keremle karşılaştım. Fazlasıyla gergin ve sinirli gözüküyordu.

"Nereye abi?!" Diye sorduğunda umursamadan yanından geçtim.

"Yeni devr aldığımız bara gidiyorum, kafa dağıtmam lazım" diye açıklama yaptım. 

"Bende geliyorum" diye arkamdan söyleyip geldiğinde bahçeye çıkıp arabama (Ferrari) bindiğimde Keremde binmişti. Bir kaç dakika sonra bara geldiğimizde arabadan inip bara girdik.
Bu mekan bizimdi. Daha sayamıcak kadar bar devr almıştık. Ve sahibi Kerem ve bendim. Bar gayet hoş görünüyordu.Yüksek sesde müzik ve rengarenk işıklar buraya ayrı bir hava katıyordu. Masaya doğru yakınlaşıp barmenden en sert içkilerinden istedim.
Barmen bana ve Kereme içkileri karşımıza koyarken bir dikişte kafamıza çektik. Barmen 2.cı içkiyi karşımıza koyduğunda Kerem içkiyi kafasına çekti. Bu adamın bir derdi vardı.

"Konuş!" Diye emr verdiğimde Kerem beni çoktan anlamış ve konuşmaya başlamıştı.

"Güneşle kavga ettik... Artık beni sevmediğini ve benden ayrılmak istediğini söyledi." Diye söylediğinde elini yumruk yapmıştı. Yuz hatları fazlasıyla sinirliydi.

"Sende ayrıldın. Ve şimdi Güneşe fazlasıyla sinirlisin. " diye bir tahminde bulunduğumda Kerem kafasını 'Evet' anlamında salladı.

"Hayır yani anlayamıyorum, neden benden ayrılmak istedi ki?!  Yoksa hayatında biri mi var?! " diye söyledi.
bende Keremi sinir etmek için

"Neden olmasın, sonuçda güzel ve çekici bir kız. Bence artık seni sevmiyor  Kerem" diye söylediğimde Kerem sinirden yüzü kıp-kırmızı oldu. Bense gülümsüyordum.

"LAN ONUN HAYATINDA HIÇ KIMSE OLAMAZ!! O YALNIZ BANA AIT!! U LAN VAR YAA EĞER HAYATINDA BİRİ VARSA GÜNEŞINDE O ADAMINDA HAYATINI CEHENNEME ÇEVIRIRIM" diye bana bağırdığında sinirlendim.

"LAN SIKTIĞIMIN ÇOCUĞU NE BAĞIRIYORSUN BANA." diye Kereme sinirden gürledim. Kerem içkiyi kafasına diktiğinde bende içkiyiyi kafama diktim. Etrafa göz gezdirdiğimde uzun sarı saçlı bir kız bana bakıp göz kırptı. Vücudunu arsızca süzdüğümde olgun bir vücuda sahipti. En azı bir gecelik işimi görürdü. Masadan kalkıp kıza doğru gitdim. Kızın bileğinden tutup barın 2ci katına çıkarıp odaların birine soktum. Tişörtümü çıkarıp kıza doğru gelmeye başladım.

"ELBISENI ÇIKART!" diye emr verdiğimde kız sanki bundan memnun olarmışcasına gülümsedi. Ve Elbisesini çıkarmaya başladı. Karşımda sadece iç çamaşırlarıyla kaldığında kıza doğru yakınlaşıp dudaklarına yapıştım....

Ece'den;
Sabah
Fazlasıyla yorgundum. Sabaha kadar uyumamış 20 tane dosyayı teker-teker incelemiştim. Ve şuan yorgunluktan ölüyordum. Masadan kalkıp banyoya taraf gidip soğuk bir duş aldım. En azından soğuk su uyanmama yardımcı olurdu. Duştan çıkıp kiyafetlerımı giydim. Kırmızı kısa bir etek ve siyah bir tişört giymiştim. Tişörtü eteğin içine sokmuştum. Kırmızı topuklu ayakkablarımı giydim. Aynada kendime baktığımda rengim bem-beyazdı. Gözlerımın altı morarmıştı uykusuzluktan. Yüzüme makyaj yaptığımda aynada kendime baktım. Gözlerimin altındaki morluğun üstünü bıraz kapatmıştım. Makyajımı bitirdiğimde saçımı at kuyruğu yaptım. Sıyah çantamı alıp odadan çıktım. Annemin odasından geçerken 'ahh, ohh' sesleri geldiğinde midem bulandı. Yine başka bır erkeğın altında inliyordu.. İyleniyordum..
Hızlı bir şekilde evden çıkıp taksiye atlayıp şirkete gitdim. Şirkete girdiğimde direk olarak Boranın odasına doğru gidip kapıyı tıklatdım. İçerden sert ve soğuk bir şekilde "GEL" diye seslendiğinde kapıyı açıp içeri girdim. Adam kafasını kaldırıp bana sert bir şekilde baktığınde korkudan kalbim güm-güm atıyordu. Adam bana "Ne var" derecesinde baktığında kendimi toparladım ve masaya doğru yakınlaştım.

"Bora bey, ben 20 tane dosyayı teker-teker inceledim şimdi izin verirseniz size sunmak istiyorum" diye soyledığımde yüzüme kısa bir zamanda inceledı.

"Başla" diye emr etti.

Bora'dan:
Ece bana dosyalar hakkında sunum yaparken bense sadece onun yüzüne bakıyordum. Dikkatli bir şekilde yüzünü inceliyordum. Sanırım sabaha kadar uyumamıştı rengı bem-beyazdı ve gözlerinin altı morarmiş ve bunu bir şekilde makyajla örtmeye çalışmıştı.
Eceyi baştan-aşağı süzdüğümde kısa bir etek giymişti. Ve bu beyaz purussuz bacaklarını ortaya koymuştu. Sinirden çenem kasılırken içimden sabr diledim.
Annesi sabah- akşam eve adam getirip fahişelik yaparken, bu nasıl olurda kısa bir etek giymişti. Evdeki acgöz köpekler Eceni kısa bir etekde görseler eminim çoktan ele geçirmiş olurlardı. Bu duşunce bile sinirden kudurmama neden oluyordu. Bundan sonra kısa etek giymesine izin vermemeliydim. Ecenin o evde yaşaması bile tehlikeliydi...
Bana sunumu sunup bitirdikden sonra karşımda durmuş cevap beklıyordu.

"Gözlerinin altındakı morluktan ve renginin beyazlamasından görünüyor ki bu sunuma fazlasıyla emek vermişsin" diye söylediğimde Ecenin yanakları kızarmıştı.

"Şey evet " utangaç bir şekilde söylediğinde fazlasıyla tatlı olmuştu.

"Güzel, şimdi odadan çık" diye duygusuz ve sert bir şekilde söylediğimde Ecenin ağzı açık kalmıştı. Kısa bir süre sonra kendini toparladığında odadan sinirle çıktı.

Ece'den;
Adam bildiğin okuz işte. Ben sabaha kadar 20 tane dosyayı teker-teker inceleyım ancak adam bana 'Aferin çok iyi sunum hazırlamışsın' diye söylemesin! Off adaletsiz dünya!

*****
Ece'den:
Yorgunluktan ölüyordum. Daha fazla dayanamıcaktım. Mesai saati bittiğinde içimden sevinç fırtınaları kopuyordu.
Asansöre bindiğimde Borada binmişti.
Telefonum çaldığında çantamdan çıkarıp baktığımda Selin arıyordu. Telefonu açıp kulağıma doğru apardım.

"Efendim tatlım" diye seslendiğimde Selinin sesi sinirli geliyordu.

"Ya sen nasıl bir arkadaşsın ya, ben aramasam beni hiç aramazsın" diye isyan etdiğinde gülümsedim.

"Güzelim, inan bana vaktim olmuyor, şimdi kapatmam gerek sana söz veriyorum en kısa zamanda bunu telafi edicem" sesim yorgun çıkmıştı. Konuşmaya mecalim yoktu.

"Tamam görüşürüz" diye söylediğinde telefonu çoktan kapatmıştım. Şirketden çıkıp taksiye atlayıp eve geldim. Anahtarla evin kapısını açtıp içeri girdim. Anlaşılan evde 'Annem' yoktu. Ohh sonunda içim rahatdı.Odama kalkıp elbiselerımı değiştim. Kısa bir şort ve tişört giyip aşağı salona gelip mutfağa geçtim. Kendime soslu makarna hazırlayıp yemeye başladım. Deli gibi acıkmıştım. Şirkette sadece kahve içmiştim. Yemeğimi kısa bir sürede bitirdiğimde odama kalkmağa karar verdim. Odaya girdiğimde kimse ağzımdan tutup beni yatağa itdi ve üzerime çıkıp beni öpmeye başladı. Her şey o kadar hızlı bir şekilde baş vermiştiki  hiç bir şey anlayamamıştım.

"Imdat,YARDIM EDIN NOLUR" diye bağırdım.Korkuyordum hemde deli gibi...

Son.

Karanliğımdaki Işık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin