32.BÖLÜM(İLK ADIM)

97.3K 5.6K 503
                                    

        MASUMİYET 32.BÖLÜM

Kayıptı çocukluğum...

Nereye bakarsam bakayım bulamıyordum onu. Bir çocuğun kahkahalı gülüşleri yankılanmalıydı evin içinde. O çocuğun gözleri parlamalıydı. Ama benim gözlerim bir sonbaharda yapraklar gibi soldu ve bir daha hiç yeşermedi. Kahkahalarımdan çok hıçkırıklarım yankılandı o evin içinde.

Ne acı!

Sonra ellerimi zihnimin içindeki o tozlu raflara soktum ve anılarımı birer birer yokladım. İçlerinden en eski ve en kıytı köşedeki anımı elime aldığımda gözlerimi kapattım.

"Hoş geldin İpekçiğim." Arkamdan duyduğum o tanıdık ses ile kafamı çevirdim ve kadına baktım. Hayatımızın tam merkezine gelip çat kapı yerleşen o kadına...

"Babanı görmeye geldin sanırım." Kadın'ın ağzını yaya yaya ve yapmacık bir şekilde konuşması karşısında tek kaşımı kaldırdım ve karşımdaki kadına aşağılayıcı bir bakış attım.

"Ben senin kırk yıllık dostun muyum? Ne bu samimiyet?" dedim katı bir sesle ve ona tam olarak döndüm.

"Burada hala bir stajyersin ve durman gereken yeri bilmen gerekli. "

"Daha 15 yaşındaki bir kızdan mı öğreneceğim durmam gereken yeri?" Kadın'ın dudakları alayla kıvrılırken bir Azrail ile dans ettiğimi bilmiyordum o zamanlar.

"Benden öğreneceksin!" dedim ona tehlikeli bir adım atarken.

"Bu şirketin tek varisi benim ve ileride bunu sana öğretmek için can atıyor olacağım. Emin olabilirsin." Kadın küçük bir kahkaha attığında gözlerini kıstı ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Tek varisi sen misin gerçekten?" Kadın'ın eli karnına gidip oraya okşadığında soğuk bir şekilde yaptığı entrikayı izledim.

"Tam bir zavallısın..." dedim tükürür gibi ve onu hiç umursamadan arkamı dönüp babamın odasına doğru ilerledim. İçimdeki o kuruntuya rağmen babama güvendim. Beni bırakmayan o adama belki de uzun zamandan sonra ilk defa güvendim... Bunu yapacak kadar aptal olamazdı.

"Bilmiyor muydun?"

Kenn'in sesi anılarımla arama kalın bir duvar ördüğünde gözlerimi açtım ve gergin bir ifade ile karşımda duran adama baktım. Hiçbir şey söylemedim. Tüm harfler anlamsız cümlelere gebeydi sanki. Sustum...

İçimdeki fırtınalara rağmen sakinliğimi korudum ve kolumu yavaşça Kenn'in elinden çektim. Kenn, buna karşı gelmezken afalladığını görebiliyordum. Hiçbir şey söylemeden Kenn'den bir adım uzaklaştım ve durgun bir şekilde etrafıma baktım. Uzun bir süre bakışlarım etrafta gezindiğinde kendimi bomboş hissediyordum.

"Gel, oturalım." Kenn, uzlaşmak isteyen bir ses tonuyla konuştuğunda direk kafamı olumsuz anlamda salladım ve bakışlarımı ona çevirmeden

"Eve gideceğim." diye mırıldandım.

"Bende geleceğim!" Kenn'in kararlı ve tedirgin sesi ile omuzlarımı kaldırdım ve yorgun bakışlarımı ona çevirdim.

"Sen bilirsin." Karşımdaki adam yüzümü inceleyip ellerini saçlarına götürdü. Yaptığı hatanın onun pişmanlıkla doldurduğunu görebiliyordu. Bu görüntü karşısında derin bir nefes aldım ve belki de ilk defa kendimden önce bir başkasını düşündüm. Hala bencillik yapıyordum.

"Babamın başka bir kadınla ilişkisi olduğunu biliyorduk."

"Ne?" Kenn, hafifçe kaşlarını çatıp gözlerini gözlerime dikti. Dudaklarımı memnuniyetsizce kıvırırken

MASUMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin