BÖLÜM- 5

24 5 0
                                    


Arkadaşlar merhaba öncelikle :)

UZUUUUN hatta upuzun aylar süren aradan sonra varolamamış yazarınız geri geldi. Neden gittim konusunu es geçmek istiyorum. Pekii sen aylarca durdun durdun birden bire neden geldin yazar kız diyenleri duyuyorum şimdiden :) Aslında şans eseri  oldu bir an wattpadimi açasım geldi uzun süredir girmediğim için kitapla ilgili birçok şey aklımdan uçup gitti. Her neyse bi iki yorum atan arkadaş vardı bide bi iki mesaj atan kişi o yorumları ve mesajları okudum tekrar ve dedim ki abi ben bi işe başladım ne olursa olsun bu benim hayal dünyam, benim kurgum, benim emeğim. Ve şöylede bi durum var bilirsiniz wattpadde ilk kitap yazmaya başlayanlar çok şanslı bir kesimdi çünkü benzer kurgular yoktu zaten. Şimdiyse ben o kadar uğraşıyorum ki başkalarının kurgularına benzemesin diye, hikayemin akışını değiştirmem  gerekiyor bazen mükemmel bir akış olacakken başkasına benzememek için daha basitleştirmek zorunda kalıyorum yeri geliyor. Bunu kendim için söylemiyorum sadece, şuan yazan birçok kişi için bu böyledir eminim. O yüzden lütfen bazı şeyleri mazur görün ve insanlara bir şans verin okuyun eleştirin yönlendirin. Gecikmelerde de en büyük sebep genelde bu olacak benim için bundan sonra. Size yapabileceğim en benzersiz taklitsiz güzel bi kurgu sunabilmek için uğraşacağım, lütfen desteğinizi esirgemeyin benden. Sizleri seviyorum, iyi okumalar...

Sabah gözlerimi açtığımda  yoktu. Kalktım odaları dolaştım,  yoktu. Ayakkabılarını kontrol etmek geldi en son aklıma ve onlarda yoktu. O gitmişti, üstelik onu ilk kabul edişimde. 

Ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa gittim ve kendime bir kahve hazırladım. Elime aldığım kupamla balkonuma yöneldim. Güneş tam anlamıyla ısıtamamıştı günü. Griydi gökyüzü, soğuktu, mutsuzdu bugün. Gökyüzü bugün bana benziyordu sanki. Evet bana benziyordu, umutsuz, hüzünlü, soğuk... Paketimden bir sigara çıkardım gökyüzünün şerefine ve tutuşturdum. İlk nefes her zaman ciğerlerimi yakıyordu, bunu seviyordum.

Düşünmek istemediğim şeyi sürekli önüme sunuyordu zihnim, beni öyle çok sevdiğini iddia eden Araf neden gitmişti. Üstelik ona karşı setlerimi yıktığım ilk günde nasıl gidebilmişti? Bu benim için bile fazla acımasızcaydı. Uzun  zaman sonra gerçekten incinmiştim. İçim ürperiyordu ve bu ben değildim, olamazdım. Araf'a karşı hissettiğim şey her neyse can yakıyordu. Kendi kendime mırıldandım,

 "Tanrım ben hissetmek istemiyorum, bu şeyi kalbimden söküp al. Ben alışkın değilim, ben bununla yaşayamam, ben bunu yapamam. Lütfen."

Cevap gelmeyeceğini bile bile ara sıra sorular sorardım ona, arada bir dert yanar arada bir kızgınlıklarımı anlatırdım. Bu günse ilk kez ondan bir şey istemiştim. Kaderimi yazan oydu ve ondan yardım bekliyordum işte hepsi bu. 

Sıkıntıyla nefesimi dışarı üfleyerek yerimden kalktım. Odama geçip okula hazırlık yapmaya başladım saate henüz bakmamıştım erken olduğunu da biliyordum aslında ama yine de bir an önce bu evden çıkmak istiyordum. Herşeyden herkesten kaçtığım evimden kaçıyordum bugünde, komik...

Önce okul kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Saat hala erken olduğu için serindi, üzerime  haki renk bir polar aldım. Banyoya yöneldim, saçlarımı bugün toplamak istemiyordum. Bugün biraz şey gibi görünmek istiyordum sadece... Biraz güzel... Saçlarımı at kuyruğu yapıp uçlarına maşa yaptım ve sonrasında tekrar saçlarımı açtım. Makyaj yapmayı aşırı seven biri değildim zaten ama yinede bir rimel ve bir nemlendirici sürdüm yüzüme. Ardından aynaya şöyle bir baktım,  güzel değildim ama diğer günlerime göre özenliydim. Canımın sıkkınlığını biraz olsun bu şekilde örtebilmiştim, Araf onun için üzüldüğümü düşünmemeliydi.  

Çantama da bi iki kitabı tıkıştırıp çıktım evden.  Yol boyunca yine adım sayıp şarkılar mırıldanıp durdum. Okulun bahçesine yaklaştığımdaysa saatin  sandığım kadar erken olmadığını farkettim. Ben bahçeyi bomboş beklerken yavaş yavaş öğrenciler toplanmaya başlamıştı bile. Bahçeye girmeden okula yakın bir köşeye geçip bir dal daha sigara armağan ettim çürüyen ciğerlerime. Bunu okulun bahçesinde de yapabilirdim ki çok sıkta yapardım ama bugün müdürle konuşma yapacak gücüm yoktu. Sigarayla ilişkimiz bittiğinde izmaritini yere atıp bir süre sönmesi için ayağımı sürttüm. Okula yöneldim.

Bugün ilk kez okula farklı bir şekilde geliyordum, saçlarım açıktı yüzümde makyaj vardı ne biliyim ben şimdiden garip hissediyordum. Farkeden olacak mıydı merak ediyordum aslında ama okulda çok ta tanındığımı düşünmediğimden kimsenin gözüne batmayacağını da biliyordum. Asıl sorum şu olmalıydı "Araf farkedecek mi?". Bugün bana herhangi bir açıklama yapacak mıydı doğrusu bunu da merak ediyordum fazlasıyla.  Ne ara onu bu kadar umursar olmuştum bilmiyorum. Ben kendimi sert sanıyordum hep, karşıma çıkan ilk adamın karşısında nasıl bu denli eriyebilmiştim? Acaba sevgiye mi muhtaçtım diye düşündüm ve kendime acımadan edemedim. Yani bana ilgi gösteren Araf değilde bir başkası olsaydı yinede eriyecek miydi buzlarım? Sanmıyorum...

Ben kalbimi eritilmesi zor bir buzdan yapılmış sanırken, ruhumun ortasında ateş yakan adam... Bir gece de nasıl becerdin içimdeki kışta papatyalar açtırmayı?

Okuldan içeri girdiğimde hala garip hissediyorum. Bi iki kızı beni birbirlerine işaret ederken gördüm. Rahatsız ediciydi...  Bende bunu dezavantajdan avantaja dönüştürebilme umuduyla özgüvenimi topladım, elimden gelen en havalı şekilde kafam dik yürümeye başladım ve  sınıfıma girdim kimsenin suratına bakmadan sırama geçiyordum ki sıramda Araf'ın oturduğunu gördüm. Bana bakıp sırıtıyordu. Zaten yeterince kırgındım birde onun bu hiç bişey olmamış gibi davranması iyice canımı sıkmıştı.

-Kalk orası benim yerim, kendi sınıfına geç.

dedim. Kolları birbirine bağlıydı kendinden emin bir şekilde yana doğru kaydı.

-Artık benimde sınıfım burası küçük hanım, tek boş yer burasıydı umarım senin için sorun olmaz.

dedi ve samimi bir şekilde gülümsedi. Sanki sabah habersizce çekip gitmemiş hiç bişey olmamış gibi davranıyordu. Kafamın içi karma karışıktı. Sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim ve Araf'ın sırada benim için yarattığı boşluğa oturdum. O ise kendini bana yaklaştırdı, eliyle saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve kulağıma fısıldadı,

"Bugün neden bu kadar güzelsin buzdan kadınım?"

Anlayamıyordum olanları, zihnimse bana bir sürü soru işareti yolluyordu..



                       *                                                        *                                                               *


Kısa da olsa bi bölüm yazmam gerekiyordu artık. Bir haftadır aynı bölümde yaz sil yapıp duruyorum arkadaşlar bölümü burda bitirmem gerekiyordu akış için o yüzden kusura bakmayın olur mu? SİZİ SEVİYORUMMM <333






HİÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin