REVİN (KAÇ - MA - K)

♠ Kızıl kahveler♠

♠1♠

🌒🌓🌖🌕🌔🌗🌘

Çetin rüzgarlarda savrulan, saçlarımıza katılan, paramparça ruhlarımız var bizim.
Yakan, yıkılan ruhlarımız..

kivircikbirdunya

(Morteza pashaei-Bogz (hıçkırık))

Öndeyiş;

KADER..

Kimisine altın tepside sunulurken hayat, kimisine en karanlık kuytularda sunulur...Kimi pisliğin içinde arar hayallerinin en kuytu köşelerde elmaslara bezenmiş kaderini, kimi çoğunun düşünde bile gerçekleştiremediği hayatı beğenmez....

Kader kimine göre var, kimine göre yok... Kimisi elimizde olmadığını söyler kaderin, kimisi her karalamada bile sorumlu olduğumuzu söyler bedelin..

İlmeklerle örülmüş kimine, kimine en değerli taşlarla..Kimi inanmadığı kadere mahkum olurken, kimi eline alıp her noktasını kendi koymuş kaderinin...

Umudu olmamış çoğunun, ışık saçmış birilerine..

Öyle ya da böyle.. sen sev ya da sevilme.. Çizilmişse bir yerlerde alnına yazılan yazgı, belirlenmişse hayatın, tek bir çentik atmaya bile hakkın yoksa o sayfaya; daha çok dik dur..

Eğilme..

Yaşayacağın bir hayat varsa; acısıyla tatlısıyla sev onları. Sevmezsen; hepsi zehir ve zıkkım olur burnundan değil kalbinden gelir!!

Nereden bilebilirdim? Kaçtığım kaderin kucağına düşeceğimi!

Revin KARA..

Uzandığı yerde, kaskatı iken kalbi, yüzüne vuran güneş ile uyanmıştı. Doğrulmaya çalıştığında her yeri sızladı. Sanki tüm vücudunda Karıncalar geziyordu.

Yorgundu. Ayaklarını sürüye sürüye pencere kenarına geldi. Çoğu insan için erken olan bu saatlerde konakta  hayat koşuşturması başlardı.

Saat 6.00 civarıyken Avluyu izlemeye başladı. Berfe Yade yine tüm ihtişamıyla konağın merdivenlerinde durmuş kolunu korkuluklara yaslamış emirler yağdırıyordu çalışanlara.

Berfe Yade; Revin'in annesinin yokluğunu gidermeye çalışan babaanne. Bir annenin yokluğunu insanın kendi nefesi bile gideremezdi.

Pencerenin pervazlarını açarak soğuk havanın, soğuk tutan, soğuklaşan  bedenine ulaşmasını sağladı. Gökyüzü bile aydınlığa erişmişti. Kadın ise pişmanlık taşıyan yüreğine aydınlığı daha getirememişti.

Banyoya yöneldi. Aynada gördüğü suret, o değildi sanki. Yüzünde geçmişin kırgınlıkları, takılı kaldığı günün kırıklıkları vardı. Kısa ve soğuk bir duş aldı.

Dün babası ile konuşmuştu. Mehmet Ağa kızının evliliği kabul etmesi için ona yüz çevirmişti. Sırf kabul etmiyor diye günlerce konuşmamıştı.