İyi okumalar :)
Doğruyu söylemek gerekirse bozulmuştum. Hem de çok...
Bu bana itiraf etmemelisin çağrısı gibi gelmişti. Telefonum çaldığında boşta bulunup korktum. Arayan Ege'ydi.
"Efendim?"
"Bir adet uğur böceğine ihtiyacım var. Bir an önce favori kafemize gelmelisin."
"Ne? Büroya gidiyorum ben. Gelemem."
"Azıcık geç gitsen?"
"Durduk yere niye böyle bir şey yapayım, bir sorun mu var?"
"Evet var. Alkım'la senin aranda... Çözelim bitsin gari..."
"Akşam yapalım."
"Olmaz! Sen gel bakayım, anlarsın." Sabah sabah bu ne ısrardı böyle?
"Tamam." Güldü.
"Tamam bekliyoruz."
Büroyu arayıp geç geleceğimi söyledim. Bunu yapmak canımı sıkmıştı. Çünkü normalde disiplinli bir insandım.
Bu işin içinde bir iş vardı ya neyse...
Kafeye vardığımda etrafa bakınıp Ege'yle Alkım'ın oturduğu masayı buldum. Off biraz gericiydi. Alkım'la partiden beri ilk kez karşılaşacaktık.
İkisi karşılıklı oturuyordu. Ben de gidip Ege'nin yanına oturdum.
"Geldim. Ne olacaksa olsun gitmem lazım." Alkım'ın yüzünden bozulduğu belli oluyordu. Ama ben tamamen eski ben değildim. Yaşadıklarım bazı şeylerin kafama girmesine yardımcı olmuştu. Bazen ne yaparsan yap insanlar birbirini incitiyordu. Artık her şeyi alttan alan taraf olmak istemiyordum.
"Özür dilerim." Kaşlarım yukarı kalktı. Gerisi gelecek mi diye baktım.
"Beni affedecek misin?" Bu kadar mıydı yani? O kuru iki kelime edecek ben de sarılıp bağrıma mı basacaktım?
"Kendini benim yerime koy. O gün ve şu an için... Sen eder miydin?" Ne demek istediğimi anlayarak kıpırdandı.
"Kendimi o kadar aptal hissediyorum ki..." Gözünden bir damla yaş süzüldü. "Cemre ben gerçekten çok üzgünüm. Sarhoştum ve..."
"Ne dediğinin gayet farkında gibiydin ama... Hmm bir de şu var tabi." Yanağımı işaret ederek tokadı hatırlattım. Yüzü kızardı.
"Senden nasıl şüphelenebildim bilmiyorum... Pazılın parçalarını yanlış birleştirmişim işte. Ege beni reddetti. Geldiğinden beri sana farklı baktığını gördüm." Ege rahatsızlıkla kıpırdandı. "Ve sonra sen de birinden hoşlandığını ve adını söyleyemeyeceğini söylemiştin..." Bu açıdan bakınca onu biraz anlamıştım. Sadece fazlasıyla her şeyin kendi etrafında döndüğünü sanıyordu.
"Neler yaşadığını duydum. Gelip de yanında durmaya bile yüzüm yoktu. Sen ben ne zaman üzülsem yanımda olursun..." Ben de duygulandım.
"Pekala" Biraz daha devam etse ağlayabilirdim. Son zamanlarda gözyaşlarımı hayli cömert bir şekilde harcıyordum. Öyle ya da böyle kabul edecektim zaten.
"Anlamadım?"
"Affedildin."
"Gerçekten mi?" Tek kaşımı kaldırarak baktım.
"Bir daha sorarsan geri alıcam sanırım." Sırıtarak ayağa kalktı ve yanıma geldi. Ege keyiflenmişti. Alkım bana sarıldı. O meşhur sarılmalarından biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Kilitli
RomanceBazıları aşka inanmaz,bazıları ise umutsuzca aşkı bekler... Birde aşık olduğunu fark etmeyenler vardır... Bazı şeyler zamanla değişir ancak değişmeyen şeyler de vardır... Aşk bunlardan biridir... Onu hiçbir şey bozamaz çünkü sevdiğinin kalbinde kili...