SEVGİLİ PEYGAMBERİM

718 9 1
                                    

EBABİL KUŞLARI

Yemen, Habeşistan Krallığına  bağlı bir valilikti. Kısa boylu, şekilsiz, hilekâr ve ihtiraslı biri olan vali Ebrehe, eyaletinde yaşayan arapların her sene akın akın Kâbe'yi ziyaret için Mekke'ye gitmelerine sinirleniyordu. Bu sebeple, bu koyu hristiyan, San'a şehrinde devrin en namlı mimar ve ustalarına gayet süslü, gösterişli büyük bir kilise yaptırdı ve ismini ''Kuleys'' koydu.

Bunun ardından da Habeş Kralı'nabir mektup yazarak arapların şimdiden sonra hac için ancak ''Kuleys''i ziyaret edebileceklerini; Mekke'ye gitme maksadıyla hiç kimseye izin vermeyeceğini zira bu yüzden ülkesinin büyük maddi zararlara uğradığını bildirdi... Böylece kralın da izin ve desteğini almıştı...

Ebrehe'nin kararı, az zamanda her tarafa yayıldı. Böyle bir engelleme niyeti Yemenli arapları fena halde öfkelendirdi. Nukayl isminde bir yerli, Kuleys kilisesine giderek orada ibadet ediyormuş gibi üç gün-üç gece kaldıktan sonra kimsenin olmadığı bir zamanda vurdu, kırdı, içeriyi harabeye çevirdi ve ihtiyacını yaparak kirletti ve kayıplara karıştı. Ebrehe ağır bir hakarete uğramıştı.

Bir grup arabın kaza sonucu çıkardığı yangınla kilisenin tahta bölmeleri de yanınca vali, iyice küplere bindi... Ebrehe'nin intikam kararı işitilmemiş cinstendi...

Kâbe'yi yıkıp yerle bir etmek, enkazı fillerle Yemen'e taşımak ve Mekkelileri esir almak için dört bin Fil ve üç yüz bin Habeşliden kurulu ordusu ile harekete geçti.

Düşmanın, Mukaddes Kâbe'yi yıkmak üzere gelmekte olduğunu öğrenen Kureyşlilerin keyfi kaçmıştı. Bunun üzerine Mekke Emri Abdülmuttalib, içlere su serpici şu kısa konuşmayı yaptı:

-Ey Kureyş kabilesi; endişeye kapılıp, huzurunuzu bozmayın!.. Yemen ordusu gelip Kâbe'yi yıkamaz; Kâbe'nin sahibi vardır. O'nu koruyacağından şüpheniz olmasın. Ama ferman-ı ilahi böyle ise kim mâni olabilir?

Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalib, o günlerde gördüğü bazı rüyâların kendine göre tâbir ederek böyle diyordu; ama aslında O'nun da kalbi rahat değildi...

Bir müddet sonra Mekke çevresine gelen düşman öncüleri, arapların koyun ve develerini alıp götürdüler. Götürülenler arasında Abdulmuttalib'in dört yüz seçme devesi de bulunuyordu.

Abdulmuttalib, düşmana eli kolu bağlı teslim olmamak için Kureyşli yiğitlerle beraber silahlanıp, pusatlanarak cins arap atlarına binip vakit kaybetmeden Sebir Dağı'na çıktılar.

Dağda insanı hayret ve hayranlığa düşüren bir olay meydana geldi.

ARKADAŞLAR BU BENİM İLK HİKAYEMDİR GERÇİ BANA AİT DEĞİLDİR. AMA  OKUMANIZI VE BİLGİ SAHİBİ OLMANIZI İSTERİM. BELKİ ÇOK RAĞBET GÖRMEZ AMA HAYATINIZIN MİNİCİK BİR HADİSESİ HALİNDE OLMASI BENİ MUTLU EDER. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. TEŞEKKÜRLER...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 08, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEVGİLİ PEYGAMBERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin