YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

44.7K 1.8K 86
                                    

Keyifli okumalar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.


SEDAT

Ben kesinlikle aklımı kaçırmıştım.

Hoş, bunu kabul edeli daha birkaç saat olmamış mıydı? Buraya kızın gönlünü almaya gelen adamdan şu an eser yoktu. Ne zaman bu kadar gözü dönen, kıskanç bir hayvana dönüşmüştüm ben? İçimde böyle bir hayvanın olduğundan bile yeni haberdar oluyordum zaten.

Masal... İsmini aklımdan geçirdiğim anda bile beni delirten kadın. Her haliyle beni kahreden o kadın. Gözüme perde indirmişti adeta. Onunla yanıp onunla sönüyordum sanki. Kül olmak umurumda değildi. Hissetmediğim şeyleri ödümü patlatarak da olsa hissettirmesi umurumda değildi.

Gözlerinde gördüğüm o kırgınlık beni kahrediyordu. Buraya gelirkenki heyecanımı düşündüm. Ben değil miydim onun için çabalayacağını söyleyen adam? Ben değil miydim onu kaybetmek istemediğine karar veren adam?

Aklımdan geçenleri hazmetmeye çalışırken bir yanım lan beyinsiz, ne diye aksini yapıyorsun o zaman, diye sordu. Haklıydı lavuk. Ne bok yemeye böyle davranıyordum ben?

Masal kapıdan çıkıp gittiği anda ardından koşmak istedim fakat evdeki herkes gözlerini bana dikmiş bir açıklama bekler gibi bakıyorlardı. Şu an tek istediğim onun peşinden giderek, sımsıkı sarılıp beni affetmesi için yalvarmak olsa da buradakilere bir açıklama yapmadan şu lanet kapıdan çıkıp gitmem imkânsız görünüyordu.

Tamamen aklımı kaçırmıştım. Bu davranışımın başka bir açıklaması olamazdı.

"Sen bu kıza bir şey mi yapıyorsun, Sedat?" diye sordu Oya. Sesinden beni suçladığı o kadar belliydi ki. Bakışlarıyla beni şuraya gömüp üzerime toprak atacaktı neredeyse. Kapının ağzında dikilmekten vazgeçerek, gidip koltuğun birine kendimi bıraktım.

"Sanki bilmiyorsunuz," dedim sıkıntıyla.

"Neyi bilmiyoruz?" diye soran İdil'di. Sıkıntıyla ellerimi yüzüme kapattım.

"Siz göndermediniz mi onu bana? Baş başa kalmamız için onca planı siz yapmadınız mı?" Başımı kaldırıp kızlara baktım. Ne diyeceklerini bilemez halde öylece kaldılar. Tedirgin olduklarını fark ettim. Güzel, en azından yalnız değildim.

"Bende de suç var, kabul ediyorum ama benim nasıl bir adam olduğumu siz biliyordunuz. Nasıl arkadaşınızı göz göre göre benim insafıma bıraktığınızı düşünüp duruyorum ve aklım bir türlü almıyor."

Kızlar her şeyin farkında olsa da erkekler ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Serkay'ın sinirinin farkındaydım. Masal'ı kız kardeşi gibi sevip korurdu. Tufan denen adam Kerim'e bir şeyler söyledi ve izin isteyerek çıkıp gitti. Tam isabet! Bir de onu kafama takamayacaktım şu anda.

Zaten ne olduysa o herif yüzünden oldu, diye kendi bünyeme bunu işlemeye çalıştım ama o mantıklı yanım, ne zaman gerekli olsa ortadan kaybolarak siktir olup giden mantıklı yanım dönmek için şu anı seçmişti ki bana sürekli kendini kandırma, diye uyarı gönderiyordu.

Canın cehenneme...

"Biri bize hemen ne olduğunu anlatsın!" diye kükreyen tabii ki Serkay'dı. Ben elimden geldiği kadar üstü kapalı bir şekilde özet verirken kızlar yerin dibine geçmişlerdi. Yılbaşında olanları ve sonrasını kısaca anlattım. Kızların planını biraz daha detaylı anlatmış olabilirim. Adilik yapıyordum. Zor duruma düşüyorlardı ama kendimi kurtarmanın bir yolunu da bulmak zorundaydım. Yoksa hepsi beni buraya gömecekti, biliyordum. Çünkü yanlarında oturan adamlar ellerinden gelse onları bir kaşık suda boğacak kadar sinirle bakıyorlardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 6 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beklenmedik AndaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin