Bölüm 1

42 4 11
                                    

Önünde uzanan adamın ellerini avuçladı ve artık yaş akıtamadığı gözlerini zayıf bileklerine yöneltti. Mırıldandı ağlar gibi. Titreyen parmakları arasındaki eli iyice kavradı. O sırada içeri giren gözlüklü, yaşlı doktorla sildi burnunu. Geri çıktı birkaç adım. Belli ki yorgundu.

Muayene bitene kadar ısırdı yumruğunu delikanlı. Beyaz önlüklü, ayağa kalkıp gülümsediğinde gözlerinin yanındaki çizgiler gözükmüştü. "Sanırım birkaç haftadır beklediğimiz sonuç yakın. Sonunda uyanabilecek gibi. Bedeni tepki verebiliyor." diyip delikanlının omzuna dokundu. Karşısındaki adamın heyecandan elleri ve dudakları titriyordu. "Sanırım uyandığında ona bir özür borçlu olacaksın..?"

"Im-hm" Onaylarca çıkardığı sesten tatmin olmuş olacak ki onları yalnız bıraktı doktor.

"Mm..." Huzursuzca mırıldandı genç adam. Yanına oturup ellerini avuçladı son bir yıldır yaptığı gibi. "Bu gün... Bir kedi gördüm. Bilirsin, nisan ayında oldukça yağmurlu burası. Tam orman gülü ağaçlarının dönemi. Ancak kediyi birisi yolun ortasına bırakmıştı. Tıpkı senin gibi kapkara tüyleri vardı. Bu yüzden bırakamadım." Avucundaki elleri öptü. "Ona bakmaya karar verdim. Gözlerini açtığında görmen için sabırsızlanıyorum." Kavradığı eli yanağına koydu. "Keşke o nefes kesen gözlerini bir kez daha üzerime diksen. Yine ders kitaplarıyla vururken azarlasan ortalığı toplamadığım için." Tam ciğerlerinte tuttuğu havayı üfleyecekken avucundaki ellerin bir iki parmağı kendi elini kavradığında, açılan gözlerini karşısındaki adamın yüzüne çevirdi. "Tanrım..." Dolan gözlerine mani olamadı. Halâ ağlayabiliyordu demek...

Yarın sevdiği çocuğa daha fazla çiçek getirecekti...

[Bu bölüm kitabı kütüphanenize ekleyebilmeniz amacıyla yayımlanmıştır.]

The EndHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin