KLİŞE YO YE♪16♪
"Sadece Heaven kaldı."diye mırıldandı Troye elindeki telefonumu bana geri vermezken.
"Eğer sabah evde olsaydın öğle aramızı buna ayırmak zorunda olmazdık."dediğimde bana baktı kaşlarını kaldırarak. "Connor ile olan ilişkimi mi kıskanıyorsun?"
Tabii ki de seni sersem.
Yüzümü ekşittim. "Hayır? Neden kıskanayım ki?"
"Bilmem."deyip omuz silkti ve telefonuma geri döndü.
Tabii ki onları kıskanıyordum. Troye benden çok artık onunla vakit geçiriyordu ve bende abimi özlüyordum. Ona yanımda ihtiyaç duyuyordum.
"Calum nerede?"diye sordu Troye telefonumu sonunda bana vererek.
"Luke ile konuşuyordu."diye mırıldandım ve ilk önce BITE yazan şarkıyı açtım. Şarkıların yarısını ben yazmıştım ama isimlerini o seçmişti.
Daha ilk sözden gülümsememi durdurmazken, Troye da beni dikkatle izlemeye başladı. Bunu yazışımı hatırlıyordum. Ama gerçekten sesiyle çok güzel bir şeye dönüştürmüştü sözlerimi.
Birkaç şarkıyı daha dinlememin ardından Calum'ın bize yaklaştığını gördüğüm için şarkıyı durdurdum ve yanıma gelmesini bekledim. "Ben yokmuşum gibi davranabilirsiniz."diye mırıldandı Troye.
Calum gülerek bana doğru eğildi ve dudaklarıma kısa sürmesine rağmen etkisi büyük olan şu öpücüklerinden verdi. "Gel,"diye fısıldadı dudakları dudaklarımın üstündeyken. Tekrar beni öptükten sonra güzel ve biraz da yaramaz bir gülümseyiş eşliğinde kendisini geri çekti.
Masanın üstünden çantamı alıp, Troye'a döndüm ve masadaki yiyeceklerimizi gösterdim. "Bunları toplama işini sana bırakıyorum patron." Tatlı yüzünü buruşturup iyice tatlı yaptığında gülerek yanağını öptüm ve Calum'a dönerek çantamı taktım. "Umarım okulu ekmiyoruzdur?"
"Hayır. Seninle yalnız kalamadığım için biraz moralim bozuldu."
Çimenlik alandan açık alana geçerken, Amanda'nın bize doğru yürüdüğünü fark ettim ama onu görmemezlikten gelerek Calum'a gülümsedim. "Hafta sonundan sonra bu birazcık bana da ağır gelmiş olabilir."
Güldü. "Bana-"
"Seni küçük sürtük! Nasıl benim sevgilimi ayartırsın?"diyerek birden bağırarak konuşmaya başladığında Amanda, kaşlarımı çattım. Arkasında sürtük arkadaşları ve etrafımıza da okuldan birileri gelmişti. "Seni sevdiğini mi düşünüyorsun? O asıl beni seviyor!"
"Öyle mi?"diye mırıldandım ve Calum'ın elimi tutan elini kaldırarak birleşmiş olan ellerimizi ona gösterdim. "Senin elini böyle mi tutuyordu?"
"Benim sadece elimi değil, her yerimi tutuyordu."dediğinde yüzümü ekşittim. "Seninle yatmadığına bile eminim!" Tükürükler saçarak konuşurken ve gözleri alev alevken, ben düz bir şekilde ona bakıyordum. "Asla sana bana dokunduğu gibi dokunmayacak ya da yatakta asla onu memnun edemeyeceksin! Onun yatağı bana ait, kalbi gibi."
"Kapa çeneni Amanda."diye Calum tısladığında, kaşlarımı çattım istemeden.
"Neden? Seninle yattığımı benden duyması seni çok mu rahatsız ediyor?"
"Onunla yattın mı?"diye sordum elimi Calum'ın elinden çekerken.
"Sana söylemiştim Elle, onunla yatmadım."dedi Calum bana doğru bir adım atarak ama ben bir adım geri çekildim. Eğer onlar gerçekten yatmadıysa Amanda nasıl bu kadar emin konuşabiliyordu?
"Kıza yalan söyleme. Benim yerime kaç kızla yattığını ya da aldatma olaylarını dahi bilmediğine eminim."dediği anda Amanda, Calum'ı itekleyerek okula doğru ilerlemeye başladım dolu gözlerimle. "Francessca!"dese bile durmak yerine adımlarımı hızlandırdım bana yetişmemesi için.
Zaten peşimden de gelmiyordu.
Herkes bana bakarken, dolu gözlerimle hemen ilk kattaki kızlar tuvaletine girdim ve boş bir kabine girdikten sonra hemen hıçkırıklar eşliğinde ağlamaya başladım. Bana yalan söylediğini yediremiyordum.
Ona güvenmiştim.
Klozetin kapağını kapatıp, üstüne oturdum ve çantamı da kucağıma koyarak ağlamayı sürdürdüm. İçeride de kimse olmadığı için uzun bir süre rahatça ağlayabilmiştim. Kalbimin gerçekten kırıldığını hissediyordum.
Kapının birkaç kişi tarafından gülerek açıldığını duyunca hemen bacaklarımı kendime doğru çekip sesimi kestim. Kimsenin bir tuvalet kabininde ağladığımı bilmesini istemiyordum. Özellikle de Amanda sürtüğü yüzünden.
"Gerçekten o yüzü harikaydı."diyerek bir kız gülerek konuştuğunda gözlerim hala doluydu.
"Ah, video çekmediniz, değil mi?"diyen sesi tanıdığımda tüylerim diken diken oldu çünkü Amanda'ya aitti ses.
"Onunla yatmanı niye bu kadar sorun etti?"
"Aslında gerçekten Calum ile yatmadı."dedi diğer kız, başka bir kızın sorusunu yanıtlarken. "Ya da Calum benimleyken başka kızlara bakmadı. Sadık bir sevgili."diye mırıldandı Amanda. "Ama hangi cesaretle başka bir kız bulur?"
Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken, gözlerimin altını sildim.
Lanet orospu yüzünden boşuna üzülmüş, boşuna ağlamıştım.
"Calum ve sen hiç birlikte olmadınız mı?"dedi şaşkınlıkla aynı kız.
"Onu... Tahrik bile edemiyordum."diye sessizce konuştuğunda Amanda, aklıma plajdaki Calum ile olan anım geldi. "Ama yemin ederim eğer bunu herhangi bir başkasından duyarsam sizi gebertirim."
Onun söyledikleri yerine bir sürtüğü dinlediğime inanmak istemiyordum. Ama... Gerçekler ortadaydı.
Şaşkınlıkla elimle ağzımı kapatırken onlarda bu sefer makyaj malzemeleriyle ilgili bir konuşmanın ardından sonunda çıkmayı başarmışlardı. Bende onların gidişiyle kabinden çıktım ve aynadaki ağladığım fazla belli olmayan görüntümü düzelttikten sonra derin bir nefes alarak tuvaletten ayrılarak koridora geçtim.
Zil çalarken, Amanda ve gülerek konuştuğu arkadaşları ilerideki dolapların olduğu kısımda duruyorlardı. Onlardan gözlerimi çevirip, okula yeni giren Calum'ı görmemle gülümsedim ve ona doğru yürümeye başladım. Tamam, yapacağım hareket çok fazla klişelik ve başkaları için fazlasıyla mide bulandırıcı bir sahne olacaktı ama eğer bunu yapmazsam kendimi gerçekten bok gibi hissederdim.
Calum da kafasını kaldırdığında beni görünce adımlarını yavaşlattı ve sonunda karşı karşıya geldiğimizde, gözlerindeki acı dolu bakış canımı yaktı. "Yemin ederim onunla yatma-" Cümlesini tamamlamasını beklemeden parmak uçlarımda yükselip ellerimle yüzünü tutarak bana doğru yaklaştırdım ve dudaklarımızı birleştirdim.
Hemen dudaklarıma karşılık verirken, başını eğdi ve ellerini o da yanaklarıma koyarken, bende kendi ellerimi ensesine götürdüm.
"Calum Hood ve Francessca Mellet. Cezaya kalıyorsunuz."
* * *
KLİŞE OH OH OH OH