♪18♪
Evlerine girdiğimizde, Calum elimi tuttu ve beni yanına çekerek merdivenlere çıkmaya başladık.
"Benimle baloya gelmelisin."diye mırıldandı Calum. "Eşim ol."
"Baloya gitmek mi?"dedim düşünceli bir şekilde.
"Evet. Neden?"
"Geçen hafta, kötü bir rüya görmüştüm..."diye mırıldandığımda, kolunu belime sardı ve yanağımı öpüp burnunu öptüğü yerin biraz altına sürtüp huylandığım o nadir noktayı bulduğu için beni güldürttü. "Nasıl bir şeydi?"
Gülümsemem solarken onun geniş odasına girinceye kadar susmayı tercih ettim. Hatırlamak çok fazla, hem de o kadar fazla canımı yakıyordu ki... Şimdiden boğazımda kocaman bir yumru oluşmuş, kalbimde de sanki tonlarca ağırlıkta bir yük varmış gibiydi.
Calum beni yatağa oturttu ve önümde dizlerinin üzerinde oturduğunda, elimi yanağına koydum ve dudaklarına eğildim. Bir öpücük, Calum'dan gelen bir öpücük beni her zaman daha iyi hissettirdiği için dudaklarını öptüm. Kısa ama gerçek anlamda en tutkulu öpüşmelerimizden tekini yaşamamızın ardından, geri çekilip gözlerine baktım. "Üzgün olma."diye mırıldandı. "Üzgün olman tüm hevesimi kaçırıyor. Mutlu ol."dedi ve hala yanağında olan elimi tutup avuç içimi, tek tek tüm parmaklarımı ve bileğimi öptü.
Gülümseyerek alt dudağımı dişledim. "Sadece rüyam aklıma geldi."
"Anlatmak istemiyorsan sorun değil."
"Sen vardın."diye başladım. "Zaten yara veren kısmı bu sanırım."
Kaşlarını çattı ama bir şey demedi. "Balo çıkışındaydık, uyuşturucuyu biraz abarttığını söylüyor Ash. Üstümdeki eteği bile hatırlıyorum biliyor musun? Balo elbisesi olmak için çok sadeydi ama yine de baloda olduğumuzu bir şekilde biliyordum. Mavi eteğimi giymiştim ve sen takım elbiseliydin. Ama gömleğin dışarıda, kıratavat bile yoktu boynunda."
Yutkundum. "Sen, ben, Ashton ve Luke. Beraber gülerek otoparka gidiyorduk. Luke bunun beraber geçirdiğimiz son balo olduğunu söyleyince, dalga geçiyor sanıyordum ama sonra Ashton da ona katılıp bana sıkıca sarıldığında, gittiğinizi öğreniyordum. Beni bıraktığını."dediğimde, o da yutkundu ve gözlerini kaçırarak ayağa kalktı. Bir şey söylemek yerine bana arkasını dönüp elini cebine atıp sigarasını ve çakmağını çıkardı.
"Sana kızıyordum. Nasıl bana söylemediğin hesabını sormaya çalışıyordum ama sen beni dinlemiyordun bile. Calum... yüzündeki o umursamaz ifade bir rüya için bile çok kırıcıydı."
Sadece sigarasını yaktı ve dudaklarının arasından sigaasını çekip dumanı dışarı üfledi. "Kavga etmeye başlıyorduk,"diye devam ettim. "Sen ünlü olmaktan, hayranlardan bahsederken ben sadece beni nasıl bırakabileceğini, iki yıl boyunca sevgiliymiş gibi nasıl onca yıldan sonra beni bırakacağını soruyordum ama sonra... Beni itip, hayatından çıkmamı söyledin."
Biraz durdum. Ciğerlerim sıkışmıştı ve bunu anlatmaya devam etmek istiyordum aptal gibi. "Bende Ashton'dan beni eve bırakmasını söyledim. Her şeyi hatırlıyorum. Rüyamda gördüğümü bilyorum ama sanki gerçekti... Ashton bana arabayla evime giderken, uyuşturucuyu abarttığını, aslında öyle şeyler demek istemediğini söylüyordu. Ama yemin ederim gözlerin çok netti."
"Üzgünüm."diye fısıldadığını duydum Calum'ın.
"Sen neden üzgünsün?"dedim buruk bir gülüş eşliğinde. "Sadece bir rüyaydı."
"Sadece üzgünüm."
"Zaten araba kazası yapıyorduk sanırım rüyamın sonunda. Hatırladığım tek şey eteğimin kan olmasıydı. Sonra da uyanmıştım."
Calum bir şey demezken, tekrar sigarasını içti ve kolunu kaldırıp elinin tersiyle yüzünü sildi. Bu hareketi kaşlarımı çatmama sebep olurken, ayağa kalktım ve hemen onun yanına geçip ona bakmaya çalıştım ama yine bana arkasını döndü. "Bana bak Calum."
"Beni birkaç dakika yalnız bırakır mısın?"
"Hayır."dedim çatallaşmış sesi iyice gerilmemi sağlarken. Elindeki sigarayı aldım ve camın önündeki mermere bastırarak söndürdükten sonra kolunu tutup bana dönmesini sağladım.
Yanaklarından akan bir kaç yaş, gözlerinin sulu olmasıyla kalbim sıkışır gibi olurken, çenem titredi. "Neden ağlıyorsun?"diye fısıldadım şaşkınlıkla.
"Hiçbir fikrim yok."diye mırıldandı ve gözlerinin altını sildikten sonra derin bir nefes aldı.
"Bu sadece bir rüyaydı."
"Francessca. Seni çok seviyorum, tamam mı? Bana inanıyorsun değil mi bebeğim?"diye mırıldandı gözlerimin içine bakarak.
Kafamı salladım. "Bende seni seviyorum."
"Sana yemin ediyorum, seni asla bırakmayacağım."
"Böyle söyleyen herkes gibiyor Calum."diye mırıldandım. "Tabii benim senden önce gerçek bir ilişkim olmadı ama okuldakilerden biliyorum."dediğimde güldü ve bana doğru eğilip dudaklarını dudaklarımın üstünde durdurup bekledi. "Seks yapalım mı?"diye fısıldadığında gülerek kafamı salladım.
Bugün Calum ile geçirdiğim en duygusal ve bir o kadar da güzel bir gün olacağa benziyordu.
*
saçma bir bölümdü I think
ama calum...............
sanırım bir ara bende ağladım