Kervan sonunda Parlakdemir'e ulaştı. Gölge kervandan ayrılarak önden şehre doğru hareket etti.
Şehrin girişindeki muhafızlar Gölge'yi fark etseler de durdurmadılar. Sonucunda Av Birliği'nin rozeti kıyafetinde asılıydı.
Av Birliği rozetinin parlaklığını taklit etmek çok zordur. Onu taklit edecek yeteneğe sahip bir kişiyi ise kapı muhafızları zaten ayırt edemez.
Kapı muhafızları onu durduracak olsa bile tek yapacakları ellerindeki suçlu tespit cihazlarıyla kontrol etmek olurdu. Av Birliğin'de ise her üye, üyelikleri boyunca suçluluk kontrolünden geçer. Suçlu damgası yiyen birisi ise Av Birliği'nden atılır. Bu sebeple Av Birliği üyeleri şehir girişlerinde durdurulmaz.
Sonunda Gölge şehre girmişti. Elbette ilk yapacağı şey öldürdüğü haydutların başlarındaki ödülü toplamak olacaktı. Tek sorun avcı birliğinin nerede olduğunu bilmesine imkan olmamasıydı.
Parlakdemir, ana geçim kaynağı demir madenciliği olan bir yer. Çıkarılan ve işlenen demirin kalitesi sebebiyle ismi Parlakdemir olmuş.
Ana caddesinde hareket ederken dahi üstü başı toz ve toprak kaplı kişiler görülebilir. Ayrıca demirin bolluğu demirciliğe elverişli olduğundan cadde demirci ve demir tabanlı işletmelerle dolu. Ülkenin en iyi demircilik mekanlarından olduğu söylenebilir.
Gölge ana caddede büyülü hayvanını sürerek yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Çevresi silah ve zırh satan dükkanlarla doluydu.
Gölge'nin bu caddede hareket etmesinin sebebi Av Birliği'nin binasını en işlek caddesine yapmasının genel hareketleri olmasıydı. Her şekilde bir av birliği şubesi bulunurdu.
Gölge caddeyi yarılamışken av birliğinin binasını buldu. Beklemeden içeri girdi. İçeri girdiğinde sadece üç görevli masası olan çokta büyük olmayan bir salon gördü. İçeride ise görevlilerden başka kimse yoktu. Görevlilerde masalarında beklemek yerine normalde avcıların oturduğu bir masaya oturmuş kart oynuyorlardı.
Birisinin içeri girdiğini gören caddedeki herkes şaşkın bakışlarla binaya doğru bakıyordu. Görevliler de aynı durumdaydı. Hepsi bir anda kapıya döndü ve şaşkın şaşkın bakmaya başladı.
Parlak demir önemli bir maden şehri olsada sadece bir maden şehriydi. Kraliyet tarafından atanan Lord yeterince güçlü olmadığından çoğunlukla suçluların kol gezdiği bir yer halini almıştı.
Elbette gelen avcılarda fazla yaşayamıyordu. Avcı birliğinin şubesi ve çalışanlarının burada yaşayabiliyor olmasının tek sebebi ise suçluların hiçbirisinin Av Birliği'ni kızdıracak kadar aptal olmayışından kaynaklanıyordu.
Görevli kadınlardan birisi hızla kalkıp görev masalarından birisine geçti. Gölge bunu görünce masaya yaklaştı.
''Merhaba öldürdüğüm bir grup haydudun kafalarında ödül varmı diye öğrenmek istiyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz?''Gölge bunu söyledikten sonra kadına kaydettiği görüntülerin içinde bulunduğu kaliteli kayıt küresini ve rozetini teslim etti.
Kayıt küresinin asıl amacı üç boyutlu olarak on metre yakında olan her şeyi kayıt etmekti. Görevli küreye enerjisini yollayıp çalıştırdığında masanın üzerinde minyatür birçok figür belirdi. Figürlerin her birinin gözleri açıktı. Tam ortalarında hareket eden avcı olamasa; görevli bunun anlık bir kayıt edici olduğunu düşünebilirdi.
Diğer görevlilerde çevreye doluştu ve kaydı izlemeye başladı. İlk başta kimse ne olduğunu anlamasada daha dikkatli bakınca her şeyi anladılar. Her birinin kalplerinde bir delik olduğu ve kanın çıkışı net şekilde gözüküyordu.
Görevliler kaydı birkaç kez izlediler ve duracak gibi gözükmüyorlardı. Sanki kaydın kendine ait bir çekiciliği vardı. Karanlık bir ortamda ne olduğunu bile anlayamadan ölmüş birçok haydut. Hatta meşaleleri hala yanıyor.
''Daha ne kadar bekleyeceksiniz. haydutların başlarındaki ödülleri öğrenebilir miyim?''
Sonunda görevliler görevlerini hatırlamış gibiydi ve aralarından birisi suçlu tespit cihazını almaya gitti.
Geldiğinde dikdörtgen şeklindeki cihazı aktif hale getirdi. Gölge'nin gördüğü dikdörtgenin kendi tarafının hafifçe parladığıydı. Görevlinin baktığı yönde ise kayıttaki herkesin yüzleri vardı. Her biri cihazda göründükten sonra görevli dikdörtgenin ön bölümünde bir yere dokundu.
Önceden kayıttan kaydettiği herkesin yüzleri sırayla çıkmaya başladı. Suçlu olduğu bilinenler ve başına ödül koyulmuş olanların resimleri kırmızı bir çerçevede çıkıyordu.
''Kayıttaki herkesin suçlu olduğu onaylandı. Ödülünüz 48 altın 35 gümüş. Aralarından birisi altıncı seviye iken çoğunluk beşinci seviyeye ait suçlulardan oluşuyor. Başarınız rozetinize yüklenmiştir. Başka bir isteğiniz var mı?''
''Evet şehirde olduğu düşünülen tüm suçluların listesini istiyorum. Ayrıca İri Boğanın yeriyle ilgili güncel istihbarat varsa tercihim olur.''
Görevli sadece bir kağıt uzattı. Bu Gölge'nin beklediği istihbarat raporu değildi. Beyaz Kanat'dan aldığı istihbarat bile daha ayrıntılıydı.
Görevli Gölge'nin sorularını tahmin etmiş gibiydi.
''Üzgünüm ayrıntılı bir istihbarata sahip değiliz tek bildiğimiz şehirde olabilecek suçlu patronları hakkındaki raporlar. Burada Av Birliği'yle istihbarat paylaşmak pek hoş karşılanmaz. Hatta aylardır gördüğümüz ilk avcı sizsiniz. Son gelende fazla yaşayamadı. Dikkatli olmanızı tavsiye ederim.''
Gölge kağıdı incelediğinde içinde sadece iki suçlu patronu hakkında yarım yamalak bilgi olduğunu gördü. Bunlardan birisi İri Boğa'yken diğeri Kabus'tu.
Gölge kendi kendine konuşmaya başladı.
''Kabus güzel bir isim. Bunu avlamak çok zevkli olabilir.''
Görevliler bunu duyduğunda iyice endişelenmeye başladı. Suçlular Av Birliğinin görevlilerini rahatsız etmeye cesaret edememiş olsalarda ciddi bir sorun çıkarsa güvende olacakları garanti edilemezdi. Sonucunda karşılarında olan kişiler haydutlardı.
Kağıdı daha ayrıntılı incelediğinde yerleriyle ilgili Beyaz Kanat'ta olmayan bir bilgi buldu. Öncelikle iki suçluda şehrin dışında üstler kurmuşlar. İri boğa şehrin Kuzey'indeki ormandayken, Kabus şehrin Güney'indeki bir dağdaymış.
Şehirde göstermelik olsa da hala muhafızlar var. Ciddi bir isyan veya çatışma çıkarsa kraliyet ordusu olaya müdahale edeceğinden işlerini dışarıdan yönetmeye karar vermişler. Sonunda şehir dışında kendilerine ait üstler kurmuşlar.
Gölge bir süre durup düşündükten sonra görevli kadına döndü.
''Onları bulmam için yapabileceğiniz bir öneri var mı?''
Şehirde üstleri olamasa dahi arada bir bir şekilde şehre giriyor olmalılar. Yoksa nereye ne şekilde saldıracaklarını belirleyemezler.
Görevli bu soruyu duyunca iyice terlemeye başladı. Gölge ilk başta olayı anlayamamış olsa da. Sonradan görevlinin korkusunun sebebini fark etti. Suçlular hakkında bilgi verirse fazla yaşayamazdı.
''Neyse boşver. Benim yerimi merak eden olursa Şehre gelmeden önce yolda iyi bir kamp yeri görmüştüm. Şehrin Batı'sından çıkıp yolu izlemeleri yeterli. Cesareti olan gelsin hahaha''
Gölge gülerek binadan ayrıldı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölge (Suçluların Kabusu)
Fantasy(Hikaye yarım kalmış hikayelerimden birisidir. Okuyacaksanız lütfen bunu göz önünde bulundurun. İyi okumalar.) Hisar şehrinde tüm ülke tarafından tanınan birisi yaşar. Annelerin çocuklarına yatmadan önce anlattığı korku hikayelerinin baş karakteri...