*8. Bölüm- Yakınlaşma*

180 16 19
                                    


Bütün yolların sonu aynı noktaya çıkar.

- Neymiş o?

- Hayal kırıklığı.

Bir yerlerden alıntı yapmaya bayılırım ve kitabımda da buna sıkça yer vereceğim :)) İyi okumalar••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir yerlerden alıntı yapmaya bayılırım ve kitabımda da buna sıkça yer vereceğim :)) İyi okumalar••









Sarı bukleleri önüne düşen Edward bu hareketi tekrar tekrar yapmaktan yorulmuş bir şekilde iç çekti. Larkec köşke yaklaştıklarını söylediğinde köşede büzüşmüş olan Bell'in yanına eğildi. Soğuk teri saçlarını alnına yapıştırmış ve dudakları bir şey söyleyecekmiş gibi aralanmıştı. Uzun süre cama koymaktan kızarmış yanaklarına ve korunmaya muhtaç bir kız çocuğu gibi duran masum yüzüne Edward bir süre baktı. Bu saniyeler sırasında Edward'ın yüzüne içten bir tebessüm oturdu.

Bell uyku sersemliğiyle sesin geldiği yöne kısık gözlerle baktı. Gözleri kızarmış ve şişmişti.

''Ah geldik mi?''

Edward kafasıyla onaylarken ona daha fazla bakmaması kanaatine kapıldı.

Çelik kapıyı açarken Lizy ikisine de gülümsedi. Bell solgun bir şekilde merdivenlerden aşağıya inerken kayıp düşmesinden endişelenen Edward koluna girdi ve odasına kadar ona eşlik etti. Bell'i İçeriye götürüp yatağına oturtan Edward onunla konuşup konuşmak istemeyeceği konusunda tekrar şansını denedi fakat işe yaramadı. Bell teşekkür ederek istirahat edeceğini söyledi ve onu yalnız bırakmasını istedi. Edward'ın içi ne kadar huzursuz olsa da istediğini yaptı.

Gelen seslerle birlikte Bell kafasını gömdüğü yastıktan uzaklaştı. beyaz geceliğinin üzerine sabahlığını geçirip omzunu örterek pencereden dışarıya baktı. Arabayı görünce geldiklerini anladı ve merak duygusu içini kemirdi.

Odasından bir solukta çıkarak yukarıya çıktı ve kapının kapanma sesini duydu. Mumlar ile aydınlanmış loş ortamda Bell kimin geldiğini pek seçemedi. Ardından Andra'nın sesini duyunca merdivenin köşesinden hafifçe çekilerek onları görmesini sağladı.

''Ah Tanrım Bell bu sen misin? Beni korkuttun.''

Lauren elini kalbine koymuş bir şekilde iç çekti.

''Üzgünüm bayan Grant, geldiğinizi görmek istedim.'' Bell muzipçe gülümsedi.

Lauren iki elini kızın yanağına koyarak ona sevimlice baktı.

''Sorun değil. Bu saate kadar uykusuz kalmanı istemeyiz.''

Sonra aniden yüzü asıldı.

''Diandra, Edward ile senin doğum günü bitmeden ayrıldığını söyledi. Bir sorun mu var yoksa? iyi gözükmüyorsun hayatım.''

Bell acısını tekrar bastırmaya çalışarak gülümsedi.

''Hayır efendim bir sorun yok. Sadece biraz başım ağrıyordu ve Edward centilmence beni bırakmayı teklif etti. Kaçırdığım için üzgünüm.''

Arka Bahçeden SevgilerleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin