3 yıl sonra...
Yine lanet olasıca alarmın sesiyle uyandım..demek isterdim fakat kendim uyanmıştım.Saat henüz 6'ydı.Bugün annem ve babam boşanıyorlardı.Ne harika demi (!)
Bir saattir odamda dolanıyordum.Saat 7 olmuştu.8'de evden çıkacaktık.Hazırlanmaya başlasam iyi olurdu.Banyoya gidip ılık bir duş aldım ve rahatlamaya çalıştım.Ama sadece çalıştım,yani anlayacağınız hiç bir boka yaramadı.Banyodan çıkıp odama geldim.Altıma siyah dar bir pantolon üzerime ise yine siyah üzerinde kırmızıyla "I'M LOST" yazan bir tişört giydim.Ayakkabı olarak da siyah nike koşu ayakkabısı tercih ettim.Saçlarımı at kuyruğu yaptım.Telefonumu arka cebime koyup mutfağa gittim.Annem ve abimde mutfakdaydılar.Anneme hiç bakmadan masaya oturdum bir kaç lokma bir şeyler tıktım ağzıma ve kalktım.Saat 07.40'dı.Daha 20 dakika vardı bende odama geçtim.Ardımdan da abim girdi.
"Mira?"
"Ne?"
"Yapma.Böyle durma.Bizim güçlü olup onlara güç vermemiz lazım güzelim.Bir de sen yapma."
"Ne gücü ya? Bende çok güç varda onlara vermesi kaldı!Abi..Sen anlamadın galiba,boşanıyorlar!Babam ya da annem uzun bir tatile çıkmıyor bildiğin boşanıyorlar.Onlar bana,bize bunu yaparken bende onlara güç veremeye çalışacağım öyle mi ? Kusura bakma ama buna kuşlar bile inanmaz."
"Üzgünüm.Haklısın.Peki sen ne yapacaksın? Daha reşit olmana 1 yıl var.Hangisinde kalmayı tercih edeceksin?"
"Bi-bilmiyorum.Ben şeyy.."
"Ne güzelim,neden çekiniyorsun bu kadar?Benden çekinme,insan abisinden çekinirmi?"
Kollarını belime sardı.Sonra bir elini başıma getirip beni göğsüne bastırdı.İşte o an..o an dedim ki,iyi ki bir abim vardı,seni yaratan Allah'a binlerce kez şükürler olsun.
"Ben seninle kalmak istiyorum.Ne annemle ne de babamla,ben seninle kalmak istiyorum."
Başımı geriye çekip yüzüne baktım,şefkat vardı gözlerinde,sevgi vardı..
"Nasıl istersen.Sen benim bu dünyadaki en değerli varlığımsın prenses,dizimin dibinde olman benimde işime gelir."
Sonra da göz kırptı.Buruk bir şekilde tebessüm ettim.Onu çok seviyordum.
"Canımsın.Canımdan bir parça.Sen hiç gitme."
Daha sıkı sararak cevabını verdi.
▶▶▶▶▶▶▶▶▶▶
Adliyeden çıktık.Eve gelince,odama çıktım hemen.Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Yaklaşık yarım saattir ağlıyordum.Tam o sırada telefonum çaldı.Ekranda "KIRO" yazısını görünce nedense içim kıpır kıpır oldu.Ah,ne düşünüyorum ben,daha yeni ağlıyordum oysaki.Titrekçe bir nefes aldım ve telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim?"
"Ağlıyor musun sen?"
Beni çok iyi tanıyordu.Neredeyse abim kadar iyi.Tekrar titrek bir nefes aldım.
"Ha-hayır.Ne alâka?"
"Ne oldu? Kim üzdü lan seni!"
Yine başlıyoruz.
"Ne için aramıştın?"
"Nasıl olduğunu öğrenmek için ama şuan asıl meselemiz seni kimin üzdüğü.Kim üzdü seni!"
Hep böyle olurdu.O benim cevaplamak istemediğim şeyleri sorar bende onun sorusuna çok alakasız cevaplar verir ardından bir posta azar işitirdim ve telefonu kapatırdık.3 yıldır aynı terane dönüyordu.İlk başlarda çok canımı sıksada sonradan sonraya alışmıştım.Şimdi ise iki gün aramasa merak ediyordum.Hatta bazen sıkılınca falan mesaj atıyordum.Mesajlaşıyorduk.Onun hakkında bir çok bilgiye sahiptim.Ee boru mu? 3yıldır tanışıyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISKANÇ
Teen FictionAslında sadece sevmişti.Fakat bunu gösterme şekli biraz sertti.Çok sahiplenici olması onun suçu değildi ki. İyi okumalar..