Veee ilk bölüm sizlerle... Umarım yayımlamış olduğum ilk bölümü beğenirsiniz...Bu arada hikayemin kapağını hazırlayan @purplequeen37 yani İrem Çoban'a çok teşekkür ediyorum ve bu bölümü kendisine ithaf ediyorum.Bol bol yıldız,vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin...
Görüşmek üzere ve keyifli okumalar...Medyada, Jessica ve ailesinin yeni evleri bulunuyor.
Ara görselde, Jessica karakterinde Bridgit Mendler...
Merhaba!Ben Jessica Nichol. Hikayeye başlamadan önce sizi kısaca bilgilendirmek istedim.Benimde her genç kız gibi sıradan, normal bir hayatım vardı. Ta ki 7 gün öncesine kadar... Ama şimdi kayıp bir ülkenin - daha adını bile bilmiyorum- gözde bir prensesi oldum.Ne tuhaf degil mi? Daha bir gün öncesine kadar evde bulaşık yıkarken, bir gün sonra eli sıcak sudan, soğuk suya sokulmayan bir prenses oldum.Yardımcılarım ve bana tapan bir çok insan var -ki bu hiç hoşuma gitmiyor- Ve şimdi size normal bir kızın nasıl prensese dönüştüğünü anlatacağım...
Her şey 7 gün önce başladı;
Güneş tam tepedeydi ve odamın penceresinden bana doğru süzülüyordu.Güneş tenimi hafifçe yakarken,yatağımda salondan gelen tıkırtıların sesi ile kıpırdandım.
Bir kaç saniye kendime gelmeyi bekledim ve o zaman aklıma bir şey dank etti.Tabi ya nasıl unutmuş olabilirim!! Bugün yeni evimize taşınıyoruz! Hemen, aceleyle yerimden kalktım ve pjamalarımı çıkartıp günlük kıyafetlerimi giydim.Aklımda annemin bana ne kadar sinirlendiği ve yiyeceğim azar düşünceleri dolaşıp duruyordu.Bu düşünceyle yüzümün gerildiğini hissettim.Ve aklıma bir düşünce daha geldi ve bu düşünce beni dehşete düşürdü.Ya annem bana ceza verirse!!Genelde annemin cezaları dayanılmaz olurdu.Yani 1 hafta telefonumu alma gibi ya da 1 hafta bilgisayar yasağı gibi...Gerçekten annem beni nereden vuracağını iyi biliyordu.Benim en zayıf noktam teknolojik aletlerdi ve annem bunu bilerek her defasında bu açığımdan ceza veriyordu bana.Ama ne olursa olsun o benim annemdi ve annem gerçekten iyi ve melek gibi bir kadındı. -tabi sinirli anları hariç- Bu düşünceyle odamın kapısından çıkarken gözüme bir şey takıldı.Çalar saat!!
Evet,ben çalar saati erkenden kalkmak için kurmuştum.Lakin çalmamıştı ya da ben duymamıştım. İçimden "lanet olası çalar saat" diye geçirdim ve sonra çalar saate "lanet olası" dememin ne kadar tuhaf olduğunu düşünerek güldüm merdivenlerden aşağı inerken.
Salona vardığımda bir çift sinirli göz beni süzüyordu.Bu korkunç bakışların sahibinin kim olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde..( tabi ki de annem!!!) Bir kaç adım daha attıktan sonra annemin ne diyeceğini merak edercesine yüzüne baktım.Annem bir hışımda önüme geldi ve sitem ve öfke dolu, fazla yüksek olmayan bir sesle bağırdı;
"- Jessica,genç bayan!Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Dur tahmin edeyim.Tabi ki de bilmiyorsun! Saat tam 12.00 ve sen daha yeni uyandın.Bugün yeni evimize taşınıyoruz ve sen hâlâ burada oyalanıyor musun? Çok işimiz olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde! Derhal odana çık ve eşyalarını topla!"
Jessica kendisine karşı sıralanmış bu öfke dolu cümleler ve sorular karşısında ne diyeceğini bilemedi.Bir kaç saniye öylece kalakaldıktan sonra kendisini toparladı ve salonun köşesindeki karton kolilerden ikisini alıp odasına doğru yürümeye başladı.Annesinin dehşet dolu bakışlarını üzerinde hisseder gibi oldu Jessica.Bu onu rahatsız ederken annesinin az önceki sesine nispeten daha sakin olan sesini duydu;
"- Jessica! Tam 10 dakikan var! 10 dakika içinde koliler burada olsa iyi olur! Aksi takdirde bir hafta telefonundan ayrı kalmaya hazırlansan iyi olur genç bayan!"
Jessica bu sözler karşısında bir kaç saniye kendine gelemedi. Tahminin doğru olabileceğinin,telefonunun bir hafta kendisinden alınabilme ihtimalinin verdiği stresle daha hızlı yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyülü Kitap 1-Esrarengiz Sır
FantasySizce bir insan hem prensesliği,hem tanrıçalığı,hem de üstün bir zekâyı bünyesinde barındırabilir mi?Güçlerinin farkında olmayan,yalandan ibaret hayata mahkum edilmiş bir genç kızın hikayesine şahit olun...