Sedyenin üzerinde hastanenin o durgun karanlık koridorlarında ilerlerken kendimi birden bir morgun içinde buldum.O kadar soğuktuki damarımdaki kanı dahi donduruyordu ,yaşiyan bir ölüydüm.Oksijenden bile mahrum kalan o koridirlarda ilerlerken ameliyathanenin kapısı açıldı.Ve gözümün önünde bir doktor belirdi.Doktorun yanındaki asistan doktora ameliyatın nasıl geçtiğini sordu.Doktor "sağ odadaki hastanın durumu iyi ama sol odadaki hastayı kaybettik"dediği an vücudumda bir tuhaflık olduğunu sezdim derimdeki parçalar teker teker soyuluyor yok oluyordum.vücudumla beraber çevremdeki eşyalarda yok oluyordu bir boşlukta kaldım öylece, sonra aniden bir ses beni gerçek dünyaya geri getirdi."Selin okula geç kalıyorsun" bu ses annemin sesiydi aniden uyandim ve bunun bir kabus olduğunu anladım.
Masanın üstündeki çalar saat 9:00'u gösteriyordu.Okula geç kalmıştım.Yataktan fırlayıp gardırobun içindeki yeşil renk okul üniformalarımı çıkartıp giydim uyurken dağılmış olan saçlarımı topladım ve siyah renk ayakkabılarımı giydim.Bunları yapanadek masanın üstündeki çalar saat bir daha çaldı saat 9:57'yi gösteriyordu. Acele edip evden çıktım.Herzamanki gibi evimizin hemen yanı başında olan durağa gittim.Aynı yüzleri herzaman görmekten sıkılmıştım.Otobüs 5 dk'da bir geliyordu.Her seferinde de tıklım tıklımdı.Otobüs her gelişinde insanlar savaşa gidermişçesine otobüse binmeye çalışıyorlardı.Tam durak boşalmış derken yeniden doluyordu.Aradan 20 dk'a geçtikten sonra sonunda bir boş otobüs geldi.Bu kez savaşa giden kimse olmadığı için rahat bir şekilde otobüse bindim.Ve okula vardığımızda indim.Okulun dış görünüşü Akbaba mekanı gibiydi.Okul kapısından içeri girdim.koridorda yine sadece ben vardım.Birde rüzgarın sesi bana eşlik ediyordu her bir adımda rüzgar dahada sakinleşiyor dahada uzaklaşıyordu.En son rüzgarda beni terk ettiğinde sınıfımın kapısına ulaşmıştım.Kapıyı tıklatıp içeriye girdim.Sınıfımızın mevcudu 40 olduğundan içerisi leş gibi kokuyordu.O koku yetmezmiş gibi o bunak kimyacının yüzünüde görmek zorunda kaldım içeri girdiğimde yine o karga sesiyle" Selin yine geç kaldın" dedi.Tam cevap vereceken kimyacı:"Aaa sen dur ben soylim hocam uykuda kalmıştım"dedi.Dalga geçermişçesine bir tavırla bana yanıt verdi. O an hayati umursamadığım aklıma geldi.Ve onunda hayattın bir parçası olduğunu düşününce hiç birşey demeden sınıfta tek arkadaşım olan Azra'nın yanına oturdum.Ders boyunca hiç hareket etmeden öylece dışarı baktım.Hayattın anlamsızlığı o kadar açıktı ki.Ben hayattı incelerken kolumda bir dürtülme his ettim.Daldığım düşüncelerimden bir an kafamı çıkardığımda Azra'nın kolumu dürtüğünü gördüm.Ona nolduğunu sorup bir an kafamı kaldırdığımda kimyacı dersi işlemeyi bırakmış gözlerini bana dikmişti.Sandelyeden kalktı ve üzerime yürümeye başladı.Yanıma vardığında
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'LA KAL
Teen FictionBazen birileri ışıklarımı kapattı diye düşünüyorum çünkü öyle kör oluyorumki SENİ bile göremiyorum