Çuvalladım...
Aynen öyle çuvalladım. Mert sayesinde bulduğum numarayı aradım. Adam neredeyse 20 yıldır bu arabayı kullandığına ve öyle bir kazaya şahitlik etmediğine yemin ediyordu. Aklıma ilk gelen şey o yıllarda arabanın el değiştirmiş olduğuydu ama adam önceki sahip hakkında hiçbir şey bilmediğini adını bile hatırlamadığını söylüyordu. Bana arabanın neredeyse hurdaya çıkacağından filan bahsetmeye başladığında özür dileyerek telefonu kapattım.
Biliyorum biliyorum... Dile kolay onca yıl geçmişti değil mi?
Biraz rahatlamak adına bahçeye çıktım. Volta atarken şimdi ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Acaba Mert'e söylesem dayısı bir önceki sahibi de bulabilir miydi? Gerçi o zamanki teknolojiyle bu kadar veri depolanıyor muydu? Bu da bir soru işaretiydi.
"Off delircem." Kendimi yerdeki çimlerin üzerine bıraktım.
Gökyüzüne baktığımda yıldızları gördüm. Enerjim birden değişti ve gülümsemeye başladım. Demek dilek tutmuştun ha? Zaten biliyordum ama bir kez daha denemek istedim. Gözlerimi yıldızlardan ayırmadan sağ elimi kalbimin üstüne koydum ve kendi kendime sordum.
"Onu seviyor musun?" Onur'u düşünmek bile kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Cevap netti.
"Evet." Kalbimin cevabı netti.
Gözlerimi açtığımda hala bahçede yatıyordum. Gökyüzünün rengi açılmaya başlamıştı.
Uyuyakalmışım...
Her yerim ağrıyarak yerden kalktım. Affedersiniz ama şeyim donmuştu. Olabildiğince hızlı bir şekilde eve girdim. Yatağımın üzerindeki pijamaları giyip pikeme sıkıca sarındım.
~~
Aynı gün 2. uyanışım da hiç hoş olmadı. Kapı zili kafama vurulan bir tokmağı andırıyordu. Söylenerek kalktım.
"Hangi densiz bu saatte?"
Uykulu gözlerimi ovuşturup kapı deliğinden baktım. Onur'du bu. Kendime ne kadar rezalet göründüğümü düşündüremeyecek kadar kısa bir sürede kapıyı açtım.
Beni görünce şaşırmış gibiydi. Saatine bakıp "Ben seni işe gitmeden yakalamayı umuyordum ama anlaşılan daha uyuyormuşsun." Bana tekrar baktı ve gözleri üzerimde takılı kaldı. Yüzünde bir gülümseme belirdi. Nereye bakıyordu bu? Üstüme baktığım anda suratına kapıyı çarptım.
Nasıl yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat kafamı tişörtün kol yerinden ve kollarımdan birini de kafa yerinden geçirmiştim. Can havliyle çıkarmaya çalıştım ama kafam kol yerine göre oldukça büyüktü ve çıkmıyordu.
Giyerken nasıl olmuştu da sıkıntı yaşamadan geçirmiştim?
Sonunda çıkarıp düzgün şekilde giydim. Kafamdaki kuş yuvasını elimle bastırmaya çalıştım. Holdeki aynaya baktığımda suratımın kıpkırmızı olduğunu gördüm. Tamamen rezalet görünmemin yanında tabi ki...
Bir an için yukarı çıkıp eli yüzü düzgün bir şeyler giymeyi düşündüm ama fazlasıyla bekletmiştim.
Nihayet kapıyı tekrar açtığımda yüz ifadesi kendini gülmemek için zor tutuyormuş gibiydi. Çok utanmıştım. İçeri davet ederken "Görmemiş gibi yapma ihtimalin yok mu acaba?" diye sordum.
"Sanmıyorum." Dedi sırıtmasını gizlemeden. Ona gözlerimi kısarak baktım.
"Umarım ben de senin rezil olduğun bir anı görürüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Kilitli
Storie d'amoreBazıları aşka inanmaz,bazıları ise umutsuzca aşkı bekler... Birde aşık olduğunu fark etmeyenler vardır... Bazı şeyler zamanla değişir ancak değişmeyen şeyler de vardır... Aşk bunlardan biridir... Onu hiçbir şey bozamaz çünkü sevdiğinin kalbinde kili...