Sabah alarmın sesin söverken buldum kendimi.Gözlerimi açtığımda buraya ne kadar da yabancı olduğumu anladım.Maalesef kalkmak zorunda olduğumu hatırlayıp yataktan kalkarak rutin işlerimi hallettim ve piyamalarımı çıkarıp dolabımın karşısına geçip kıyafetlerin bana ne kadar da yabancı olduğunu anladım.Elbiseler,şortlar,taytlar vardı.Hiç benlik değildi bu kıyafetler.Benim tarzım yırtık pantolon tişört ve düz ayakkabılardı.Bunlar ise o kadar saçma ki diğer eşcinslerim nasıl giyiyorlar ki bu saçma kıyafetleri.Ama bu eve gelmeden önce yeni üvey annem bütün kıyafelerimi atmıştı ve yerine bu saçma kıyafetleri giymemi söylemişti.Babam da buna hiçbirşey dememişti.Sadece o cadının haklı olduğunu söylüyordu.Neymiş artık yaşım ilerlemiş ve bu aileye yakışır bir genç kız olmalıymışım.O kadına noluyo ki daha altı üstü iki haftadır tanıyo beni.Neyse bugün sinirlenmemeliyim.Ne de olsa aile(böyle aile mi olur)toplantımız var.Dolapta en sade ve en basit duran beyaz elbiseyi alarak üzerime giydim.Ama içinde bi rahatsız oldum. Mecburen giymek de zorundaydım.O yüzden daha fazla sinirlenmeden ayakkabı dolabını açtım ama insan nasıl sinirlenmez ki ya hani benim air max lerim,hani benim nike ların,adidaslarım bulduğum beyaz bi ayakkabıyı ayağıma geçirerek saçımı topuz yapıp aşağı indim.Sinirime hakim olamayarak bulunduğum yerde bütün gücümle ''babaaa''diye bağırdım.Bir anda evin bütün hizmetlileri cadı,babam ve bir tanımadığım ama yakışıklı olan çocuk karşşıma geçip ne oldu bakışıyla bana bakıyorlardı.''baba annemin bana ölmeden önce aldığı son ayakkabılarım nerede?ya bana onları verirsiniz ya da bu evi baştan aşağı ben arar eğer bulamazsam sonunu sen biliyorsun ''dedim.Sanırım babamı kızdırmıştım ki hızlı ve öfkeli bir şekilde merdivenleri çıkıp yanıma gelir gelmez bana hayatımda yemediğim tokayı attı.Neye uğradığı anlamadan bir elim yanağımda babamın dediklerini dinliyordum.''ya bu evde nasıl yaşaması gerektiğini öğrenir ona göre davranırsın ya da ben sana nasıl yaşaman gerektiğini öğretirim.İkisinden birisini seç ve bir dahakinde haraketlerine dikkat et''dedi.Hayatımda babamdan bi tokat bile yememiş ben herkesin içinde o cadının işleri yüzünden tokat yemiştim.Tabiiki bunun altında kalamazdım elimi yanağımdan çekip babamın karşısına geçerek''hayatımda bana bir tokat atmayan babam salak bi evde salak bir kadıının işleri yüzünden bana tokat attı.Bana attığın bu tokat sadece canımı acıtmadı baba aynı zamanda senin gerçek yüzümü görmüş oldum.Ama emin ol ki bu şans sana birdaha gelmeyecek baba çünkü bundan sonra senin Deniz adında bir kızın yok.Beni unut ev bu cadalozla aynı evde yaşa baba''diyerek odama gidip dün çıkardığım kot pantalonumu ve tişörtümü giyip telefonumu ve cüzdanımı alarak aşağı indim.Babam masanın önünde sandalyeye oturmuş beni beklerken merdivenlerden inip babama bile bakmadan kapının önüne geldim ama babamın sesini duyunca durdum''eğer o kapıdan çıkarsan emin ol bir daha giremezsin ''dedi.''unutma ki ben çoktan seni sildim sen debeni silsen iyi olur'' diyerek kapıdan çıkıp kapıyı sertçe çarptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ AŞK GERÇEK OLDU
Romanceİki kardeşin imkansız dediği aşk gerçek oldu...Hayata tutunma dalları tek birbirleri kalınca ister istemez ilerlediler...Araya mesafe koyamayınca işi kadere bağladılar...Kimi yerde ağlatan,kimi yerde güldüren ve kimi yerde düşündüren bir kitaptır...