Medyada benim çok sevdiğim bi şarkı var isterseniz dinleyebilirsiniz. İyi okumalar...
'Uçlu kalemlerimin, uçları bu aralar fazla kırılıyor. Aynı kalbim gibi.'
"Kaan' ın Ağzından"
Arabada sessizlik devam ederken konuşmasını diliyodum. İsterse bağırsın çağırsın ama konuşsun benimle.
Onu... Onu öptükten sonra bana hiç bi şey dememiş sadece bunu nasıl yaptığımı sorgular gibi dolu gözleriyle suratıma bakmıştı.
Ve bu acıtmıştı. Onu öptüğüm için gözlerinin dolması fazla, çok fazla acıtmıştı.
Evet, onu öpmem doğru değildi. Ama öpmüştüm işte. Bi anda olmuştu. Ben bile ne yaptığımı sonradan kavramıştım.
Konuyu açıp özür dilicekken sözümü kesip bu konu hakkında konuşmak istemediğini söylemişti. Tek konuşmamızda bu olmuştu zaten.
Daha fazla dayanamayarak arabayı sağa çektim. Öyle ya da böyle konuşmamız lazımdı, şu öpme mevzusunu.
Durduğumuzda Defne bakışlarını camdan çekerek üzerime dikti. "Neden durduk?" diye sorunca ona bakarak "Konuşmamız lazım." dedim, itiraz istemeyen bi ses tonuyla. Kafasını onaylar anlamda sallayıp eliyle dışarısını gösterdi ve "Şurdaki parka gidip konuşalım o zaman." dedi. Kafamı onaylar anlamda sallayıp kapının kilidini açarak arabadan indim. Defne' de arabadan inince arabayı kilitleyip sessizce yürümeye başladık, beraber.
Boş bi banka oturduğumuzda tekrar sessizliğe büründük. En sonunda bu durumdan sıkılarak ayağa kalktım ve Defne' nin karşısına dikildim. Bana öylece bakarken dudaklarımı aralayarak konuşmaya başladım. "Susma Defne. Bi şey söyle. Herhangi bi şey."
Defne ayağa kalkıp karşıma dikildiğinde konuşacağını anlayarak onu bekledim. Sakin bi yüz ifadesiyle bana bakarak omuz silkti ve "Ne dememi bekliyosun Kaan? Bunu neden yaptığını bilmesemde, sonuç olarak isteyerek yaptığın bi şey değildi. Bu konu hakkında konuşmak istememem seni neden bu kadar rahatsız ediyo anlamadım?" diye sordu.
"Çünkü bana kızmanı istiyorum Defne. Kendime kızmam bi şeyi ifade etmiyo. Senin bana kızmana ihtiyacım var hepsi bu. Sanki kızmamış gibi davranıyosun Defne. Ne yapmaya çalışıyosun, anlamıyorum."
"Şuan içimden sana neler yapmak geçiyo bilemezsin Kaan. Ama yapmıyorum işte. Benim ilkimi almana rağmen yapmıyorum hiçbi şey." diye bitirdiğinde sözlerini sinirle gülerek ona baktım ve "Neden Defne? Neden yapmıyosun?!" dedim, sesimi hafif yükselterek. Gözlerini kısa bi süre yumup tekrar açtı.
O an fark ettim... Gözleri kıpkırmızıydı ve göz altları da çökmüştü hafiften. Uyumamışmıydı dün gece?
Defne' nin konuşmasıyla bakışlarımı hâlâ rengini tam olarak çözemediğim gözlerinden çekerek dudaklarından çıkan kelimelere dikkat kesildim. "Fiziksel olarak açılan bi yara her ya da geç kapanır ama bi insanın ruhunda açılan bi yara kapanmaz. İşte bu yüzden Kaan, sende kapanmıcak bi yara açmak istemiyorum ben. Ben senin aksine insanları kırıp, incitmeyi sevmiyorum."
Dedikleri ağır olmuştu. Bende insanları kırmayı, incitmeyi sevmiyorum ama sinirlerime de hakim olamıyordum işte bazen. Ben böyle düşünürken Defne "Ama madem bu kadar konuşmak istiyosun konuşalım. Beni neden öptün Kaan?" diye aniden sorunca ne söyliceğimi bilemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Kızı
Teen FictionSonunda bizi de bulmuştu mutluluk. Kucağımdaki minik prensese bakıp hafifçe gülümsedim. Bazen annesi gibi hırçın bazense çok uysaldı. Bakışlarını annesine doğru döndürüp "Anne babam seni seviyor mu?" diye sormasıyla Defne bakışlarını bana döndürdü...