Harry yorganı üstümden çekerek uyandırdı.
''Günaydın'' dedi ve gülümsedi, ''Hadi,kalk.""Sen ne zaman odama girdin , ver şu yorganı! Bugün CAFE KAPALI!" diye bağırdım.
''İşte!! Daha çok vakit geçirebiliriz , hadiii!!''
"Harry! Uykum var!!"
''Kalkıcak mısın ,yoksa ben seni kaldırmasını bilirim.''
Yavaşça yataktan kalktım elimi yüzümü yıkadım ve aşağı Harry'nin yanına indim. TANRIM! Bu çocuk her sabah nasıl kahvaltı hazırlıyor!??
"Günaydın tekrar,"
dedi imalı bakışlarıyla ve yanağımdan öptü.
"Günaydın."
"Kahvaltıdan sonra seni götürmek istediğim bir yer var."
"Sabahın köründe !?" ister istemez sesim yüksek çıkmıştı bunu bakışlarından anlayabiliyordum, biraz sakin olmayı denedim.
"Evet," dedi. "Sabahın köründe."
Sadece sesimi kısmayı deneyerek devam ettim.
"Nereye?"
"Süpriz olsun ve biliyorsun bugün perşembe , üç gün sonra küçük turumuza bizimle geliyorsun. Hem çocuklarla da tanışmaya hazırsın bence."
Her zaman detay istiyordum ama istediğimi alamıyordum. Artık ne kadar çok istediğim umrumda değildi neler kaybedeceğim ya da kazanacağım. Artık umrumda değildi."Tamam," dedim başımı sinirle eğerken.
"Zaten hep senin istediğin oluyor."
Yanıma geldi ve yanağımdan öptü,
"Seni seviyorum Angel,biraz beni anlamaya çalış,biraz."Sadece tebessüm ettim ve kahvaltıma odaklandım.
Kahvaltımızı bittirdikten sonra hazırlandım, çıkış kapıya geldiğmde sırıtıyordu. Beni de güldürdü.
Kapıdan çıktığımızda koluna girmemi sağladı adeta filmlerdeki prensler gibi konuştu."Gidelim." dedi ve eliyle arabasını gösterdi, bu oyunun ne kadar süreceğini düşünmeden edemedim.
" Harry. Balo elbisesi giymedim. Kral'ın evine falan gitmiyoruz değil mi?"
Gülümsedi ve belimden sardı.
"Hayır," dedi , gamzelerini görebiliyordum. "Süpriz."
Arabaya bindiğimizde Harry küçük mavi belleği takıp bir şarkı açtı.
John Mayer,Free Falling çalıyordu.
Şarkıyı bir yandan mırıldanıyordu , bir yandan da bana bakıp gülümsüyordu. Şarkı bittiğinde derin nefes aldı ve konuştu. İster istemez gerilmiştim."Ne düşünüyorum biliyor musun Angel?"
bir yandan yola , bir yandan da bana bakıyordu.
"O gün parkta yeşil arabamın sevincinden hiçbir şey göremiyordum , kimseyi duymuyordum. O arabayı çok istemiştim ve sonunda benim olmuştu."gülümsedi ve bana baktıktan sonra yola bakıp devam etti.
"Ama kafamı arabamdan kaldırdığımda seni gördüm. Gülümsedim.İstem dışı. O an o arabanın beni sana bakışımın gülümsettiği gibi gülümsetmediğini anladım. Belki aşk değildi ama o yeşil arabanın sevincinden daha masum ve büyüleyiciydi."
Yanına uzanıp yanağından öptüğümde gülümsedi.
"Seni bulmayı diledim, belki o yeşil arabadan daha fazla ama o gün o yeşil arabayı çok fazla istediğim için endişelendim. Sahip olduktan sonra değeri azalan o ufak dilekler için. Seni diledim ve sen buradasın. Teşekkür ederim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lFinish or Play?| (TAMAMLANDI/DÜZENLENİYOR)
FanfictionHayatınız bitmişken,yeni bir hayat başlarsa? Karanlığa mı gömülürsünüz? Yoksa. Size uzatılan eli tutup ayağa mı kalkarsınız? © Tüm Hakları Saklıdır. ©All Rights Reserved.