İki yanı kurak arazi olan yolda ilerlerken Derin merakla çevresine bakıyordu. Ormanın ortasında, ıssız, sessiz ve huzur dolu bir ev bekliyordu fakat hâlâ bir ağaca dahi rastlamamıştı.
Yavaş yavaş binalar görünürken Derin hâlâ bir orman bekliyordu. Birkaç dakikanın ardından site girişine geldiklerinde Derin şaşkınca adama baktı. "Orman?"
"Ne ormanı?"
"Ormanda yaşamıyor musun?" Poyraz bu sözü hakaret olarak algılamış, sinirle önüne dönerken cevap vermeye tenezzül etmemişti. Derin geri yaslanarak kafasını Poyraz'a çevirmiş; cevap vermesini beklerken onu seyre dalmıştı. Araba ani bir sarsıntıyla dururken kız öne doğru gitmiş, emniyet kemeri sayesinde camdan fırlamaktan kurtulmuştu.
"Ne oluyor?" Kız endişeyle sorusunu yöneltirken bir yandan da etrafına bakıyordu.
"Geldik. Hadi in!"
Derin komutla beraber arabadan inerken karşısındaki eve bakıyordu. Abartılı bir büyüklüğü ya da altın varaklı bir kapısı yoktu fakat mükemmelle yarışır derecedeydi.
Tamamen tahta görünümlü ev sayısız cama sahipti. Ev ters dubleks şeklindeyken bir de çatı katı vardı; üst katın, ön tarafının bir kısmı tamamen camken orta kat büyük bir balkona sahip, alt kat ise bahçeye açılan cam duvar ile çevriliydi. Küçük, yemyeşil bahçesi ve çevresindeki ağaçlar ile tam bir huzur yuvasıydı.
"Burada böcek çok olur." Derin yüzünü buruşturarak eve bakarken Poyraz hayretler içerisinde kalmıştı.
"Ne böceği? Bazen aslanlar bile geliyor kapının önüne." Adam alayla konuştuğunda kız gülümsedi. "Aslan sorun değil. Böcek istemiyorum ben."
Poyraz kızın elinden tutarak evin girişine geldiğinde cebinden çıkardığı anahtarlarla kapıyı açmıştı. Derin'in avuç içleri terlerken elini çekmemek için zor duruyordu. Kalbi adeta boğazında atarken; göğüs kafesi daralıyor, ciğerleri nefes almaya yetmiyordu.
Poyraz avucu arasındaki minik eli garipsese de bırakmayı da düşünmüyordu. Kızın hızlı atan nabzı onu keyiflendiriyordu.
Eve girdiklerinde Derin Poyraz tarafından çekiştirilerek alt kata inmişti. Hızla bahçeye çıktıklarında kız çevresine bakmaya başladı.
"Burası bahçe. Masa falan var ama aksesuar istersen daha sonra alabilirsin." Poyraz kızı tekrar sürüklerken içeri girmişlerdi.
"Burası oturma odası. Televizyon burada olacak. Üst katta da salon var fakat orada televizyon yok." Tekrar üst kata çıktıklarında Poyraz tekrar konuşmaya başladı. "Burası salon. Sol kısımda iki tane misafir odası var. Girişten solda duran kapı mutfağa açılıyor," kızı hızla çekiştirmeye devam ederken bu sefer balkona çıkmıştı. "Burası da balkon."
Kız hızlandırılmış bir ev gezisi yaşarken daha tam anlamıyla balkonu inceleyemeden çatı katına çıkarılmıştı. Ahşap, duvar destekli merdivenlerin sonuna geldiklerinde sola dönmüş, koridorda ilerlemeye başlamışlardı. İlk olarak soldaki üç odaya teker teker girmiş, onları incelemişlerdi. Odalar çocuk odası olması nedeniyle boştu. Poyraz bu sefer kızı sağ tarafta kalan kapıya yönlendirmiş, her ikisi de kapının önünde durduğunda yavaşça kapıyı aralamıştı.
Derin karşısındaki manzara ile kalakalmıştı. Odanın bir duvarı tamamen camdı ve oda oldukça büyüktü. Tavan tamamen ayna ile kaplıyken, duvarlar gece mavisiydi. Parkeler ve odanın içerisindeki kapı -muhtemelen banyoya açılıyordu- siyahtı. Perdeler; yere kadar uzanan ince bir tül ve iki yanda toplanmış siyah yün kumaştan ibaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkı Bilmez
Genç Kız Edebiyatı"Aşka uyanmak bir gencin en acı dolu deneyimidir" Zorla evlendirilen bir çiftten aşık olmaları bekleniyor... Ancak onlar önce aşkı öğrenmeli. Derin her duyguyu aşkla bağdaştırırken, Poyraz aşkın ona uğramayacak kadar yüce olduğunu düşünüyor. Ancak...