Arkadaşlar Bestenin kişiliği hakkında
konuşmak istiyorum birazcık. Geçen bölümde sert bir kişilikti. Evet Beste sert bir kız. Ama adamına göre muammele. Hani herkesin bi maskesi vardır ya onun da işi gereği taktığı ve maskesiyle bütünleştiği bi karakter. Aslen iyi biri. Bunu bu bölümde gayet iyi anlayacaksınız. Kafanız karışsın istemiyorum. O yüzden böyle bir açıklamaya gerek duydum. Bu bölümü 5 kere silip baştan yazdım. Morelim oldukça bozuk. Sizi beklettiğim için oldukça üzgünüm. Keyifli okumalar...
Kardeşim canım herşeyim. 1 numaralı kankam gülsüme ithaf ediyorum bu bölümü. Kitabımı yazdığımdan beri yanımdaydı. Seni çok seviyorum kardeşim benim ....Besteden
Masumiyet... Ne kadar güzel ve temiz bir kalıp. Peki ya elinden alındığında... Siyah gibi görünüp beyaz olmak, gri olmak mıdır peki ? Bi ihtimal evet.
Maskeler takarız. Peki Kendimizi açığa vurmamak için mi ? Yoksa zorunlu olduğumuz için mi ?
Belki annem babam hayatta olsaydı mafya işlerine bulaşmayacaktım. Belki sayılı insanlara güler yüz göstereceğime herkese güler yüz gösterecektim. Belki çok arkadaşım olacaktı. Yaşadığım hayatta pişman olmadığım tek bir gün bile keşke demediğim şey ne biliyor musunuz ?
O sabîlerin haklarına girip , sokak sokak mendil sattıran şerefsizleri öldürmek. Bunun adı insafsızlık değil. Eğer benim o şerefsizleri öldürüp pişman olmayışım insafsızlıksa, onların yaptığını dillendirecek bişey bulamıyorum.Anne ve baba sevgisi görmeseydim, eğer, Baran babam ve Lale annem beni evlatlık alıp bu kadar sahiplenmeselerdi veya bana anne ve babamın eksikliğini hergün hissettirselerdi, emin olun karanlık olduğunu düşündüğüm ruhum, şu an simsiyah olurdu.
Karanlık olmaktan sıkıldım. Hergün siyaha boyanıyorken, siyah olmayı istemiyorum. Maskem demiştim. Onu yüzümden atıp çıkarmak istiyorum. Yapamıyorum.
Gücüm tükenmiş, kolumu kıpırdatmaya korkuyorum.
Benliğim siyahın içindeyken ben hâla beyaz olmaya çalışıyorum. Yoruldum. Yorgunum. Birine iyi davranmak isterken bazen tam tersi oluyor. Maskemle öylesine bütünleşmişim ki kendimi kaybetmekten korkuyorum. Batakaldığım bu iğrenç bataklıkta en azından artık kurtulduğum. Baba dediğimiz biri var. 16 yaşıma girdiğim gün Keremle londraya kaçtığımız zaman Keremin 2 yıllık Babası. Kod adı siyah güneş . Onu tanıyanlar ve onun yetiştirdikleri ona Baba der. Aslında benim onlara bulaşmışlığım yok. Babanın himayesi altında olduğum için kimse beni bilmez. Baskın yapıldığında ise simsiyaha bürünür lakabımı konuştururum. Evet lakabım var. Henüz kimsenin beni görmediği ama iblis denildiğinde kanları çekilen o kişi benim. Fazla hızlı ve çeviğim. Esnek yapım herşeye müsade ettiği için her türlü hareketi yapabiliyorum.
Baba beni yetiştirmedi, beni bizzat Kerem yetiştirdi. Ondan aldığım o kadar çok bilgi var ki.
Aynı zamanda okulumu da okuyordum tabiki. Keremin bana nüksettiği şeyse benim duygularımı nasıl dizginleyeceğimi öğretmekti. Kerem benim herşeyimdi. Bi hocadan çok abi olmuştu bana. Ve ona ciddi anlamda değer veriryordum.
İstanbula gelirken herkes beni öldü diye biliyordu. Gizlediğim kişiliğimle gayet güvendeydim. Kapıdaki sözde benim adamlarım ise benim hareketlerimin izlenmesi için peşimde sülük gibi dolaştırılan sazan balıkları. Ali abimse 2 yıldır herşeyime koşan ve kimliğimi saklı tutup bana yardım eden tek adamım.
Bazen yaşamak ölmekten daha ağır geliyor. Sahi yaşamak mı zor ? Yoksa ölmek mi ?
Ben Beste Yalçın. Kötülerin şeytanına düşman olan tek iblis.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın İçinde
Teen FictionKaranlık. Bir kelime bile öylesine anlatıyor ki beni. Öylesine bulanmış öylesine bütünleşmişim ki siyahla. Anne ve babamın ölümünden sonra değişti hayatım. Doğum günleri kutlamam ben. Çünkü benim doğumum anne ve babamın ölümüne sebep oldu. Annem be...