1360 Derece!

405 42 6
                                    

Salak çocuk! Belaymış! Kendisine baksın o bir. Asıl bela o! Heryerde karşıma çıkıyor bir de yetmezmiş gibi bana bela diyor! Aptal öküz!

"İris...Dünyaya dönüp şu çatık kaşlarını bir eski haline çevisrir misin? Bu şekilde cadı'ya benziyorsun."

"Sensin Cadı! " Diyerek kötü bakışlarımı gönderdim Ece'ye. Ellerini teslim olur gibi yukarı kaldırdı. Sağ eli hala havadayken sol eliyle ağzına hayali bir fermuar çekip sıraya kafasını koydu.

Zil çalar çalmaz Ece'yi sertçe dürtükleyerek uyandırdım. Bu sabah beni uyandırdığı içindi bu dürtükleme. Ece söylenerek kafasını kaldırdı ve yavaşça ellerime vurdu

"Omzumu deştin be!"

"Sende sabah gözlerimi!" Diyerek gözlerimi açtım kocaman. Yanaklarını şişirip gözlerini devirdi. Beraber sıradan kalkarak sınıftan çıktık. İlyas bizi ilk ders'in sonunda müdür'ün odasında bekleyecekti. Ece ile birlikte müdür'ün odasına doğru yürümeye başladık.

"İlyas ile konuştun mu?" Diye sordum Ece'ye.

"Neyi?"

"Abime söylediğin yalanı tabi ki de." Dedim sessizce. Hayır anlamında kafasını iki yana salladı. Derin bir nefes verip müdür'ün kapısına baktım.
İlk kez bu kadar hızlı gelmiştik sevgili keltoş müdürcüğümün odasına(!)

"Tamam ben şimdi içeri giriyorum. Çıktıktan sonra İlyas ile konuşur hallederiz." Diyerek göz kırptım.

"Tamam."  Der demez Ece'ye sıkıca sarıldım. Tepkisizce duruyordu. "Sarılsana mal!" Diye pek de kibar olamayan bir şekilde fısıldadım kulağına. İlk tepkisi irkilmek olsa da sonradan kollarını bana sıkıca doladı.

"Şey..İris biz neden sarılıyoruz?" Diye sordu Ece. Ece'den ayrılıp elimi kapı koluna koydum.

"Giripte çıkarmamak var...Yani müdür'ün odasından." Der demez içeri girdim. Müdür beyciğimiz koltuğunda oturmuş keyif ile İlyas'la konuşuyordu. Beni fark eden müdür beyciğim kahvesinden bir yudum alıp eliyle koltuğu gösterdi. Sessizce koltuğa oturup karşımda oturan İlyas'a baktım. Gülüyordu. İlyas'ın gülüyor olması beni bir nebze de olsun rahatlatmıştı.

"İrisçiğim..Bana neden abinin İlyas Ilman olduğunu söylemiyorsun?" Dedi keyifle. İrisçiğim mi? Beni günahı kadar sevmeyen keltoş müdürcüğüm bana İrisçiğim mi demişti az önce? Kutsal soy isimleri aşkına!

"Biz de daha yeni öğrendik kardeş olduğumuzu Müdür bey. Biliyorsunuzdur durumları...İris benim Öz kardeşim. Her ne kadar kimlikte 'Ilıman' soy ismini taşımasa da bizim soyumuzdan geliyor." Diyerek benim yerime açıklama yaptı İlyas. Müdür kel başından akan iko damla teri silip tekrar bana döndü.

"Şu disiplin işine gelelim..." Diyerek söze girmişti ki İlyas Müdür'ün sözünü kesti.

"Biliyorsunuz ki İris biraz çılgın bir kızdır. Son günlerde olanlar da kolay değildi tabi İris için. Ayrıca ben İris'in yaramaz bir kız olduğunu düşünmüyorum. Öyle değil mi kardeşim?" Diye sordu bana dönerek. Hafifçe gülümsedim.

"E..Evet." Kekelemişim çünkü şu an müdür 360 değil 1360 derece dönüş yapmıştı resmen.

"Bende bunu bir uyarı olarak görmesini istiyorum İris'ten. Bundan sonra böyle birşey yapmayacağına eminim. İris uslu ve akıllı bir öğrencimdir." Gümemi durdurmak adına başımı önüme eğerek dudaklarımı dişledim. Müdür resmen bam başka biri olmuştu. Keşke bu halini video'ya ya da ses kaydına alsaydım! Yazık oldu.

"Tamam o zaman duydun mu İris. Bundan sonra böyle şeyler yapmayacaksın..." Ilyas kolunda ki saate bakarak devam etti. "Önemli bir toplantıya uetişmem gerekiyor.."

Kızıl CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin