Bölüm 2 - Ezici Mecburiyetler
Yer: Eskişehir
Mekan: Üniversite Kampüsü
Saat: 11:05
....... Ekin yolculuğun verdiği yorgunluğu ve iliklerine kadar işleyen sonbahar soğuğunu vucudundan biran önce atmak için ders arasını geçirebileceği ve en sıcak olan yere yani kantine doğru yola çıktı. Ekin Eskişehir'li olmasına rağmen kişilik olarak soğuk bir kişiliğe sahip olduğundan çevresi çok geniş değildi. Kantine geldiğinde en yakın arkadaşı olan Yıldız'ı aramaya başladı gözleri. İlk soğuktan sıcağa girince bir süre afallasada en sonunda kendine geldi ve gözleriyle etrafı süzmeye başladı. Bir süre bulamasada en sonunda o kalabalıkta Yıldız'ın olduğu masaya doğru ilerledi, masada 6 kişi vardı ancak Ekin sadece Yıldız ile samimiydi. Genel bir selam vererek oturmaya çalışsada çok kalabalık olduğundan bir süre ayakta kaldı. En son masaya oturdu Yıldız ile sohbet etmeye başladığında fark ettiler ki ders saati gelmişte geçiyor. Konuşmaya fırsat bulamadan grup hareketlendi yolda az da olsa Yıldızla konuşarak giden Ekin derse girdiğinde yolculuğun verdiği yorgluk ve soğuktan aninde sıcağa geçiş yapmasınında katkısıyla vucudu kendini salmaya başladı buda Ekinde uyku hali getirdi. Ders Makro İktisat gibi sıkıcı bir ders olduğu içinde yarı uykulu, yarı uyanık geçti. Ders o kadar sıkıcıydı ki herkes adeta perişan olmuştu. Ders arası verildiğinde yine kantine giden ekipte bu sefer Ekin'de etkindi. Yaklaşan sınavlardan, dersin sıkıcılığından konuşulurken. Birden gruptan birinden "derse girmeyelim" sesi yükseldi, o sese kulak veren ahalide onaylayınca karar verilmişti ve çoğunluk sağlanmıştı. Ekin ve Yıldız'a söz düşmedi.
1 kişi dışında herkes okuldan ayrıldı ve Eskişehir'in meşhur eğlence mekanlarına doğru yola çıkıldı. Ekin yolculuğun verdiği yorgunluktan yine suskunları oynuyordu. Ancak Yıldız onu sıkıştırarak konuşturmaya çalışmaktaydı. Önce bir cafeye oturdular orada Yıldız'la baş başa uzunca süre konuştular. Özellikle Yıldız'ın Okuldan sonra bize geleceksin ısrarı üzerine geçen konuşma sonu Ekin kabul etmek zorunda kaldı ve öğle yemeğine gittiler.
Öğle yemeğinde bir fast food restaurant'da yediler, yemekte Ekin yine sessizliğini korudu. Gruptan yakışıklı İstanbul çocuğu Erkan sene başında bu yana Ekin'in peşide koşuyordu ancak Ekin ona karşı birşeyler hissetmediğini dolaylı yollardan söylemeye çalışıyordu. Yine öyle bir sohbette Erkan Ekin'i konuşturmaya çalışmaktaydı. Ancak Ekin "Yorgunum" "Öyle" "Evet" gibisinden basit kelimelerle geçiştirmeye çalışmaktaydı.
Ekin'i çok sıkan yemek bitmişti ve dağılmalar başlamıştı yavaştan. sadece Yıldız, Ekin, Erkan ve Yıldız'la bir ilişki kapısında olan Serdar vardı. Serdar ile Yıldız önden yürürken Ekin'de mecburiyetten Erkan ile arkadan yürümekteydiler. Eskişehiri ortadan ayıran, güzelliğiyle Eskişehir sokaklarını Venedik'e çeviren Porsuk civarına gelmişlerdi. Porsuk kenarında da vakit geçirdikten sonra Ekin Yıldıza verdiği sözü unutturmak isteyerek yorgunluğunu dile getirip ayrılmak istedi. Yıldız önce Serdar'la geçirdiği güzel vakitten etkilenip ses çıkarmasada Ekin'in hazırlandığı anda aklına geldi ve -"Aa nereye bana söz vermiştin." Dedi. Ekin yorgunluğunu dile getirip sabahki olayı anlatsada Yıldız pes edecek gibi değildi. Yıldız'da Aslen olmasada babasının tayini nedeniyle Eskişehirde ikâmet etmekteydi. Eskişehirde annesi, babası, ablası ve abisiyle yaşamaktaydı. Yıldız Ekin'in ailesiyle ayaküstüde olsa tanışmasına rağmen Ekin henüz Yıldız'ın ailesiyle tanışmamıştı. Bu yüzden de biraz tavır yapan Yıldız bugün bir hayli ısrar etmekteydi.
Sonunda teslim olan Ekin ve Yıldız erkek arkadaşlarında ayrılıp Yıldız'ın evine doğru yola koyulmuşlardı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKİN (Bir İntikam Hikayesi)
Ficción Generallove, aşk, ihtiras, intikam, evlilik, gelin, ekin, erkan, serkan, dram, cinsellik