Gözlerimi yatağımda yine yalnız açtım.Baybars gitmişti.Ben uykulu uykulu yatağımda uzanıyordum.Olanları düşünüyordum.Ne yapacağımı?Nasıl davranacağımı şaşırmıştım.Baybars'ı o kadar seviyordum ki içimde sadece ona duyduğum sevgiden oluşan büyük bir umman vardı.Bu umman hem benim içimde hem de benden o kadar ayrıydı ki..Ne zaman kabarıp ne zaman durulacağını kestiremiyordum.Dengesizlikte dünya markası olmuştum ve tüm bunlar çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşti. Ne oldum bile diyemedim.Baybars'ın hayatımda bu kadar büyük bir değişime neden olacağını hayal etmemiştim.
Resmen tüm yaşantım A noktasından B noktasına bilimin el vermeyeceği bir hızla ilerlemişti.Bense bu hızdan sersemlemiş yarı baygın olanları izliyordum.Herşey benim dışımda gelişmişti.Olaylar olup biterken sadece neler olduğunu hissediyordum.Ne daha fazlası ne daha azı.Acınası bir halde durdurmaya çalıştığımdaysa herşey daha da sarpa sarıyordu.Sadece rahatça arkama yaslanıp derin bir nefes almak istiyordum hepsi bu.Baybars'ın yanımda kalmasını,abimle eskisi gibi arkadaş olmalarını..Acaba onun abisi nerede?Nasıl bu daha önce aklıma gelmedi?!Baybars mutlaka abisinden bahsederdi.Ya da bahsetmez miydi?Acaba araları mı bozuktu?Aklıma takıldı bu şimdi.Ben nasıl bunu kafamdan atacağım ki?Eskiden hiç böyle meraklı bir tip değildim.Sadece hayatım değil huylarım da değişti.Acaba arasam mı?Açar mı?Açmazsa da birşey kaybetmem ki bence.Evet evet açayım ben en iyisi.
Uzanıp telefonumu aldım ve hızlı aramalarda ikiye kaydettiğim numarasını aradım.Yakut gözlü şövalyem benim.Telefon uzun bir süre çaldı.Sabırla bekledim.Artık meşgule düşeceğini sandığım anda telefon açıldı ve karşıdan yaşlı bir adamın "Buyrun," diyen sesi duyuldu.Bir an şaşırsam da "Alo, merhaba.Ben Baybars Bey'le görüşecektim ama yanlış oldu sanırım."diyerek kapatacağım sırada adam "Baybars bey telefonunu salonda bırakmış kızım.Kendisinin ufak bir işi var.Ben aradığını haber veririm.Acil mi?" diye sorunca bu kadar önemli hem de ufak işi neymiş çok merak etmiştim.Son zamanlarda sık sık yaptığım gibi(!).Benden cevap bekleyen adama "Evet evet acil." dedim düşünmeden.Madem işi ufak benim merakımı gidersin yine yapar yapacağını.Adam anladığını söyleyip telefonu kapattı.Aklımda zaten bir soru varken iki olmuştu.Çok soru sormama kızıyor muydu acaba?Bu yüzden bana bağırdığı aklıma gelince yüzümü buluşturdum.Kesinlikle kızıyordu.Sormasa mıydım acaba birşey?O zaman da kendi kendimi kemirir dururdum.E ne yapacağım öyleyse?
Çalmaya başlayan telefonum düşüncelerimi böldü.Elimdeki telefonun ekranında bilmediğim bir numara yanıp sönüyordu.Aramayı cevapladım ve tereddütle "Alo?" dedim.Telefonun ucundan aynı yaşlı adam "Kızım Baybars'a veriyorum." dedi ve telefondan birkaç hışırtı geldi.Baybars mı?Yakınlardı o zaman.Ben çalışanı zannetmiştim.Baybars'ın sert ama temkinli sesi doldu kulaklarıma "Gazel?".Sesinde endişenin izleri vardı.Boğazımı temizledim ve" Baybars ben... " bir an korkudan boğazım düğümlendi.Ya bana kızarsa?Kızar mı?Kızar.Ama belki kızmaz.Belki...Ben tereddütle boğuşurken onun sabırsız mırıltıları kulağımı dolduruyordu.Sanırım korkunun ecele faydası olmayacaktı.Ben tam ağzımı açıp konuşacakken arkadan bir adamın yalvarma sesleri yankılandı.Telefonun ucundan birkaç hışırtı ve anlayamadığım mırıltılar çıktı.Adamın sesi boğuklaşıp sesi gelmeyecek kadar uzağa gitti.Omuriliğimden bedenime doğru bir ürperti yayıldı.Baybars sanki tepkimi merak eder gibi sessizliğini korudu.Sadece telefonun ucundan nefes alıp verdiğini doğrulayan hışırtılar geliyordu.Buna karşılık ben de susmaktan öteye gidemiyordum.Sonunda sessizlik kulaklarımı karıncalandıracak kadar arttığında aynı sessizliğe sığınıp telefonu kapattım.Belki de yanlış anlamıştım.Belki de film izliyordu.Yok yaa, adamı duymadın mı?Film miydi sence?
Her zaman olduğu gibi bana karşı gelen iç sesime lanetler savurdum.Baybars'ın ufak bir iş anlayışı neydi?O adama ne yapacaktı?Ben aramadan önce o adama ne yapıyordu?Allah'ım çıldıracağım.Nasıl onunla ilgili bu kadar sorum cevapsız kalıyor?Neden onunla oturup iki insan gibi konuşamıyorum?Neden benden bu kadar çok şey saklıyor?Üstelik bunu yaparken de bana mahremiyet alanı bırakmıyordu.Ah!Baybars, görüşmeyeli ne kadar cimrileşmişsin!Ve ben sen geldiğinden beri ne kadar meraklı ve gözü aç birisi olmuşum.Yatakta öylece ne yapacağımı bilemez halde dururken telefonum elimde titremeye başladı.Kim olduğu belliydi.Telefonu sessize alıp yatağın üzerine bıraktım.Yataktan çıktım ve tuvalete ilerledim.Ayaklarımı sürüye sürüye ilerliyorum resmen.Aklımdaki sorular ayaklarıma ağırlık yapıyordu sanki.Ya da ruhum muydu ayaklarımı prangalayan yere.İçimdeki denizin suları sertçe vurdu dalgakıranlarıma gerçeği.Baybars'a olan sevgim o kadar benli ve bende kalmıştı ki dünya kötüsü bile olsa gidemezdim ondan.Ben kendi ellerimle o kafese girmiştim.Şimdi ise sessiz sedasız o kapının kapanmasını bekliyordum.Kafesin içindeki karanlığı görüyordum.Bunu Baybars benden saklamamıştı ki.Sadece hiç bu kadar yakın olmamıştım karanlıkla.Gözgöze gelmemiştim,nefesini ensemde hissetmemiştim, sessizliğini hiç bu kadar net görmemiştim.Üstelik bu gerçekten de ufacık bir şeydi.Daha neler duyacaktım onunla telefonda konuşurken,neler görecektim benden saklamak için uğraşsa da.İçimdeki denizin daha da şiddetle gürlediğini duydum.Ben korktukça onunla doluyordum.Şuan bile yanımda olsa yeter mesela.Gözlerine baksam ve inancımı tazelesem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
RomanceBizim hikayemiz yıllar önce başlamıştı. Bir gölün kenarında her şeyden habersiz oynarken şekillendi kaderimiz.Bir hayaldi,bir umuttu ve bir bekleyiş... Yıllar sonra birbirlerini bulan siyah bir mürekkep ile beyaz bir sayfanın hikayesidir.