TKK-34

12.9K 896 161
                                    

Bu bölüm  ashecimm  adlı kullanıcıya ithaf edilmistir.
Size erkenden yeni bölüm getirdim iyi okumalaaaaaarrr :):):)

Genç kız kan ter içinde kalmış yataktan fırlarcasına uyanmıştı. Yan tarafına bakmadı. Biliyordu çünkü. 

Eğer o yanında olsaydı korkmazdı. Yine Yiğit' le  dargınken gördüğü saçma sapan rüyalardan birini görmüştü. 

Ayaklarını yataktan çıkartıp terliklerini giyindi. Çok terlemişti. Üzerini değiştirmek  için ayaklandı.  Gece lambasının loş ışığında bir bir tişört bulup giyindi. Ve yatak odasından çıkıp ara koridorda ilerlemeye başladı.

Merdivenin başına geldiğinde genç adamı gördü koltukta. Koca vücudu küçük gelmişti koltuğa.  Mutfaktan yansıyan beyaz ledler  yüzünü gölgeli gösteriyordu. Gülümsedi.

Neden yanında uyumuyordu ki. En son  akşam biraz sohbet ettikten sonra onun dizlerinde uyuduğunu hatırlıyordu. Kendini yatak odasında uyuduğunu farkedince yanakları kızardı. Oraya kendi çıkmamıştı.

Peki neden yanında kalmamıştı.  Genç kız yanında uyuması gerektiğini  söyleyemezdi ki!  Bu kahrolası gururu yok muydu?  Herşeye burnunu soruyordu.

Terliklerini çıkartıp  yavaşça merdivenleri inmeye başladı. Ses  çıkartarak genç adamın uykusunu bölmek istemiyordu.

Yiğit' in   yanına geldiğinde  koltuğun kenarına diz çöktü.  İçerisi sıcaktı. Kolunu başının altına  koyup uyuyan adama baktı.  Uyurken bile karizmatik olabilir miydi bir insan?

Onu izlerken annesi geldi aklına.  Küçükken korktuğu zaman uyuyan  annesinin yanına sessizce sokulur elbisesinin bir parçasını tutardı.

Uyandırmaya da kıyamazdı annesini. Güç alırdı annesine ait olan bir parçayı tutarken. Ve sabah olduğunda annesinin kucağında bulurdu kendini.
  Gözlerinden akan yaşı sessizce silip diz çöktüğü yere oturdu. Ve genç adamın tişörtünün kenarından tuttu. Koltuktaki boş yere başını koyup gözlerini kapattı.

O yanındaydı. O farketmesede genç kız farkındaydı. Kokusunu duyuyordu, gülümsedi, çünkü korkmuyordu.

♡♥♡♥♡♥

Genç adam küçük koltuğunda rahatsızca debelenirken, bir şeyin onu asıldığını hissetti. Tişörtü bir yere mi takılmıştı. Gözünü yavaşça aralayıp  tişörtün takıldığı yere baktı.

Takıldığı yere!!!!

Tişörtü Toprak'a takılmıştı!!!!

Bu kızın burada  ne işi vardı?Hem halının üzerine oturmuş bir şekilde  uyumak fazlasıyla rahatsız ediciydi. Rahat yatağında uyumak yerine sessizce onun yanında uyumayı tercih etmişti ama, yakalanmıştı.

Tam dönecekken genç kızın eli karnına değdi. Birden irkilmişti. Bu kızın elleri hiç ısınmaz mıydı yahu? Kansızlık sorunu  mu yaşıyordu acaba?   Bir doktara götürmeliydi mutlaka.

Genç kızı  koltuk altlarında tutup yavaşça yanına yatırdı.   Ama kızın uykusu ağır değildi.  Uyanmıştı fakat bir  tepki vermemişti. Yiğit kıza doğru dönüp fısıltı ile  konuştu.

- Yukarıda rahat bir yatak varken, neden burada uyuyorsun?

Genç kız gözlerini açıp Yiğit' in gözlerine baktı.  Gözlerini kaçırarak konuşmayacaktı. Kararlı olduğunu anlaması gerekiyordu. Aynı soruyu sordu.

" Yukarıda rahat bir yatak varken, neden burada uyuyorsun?"

Genç adam seslice gülümsedi ama Toprak sinirlenmişti. Komik bir şey sormamıştı. Aynı soruyu aynı ciddiyetle sormuştu.  Yanlız bu adam onu pek umursamıştı.

" Korktum " dedi kendine gülen adama kırgınca. Genç adam da  hâlâ gülümserken konuşmuştu." Ve tişörtümden medet umdun  öyle mi"

Genç kız omuzunu silkeledi çocuk gibi.  Ne vardı yani o da yanında uyusaydı o zaman.

Hayran hayran baktı genç adam Toprak' a . Öylesine masum öylesine temizdi ki! Yine kıyamamıştı.

Bu kız onun en büyük zaafıydı. Yavaşça    koltuktan kalkıp ayaklandı ve koltukta yatan kızı omuzunun altından ve dizlerinin altından tutarak kucağına aldı. Genç kız umursamamıştı hiç, onun yanında  olmak istiyordu. Başını göğsüne yaslayıp iyice mayıştı.

Genç adam kuş gibi kızı kollarında taşırken,  merdivenleri çıktı bir bir. Koridoru geçip yatak odasına girdi.  Ve genç kızı  yatağına bıraktı.  

Üzerini örtüp  diğer tarafa doğru ilerledi. Ve yorganı açıp günlerdir uyuyamadığı yatağına yerleşti.

Genç kız Yiğit' e doğru dönüp  gülümsemişti.  Gözlerinin içi bile gülüyordu sanki.  Karanlıkta bile görmek mümkündü bunu.  

Yiğitte yönünü Toprağa dönüp  kızın ellerini avuçlarının arasına aldı.  Ve birkaç sıcak nefes üfledi.
" Bir doktoraya gidelim, ellerin sürekli soğuk" dedi ilgili bir şekilde genç adam.

"Gerek yok ısınır" deyip hemen red etmişti genç kız. " Sıcak durmasını da istemiyorum zaten "

" Neden " dedi genç adam sözlerini garip gelmişti.

Genç kız derin bir nefes aldı önce. Unutmaya çalıştığı  geçmişi tek tek önüne çıkıyordu durmadan.

" Babam" dedi daha başlamadan boğazına bir yumru oturmuştu. Yutkundu güçlükle.

"Ellerim küçükken de hep üşürdü. Babam   okuldan  her aldığında sarılır ellerimi nefesiyle ısıtmaya çalıştırdı.
" ellerin çok üşümüş güzel kızım." derdi her zaman. O gittikten sonra ellerim hep üşüdü. Doktora gitmek istemedim.  Eğer düzelirse onu unuturdum, onu unutmak istemedim " dedi genç kız gözlerinden akan yaşlara engel olamazken.

Genç adam susmuştu. Söyleyecek sözlerin  bittiği yerdi  artık. Küçücük bir kızın çektiği baba hasretiydi tüm bu  olanlar.

Sonra genç kızın gülümsediğini gördü. Şaşırmıştı. Ağladığını saklamaya çalışıyor sanmıştı genç adam ama kız tekrar konuşmaya başladı.

" Ve babam hep derdi ki;
Ben kızımı hem yüreğini, hem ellerini ısıtan birine vereceğim"

Genç adam da gülümsüyordu artık. Toprak'ı sımsıkı sarıp göğsüne yasladı yine. Seviyordu bu kızı,  onun aldığı tüm yaralardan daha çok seviyordu.

Genç kız sarıldığı bedenin doğru olan kişi olduğun biliyordu artık.  Yüreğini de ellerini de ısıtan biri vardı.  Babasının da istediği gibi biri.

Huzurla birbirlerine sarılırken sabah ezanının  sesi   doldurmaya başlamıştı odanın içini.  Genç adam  kollarıyla sımsıkı sardığı kıza seslendi.

" Kalk mavişim kalk. Benim  sana sevgim dünyaya sığmayacak gibi. Hadi, ahiretede bırakalım çokça "




Toprak Kokulu Kız (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin