1.bölüm

51 7 7
                                    

Herzamanki gibi gözüme vuran ışıkla uyanmadım,gözlerim güneş ışığından kamaşmadı malesef  çünkü perdelerim sonuna kadar kapalıydı .yatağımda dönerken yüzüstü bir şekilde uzanmaya başladım ve hayatımı her sabah yaptığım gibi tekrar düşündüm annemi,babamı,kardeşimi veya kardeşlerimi,onlar kimlerdi ?beni neden istemediler ?ben onlara ne yaptım? ... Gibi soruları her sabah sıkılmadan boşvermeden düşünürdüm .bir ailem yok neden bilmiyorum belkide belirli bir sebepleri vardır değilmi ,kimse sebepsiz çocuğunu bırakmaz öyle değilmi? Ah boşversenize kendimi umutlarla kandırıyorum işte biraz oyalandığımı düşünerek yataktan yavaşça kalktım terliklerimi giydim saat 09.43 'tü iyi yine alarmdan önce kalkmışım ,alarmın boşa çalmaması için şarjdaki telefonumu aldım ve kapattım .banyoya gittim rutin işlemlerimide hallettiğime göre çıkabilirim sanırım öyle değilmi saçlarıma gelirsek saçlarım yağlımı acaba aman bugünde yağlı saçla gidelim öyle değilmi sanki herkezin işi gücü yok benim saçlarıma bakacaklar. herneyse  içi çokta dolu üstlerin olmadığı dolabımın  önüne geldim içinden bir kot pantolon birde beyaz tişört çıkarıp giydim mutfaktan bir bardak su içip evin kapısını kilitleyip çıktım siyap kapüşonumun şapkasını takıp ellerimi cebime koydum ve yürümeye başladım .

20 dakikalık bir yolun ardından nihayet çalıştığım kafenin önüne geldim içeri girdim patronum gelmişti ,

"Barlas yine erkencisin"

diye seslendi patronum kapüşonumu çıkardım ve kollarımı sıyırdım

"erken kalkan yol alır sami bey"

dedim ve sahte bir gülümse takıldı dudaklarıma oda sahte bir gülümse sergiledi yüzüme bakarak bunu anlamak zor değildi alışmıştım artık sahte insanların sahte gülümsemelerine gerçi onlarınkine gülümsemekte denmez.. Neyseki sadece işimi yapıp eve dönüyorum günlerim fazla sıradan devam ediyor işte isim kartımı taktım diğer garson arkadaşlarda yavaş yavaş geliyorlardı  elime bir paspas alıp masaların altını silmeye başladım işim bitince yiğitin yanına gittim.

"Barlas müşteriler geldi siparişleri alırmısın."

"Tamam şıradan önlüğü uzatırmısın."

"Al."

"Sağol."

Önlüğü takıp beyaz not defterini aldım ve müşterilere doğru ilerledim ne istediklerini yazıp tezgaha doğru ilerledim defteri yiğite uzattım  ve beklemeye başladım yiğit iki kahve ile dönünce tepsiyi alıp yine aynı müşterilerin yanına döndüm ve kahvelerini masaya koyup "afiyet olsun"dedikten sonra oradan ayrıldım yiğit benle aynı yaşta bir çocuktu iyiydi aslında pek zararı dokunmazdı insanlara ,efendi biriydi  kendi halinde takılırdı benim gibi yalnız değildi arkadaşları ve ailesi vardı aslında...benimde çok sevdiğim biri vardı gerçekten sevmiştim ama ailesi beni  istemedi ve bende bu aşka son vermek zorunda kaldım bu düşüncelerimi sonlandırarak işime devam ettim... Günün sonunda tekrar evdeyim işte kendimi yatağa büyük bir aşkla atıp gözlerimi kapadım telefonumun bildirim sesi ile  arka cebimde sıkışmış olan telefonumu çıkardım ve başarmış yüz ifadesi ile sırıttım telefonun ekranını açıp e mail adresime girdim hayret yine turcell mesaj atmamış bir ara sevinç dansı yaparız artık vakit kaybetmeden email adresime girdim mesaj sahibi bir kız ..ilginç kızlar bana mesaj atmazdiki .mesajını okududuktan sonra oturur vaziyete geçtim ve ağzım yere kadar açılmış bir şekilde öylece donakaldım mesaj ise şöyleydi ,

"Seni Yalnızlıktan kurtaracak bir beyaz atlı prensesin oldu sırık birlikte çok eğleneceğiz yarını iple çekiyorum . İyi geceler tatlı rüyalar."

Kimdi şimdi bu ve beni nereden tanıyordu ??

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 23, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Görmeden sevdimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin