YENİ BİR BAŞLANGIÇ

42 5 1
                                    

Hızla kapıdan içeri girdim zaten biraz gec kalmıştı bu İstanbul trafiğine sinir olan sadece ben miyim Allah aşkına ?

Asansöre yönelirken bir yandan da sakin kalmaya çalışıyordum klostrofobim  yok ama vardı kısa sure önce atlattım ve hala korkuyorum tam asansöre binecegim sırada birine çarptım kafamı kaldırdığımda yaklaşık 1.80 boylarında kahverengi -siyah arası saçlara sahip siyah gözlü biriyle karşılaştım mahcup bir şekilde gülümseyerek konuşmaya başladım " çok affedersiniz gerçekten benim biraz acele vardı o yüzden dalgindim tekrar özür dilerim " adam bana kısık gözlerle bakıyordu sanki tanımaya çalışıyordu sonra aniden gülümsedi " önemli değil bir şey olmadı değil mi ? " adam sormaktadır haklı o kaslar filan bende de olsa bende sorardım " ahhh hayır ama bana gül hanımın hangi katta çalıştığını söylerseniz gerçekten çok sevinirim... " adam bir an sessiz kaldı "tabii bende onun yanına gidiyorum buyrun birlikte gidelim" adam elini uzattı " buyurun gidelim " diyerek asansöre bindim adam eli havada kapıda kalmıştı sonra gülümseyerek içeri girdi elini uzatıp " ben buğra " dedi elini tutmadan karşılık verdim " bende Zeynep " adam 19. kata bastı konuşmak için can atan bir havası vardı " gülü neden tanıyorsunuz " bu adam çok fazla konuşmuyor mu Allah sen " arkadaşım " dedim soğuk bir tavırda ama adama yetmedi " aaaa öyle mi gülün arkadaşları  hep böyle güzel mi ya hiç görmemiştim bu arada ne zamandır tanışıyoruz demiştim anlayamadım? " " anlayamazsın iş çünkü söylemedim ayrıca laubali tavırlardan hoşlanmam gül benim burada çalışabileceğimi nerden düşündü acaba ayrıca lise sondan beri arkadaşım " adam öylece kala kaldı her halde yaklaşık bir dakika gibi bir sürede söylediklerimi  algılayamadığı için böyle kalmıştı dalgın bir şekilde öylece durdu tam ağzını açmıştı ki kapı açıldı şükürler olsun hızla asistan yerinde oturan arkadaşımın yanına gittim beni görünce oda ayağa kalktı ve sarılık tabii aradaki 8.5 aylık bebekle ne kadar sarılabilirsek ayrıldığımız da kendimi tutamadım ve kıkırdadım bana anlamayan gözlerle bakarken açıkladımm " bu güzelliğe bu göbek çok diyorsun gül baksana görende seni hamile sancak " gül yine bana sinirle bakarken arkadan bir ses duyuldu " sende karımla kızımı kıskanmaktan başka birşey yapma zaten hem ben onu böyle seviyorum " dedi bu arada konuşarak gelmiş ve güle arkadan sarılmıştı mert enişte ha tabii siz şimdi diyorsunuz ya sen kimsin bunlar kim iki saattir neyin kafasını yaşıyon ben Zeynep Yıldırım arkadaşım gül onun kocası mert ve minik kızları begüm ben iki yeğenine ve okulum arasında memnunken gül hanım bana kısa süreliğine bir iş buldu kendisi doğum iznine çıktıktan sonra kısa bir süre onun yerine ben bakacakmışın aman ne güzel " eee patronumun odası nerede ???" " koridor git sondaki oda " onlara güle güle dedikten sonra hızla koridoru geçtim ve tatatam koridorun sonunda ki odaların önüne geldim hangisi acaba diye düşünürken ' az ses gelsin ' tezi e dayanarak son odaya girdim ama çakılmış gibi durman bir oldu burası oda değil dpo gibi bir yerdi ve penceresi dahi yoktu odadan çıkmak için hızla arkamı döndüm ve başıma gelen kapıyla gözlerimin kapanması ve bilincimin bana el sallayıp gitmesi çok az bir zaman aldı...

Geçmişin İzleri...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin