Sıcacık salonda , sallanmalı koltuğumda ,kulağımda kulaklık dinleniyorum.Okul yorgunluğu atıyorum bir nevi.~Ben Jessica.18 yaşında lise son sınıf öğrencisi,mavi gözlù,dalgalı siyah saçlı,1.68 boylarında bir kızım.Eğitimim için ailemden ayrı yaşıyorum.Yaz tatillerinde çalışarak,biraz da aile katkısıyla biriktirdiğim parayla aldığım (aldığımız) evde, arkadaşım Kristen'la birlikte yaşıyoruz.İkimizinde amacı liseyi bitirip yazın Tokyo'ya gitmek.Evet ,bizim hayallerimizi süsleyen şehir TOKYO.:-)Sokaklarındaki Driflerine bile hayran kaldığımız bir yer.~Ve elinde alışveriş paketleriyle kendini mağazalardan kurtaran Kristen sonunda evin yolunu buldu.Kendimizi yılbaşına hazırlıyoruz yani yıl başı gecesi olan partiye.Tüm kızların hayır diyemeyeceği bir parti olduğundan okulun tüm kızlarının katıldığı bir parti.Yorgunluktan ayakta zor duran Kristen kendini atmaya yer arıyor.Bu yerde şöminenin yanında duran rengarenk minder.O minderini gerçekten çok seviyor çünkü minderde tüm favori renkleri var.Sonunda yorgunluğunu atıp konuşmayı başarıyor;
"-güzel kıyafetler almış olsamda,açlığımın sonu gelmeyecek.Ben acıktım :-("
Bizi ancak bizim birlikte yaptığımız yemekler doyuruyor.Light şeyler yaptığımız için formumuzu koruyabiliyoruz.Ama yinede tatlıya hayır diyemeyenlerdeniz.Tam Kristen'a cevap vermeye hazırlanırken çalan zil ile cevabımı içime attım.Sandalyeden kalkıp panduflarımı giydim ve kapıya doğru yöneldim.Kapıyı açınca yağan karın soğuğu yüzüme vurdu.Ama kapıda kimse yoktu.Etrafa göz gezdirdim ama kimseyi göremedim.Tam bu sırada Kristen'la yaptığımız kardan adamın boynuna iple geçirilmiş minik bir zarf gördüm.Ve ayakkabılarımla ,montumu giyince kardan adama doğru yöneldim.Zarfı açtım ve "Mutlu yıllar " yazısıyla karşılaştım.Kim daha yılbaşına 1 hafta varken böyle bir yazı bırakabilir ki.
6 GÜN SONRA
Yılbaşına 1 gün kaldı ve aynı zarftan hergün geldi.Acaba bugùnde gelecek mi diye düşünmüyorum değil.Kristen'la yaptığımız kahvaltıdan sonra okul için hazırlanmaya koyulduk.Bugün günlerden cuma.Yılbaşının cumartesi gününe gelmesi hepimizin içini rahatlatıyordu.Böylece pazar günü dinlenip pazartesi okulumuza gayet dinlengin bir şekilde gidebilecektik.Okul dönüşünü Kristen'la kar topu savaşı yaparak tamamladık ve ev.Bahçede yine aynı zarf ,bu sefer Kristen'da merak ediyordu.Ona olayı anlatmıştım ama ikimizde fazla ilgilenmemiştik.Yarına hazır olmak ve son denemeleri yapmak için koşa koşa eve girdik.Zarf hâla elimdeydi.Odama gidince açacaktım ve içinde ne yazdığını Kristen'a sonra söyleyecektim.Okul çantasını bir köşeye atıp minik zarfı açtım.Bu sefer "mutlu yıllar "yerine "partiyi bekle" yazısıyla karşılaştım.Tüm gece Kristen'la bu zarflar hakkında konuştuk,okulun tüm erkek öğrencilerini düşündük ama yinede aklımızda bir isim belirleyemedik.çùnkü başımıza daha önce hiç bòyle birşey gelmemişti.Gerçekten çok meraklıydık bu konuda.Diğer taraftan partiye uykusuz gitmememiz gerektiğini düşünerek uymaya karar verdik.Bu gece Kristen'la uymayı tercih ettim.Parti için çok heyecanlıydık.Sabaha, kar tanelerinin hafif hafif yağdığı bir manzaraya gözlerimizi açarak başladık.Kahvaltı,temizlik,keyif,ders derken günùmüzün çoğunu geçirdik.Akşam 17:00'da ikimizde hazırlanmak üzere odalarımıza gittik.2 saat sonucunda odamdan çıktığımda Kristen'ın çoktan hazırlanmış olduğunu ve beni beklediğini fark ettim.İkimizde tüm zerafetimizle partiye hazırdık.Ve istikamet parti.Taksiden inince, gayet güzel bir yerden içeriye girdik.Burası genelde bu tarz şeyler için rezerve edilen bir salondu.Mimarisi harikaydı.Kapıdan içeriye girince okulun neredeyse hepsinin burada olduğu gayet net anlaşılabilirdi.Herkes ayrı bir havada takılıyor ,kimse kimseyi takmıyordu.Bu iyi birşeydi.çùnkü bu tarz ortamlarda daha rahat hissediyorduk.Arkadaşlarla bazen sohbet edip,bazen de eğlendiğimiz için zaman gayet hızlı geçmişti.Aklıma zarf gelince Kristen'la bir köşeye çekilip derin derin bu konu hakkında konuştuk.Göz gezdirdik,tahmin ettik fakat nafile.Yinede bulumadık.Saat şuan 23.35'ti ve biz tüm partiyi zarf için düşünerek geçirdik diyebiliriz.Madem ortaya çıkmayacaktı neden öyle bir yazı bırakmıştı.İlginç.Belkide sadece şakaydı.Kristen ve ben ne olduğundan emin değildik ve bu konudan sıyrılıp ,kendimizi partiye vermeye karar verdik.25 dakika konsantre olmak için iyi bir süreydi.Ve saat 23:58 ,millet sabırsızlıkla süreyi bekleyip,eğleniyordu.Ben ise hâla konudan aklımı alamamıştım.O kişinin burada olduğunu hissedebiliyordum veya sadece ben öyle sanıyordum.Saat 23:59 ve ışıklar kapandı.Salonda hafif müzik,heyecan ve mutluluk hakimdi.Saatin 00.00 olmasıyla çığlıkları duyabiliyordum,mutluydum.Tam bu sırada yanağıma kondurulan öpücüğün ve sımsıkı sarılışın etkisiyle şaşkındım.Bu kimdi? Işıklar daha açılmamıştı.Garip bir histi ama mutluluk vericiydi :-)
Işıkların açılmasıyla karşımda sarışın ,fit,uzun boylu,elâ gözlü bir gencin bana derin derin baktığını fark edebildim.Sendeledim,şaşkındım ve gözlerim Kristen'ı arıyordu.Bu arayış fazla sürmedi çünkü Kristen'da bize bakıyordu,aslında salondaki herkes.Salona ilk girişimizdeki umursamazlık yoktu ortamda ,tùm gözler bize hakimdi.Elimden tutarak beni hızlı bir şekilde salondan dışarı çıkardı.Gòzlerimi ondan alamıyordum,çünkù hâla merakımı giderememiştim.Yağan soğuk karın altındaki sımsıcak sarılış tekrar vücuduma hakim oldu.Ve ardından "Ben senin Noel baba tarafından gönderilen hediyenim." kelimeleri döküldü dudaklarından.Sonunda onu tanımıştım.O,Kristen'ın çok sevdiği çocukluk arkadaşıydı.Arada bir takılır,sohbet ederdik ama böyle birşey yapacağı aklıma bile gelmezdi.O ,bana gerçekten bir yılbaşı hediyesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yılbaşı hediyesi ;Aşk
RomanceHer yılbaşının yeni bir hayat getireceğini söylerler.Peki bu yılbaşıda öylemiydi?