Kwon Jiyong neredeyse her şeye sahipti.
Güzel bir yüz.
Ün.
Başarı.
Para.
G-Dragon.
Aslında kendini beğenmiş biri değildi, gösteriş yapmaktan hoşlanmazdı.
Tamam, biraz hoşlanırdı, ama genelde bunu promosyon amaçlı yapardı.Ya da Karl ona yeni koleksiyonundan birkaç özel parça gönderdiğinde.Tabii ki tamamen alçak gönüllü olduğu söylenemezdi, pahalı sanatsal tablolar satın alıyordu, kıyafetler, arabalar, evler... Para endişeleneceği son şeydi.
Lüks bir hayat yaşıyordu.
Yani sayılırdı, zamanı olursa yaşıyordu.
G-Dragon ya da Jiyong; büyük ihtimalle Kore, Japonya ve Çin'de adı geçen en ünlü sanatçıydı.Adı neredeyse her ülkede duyulmuştu, Amerika'da bile ses getirmiş, onunla birlikte çalışmak isteyen birkaç isim olmuştu.
Çok fazla seviliyordu ve herkes onunla biraz yakın olmak istiyordu.Fanlar onu her yerde takip ediyordu, bazen onun bile gideceğinden haberi olmadığı yerlere gittiğinde onlarla karşılaşıyordu.Tanınmadan sokakta dolaşabilmesi çok zordu.Bu iyi bir şey mi yoksa bir lanet mi, karar veremiyordu.
Ama tüm bunların anlamı deli gibi çalışıyor olmasıydı.
Tüm şarkı sözlerini kendisi yazıyordu, tabii ki diğer iki yapımcının yardımını da alıyordu, ama gecelerce uykusuz kaldığı bir gerçekti.Aslında haftalarca demek daha doğru olurdu.Bazen gerçekten nasıl hala ölmediğini merak ediyordu.
Ama sorun yoktu, soğuk dursa da fanlarına değerli olduklarını hissettirmeye çalışırdı çünkü işini her şeyden fazla seviyordu.Ufacık bir isimle piyasaya girmişken şimdi herkesin bildiği ismi taşıyan insandı, buna değerdi.
Zor günler geçirdiğinde bazen söylense de sonra pişman oluyordu.Stresi azaltmak için birkaç şeye ihtiyacı vardı.
Sigara paketleri, kahve ve çığlık atmak için bir yastık.
Sadece 27 yaşındaydı ama bazen kendini çok yaşlı gibi hissediyordu.
Yine de hayal edeceğinizden daha da heyecan verici bir hayatı vardı.
Her zaman bir şeylerle uğraşıyordu, farklı ülkelere gidiyordu.Şimdi olduğu gibi.Son birkaç gündür Japonya'daydı, bitmek üzere olan dünya turu için.Sadece iki yer kalmıştı ve son konseri Seoul'de verecekti.
''Dostum, yorgun görünüyorsun.Bence daha çok makyaja ihtiyacın var.Noona, gözlerinin altına iyice sür.Siktir-- şu torbalara bak.''
Youngbae, ya da bilinen adıyla Taeyang, sırıtarak söyledi.
''Teşekkürler, pislik.Çok daha iyi hissediyorum.''
''Ne zaman istersen.''
Youngbae Jiyong'un çocukluk arkadaşıydı ve şirkete girdikten sonra hiç ayrılmamışlardı.Jiyong YG'nin 'Altın Çocuğu' olarak çok erken yaşta debut yapmıştı ve hemen arkasından Youngbae gelmişti.Komik olansa ikisinin de aslında dansçı olmak için şirkete girmiş olmasıydı.
İki büyük aynanın önünde oturmuş, saçlarının ve makyajlarının yapılmasını bekliyorlardı.Konsere çok fazla zaman kalmamıştı, fanlar yerlerini almışlardı bile.
Youngbae özel konuk olarak oradaydı.
''Çığlıklarını duyabiliyorum.'' Youngbae söyledi. ''Büyük ihtimalle hepsi benim fanlarım.'' güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melodi
FanfictionÇok istediğiniz şeyler tam da onları beklemeyi kestiğiniz zamanda karşınıza çıkmaz mı?