Multimedia video : Okurken dinleyebilirsiniz.
🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽
"Sen burada kalıyorsun küçük fare!"
Gözlerindeki öfkeyi ve ateşi görünce - sonunda- rüyada olmadığımı anlamıştım. Herkes, kafası bana doğru dönük bir şekilde, yavaş adımlarla çıktı kapıdan.
Şimdi mutfakta yalnızca Nuran Hanım ve ben vardık....
🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽🔻🔽
Alev alev yanan gözlerini benim gözlerime kenetlenmişti. İşaret parmağını kaldırdı, bana doğru uzatarak, hafiften de eğilerek konuşmaya başladı.
"Bana bak küçük fare! Ben Cevdet Bey değilim. Kendini acındırman bana sökmez, burada kalıcı olduğunu düşünüyorsan çok fena yanılıyorsun. Cevdet Bey'le konuşup seni hemen o tezek kokulu köyüne göndereceğim."
Umduğum gibi bağırmıyordu, daha sakin konuşuyordu. Sadece kelimelerin üzerine tek tek basıyordu, sanki her bir kelimeyi ezberlemem gerekiyormuş gibi... Arkasını dönüp kapıdan çıkacakken aklına bir şey gelmişçesine döndü ve keskin gözlerini bana doğru kısarak;
"Ve bir daha asla seni o odada görmeyeceğim! Anladın mı beni?" Tek eliyle kolumu tutmuş, sarsıyordu. "İstersen anlama küçük fare! Eğer seni orada göreyim, kulaklarını keser balıklara attarım."
Duyduklarım karşısında gözlerim kocaman olmuş, başımı iki yana sallıyordum. Gözlerimde biriken yaşlar beni dinlemeden yanaklarımı ıslatıyordu.
Bana şöyle bir bakıp, kahkaha atmaya başladı. "Siz köylüler, gerçekten gerizekalı, korkak farelersiniz." Kapıdan çıkarken, burnunu kırıştırarak ekledi. "Ha bir de, çok pis kokuyorsunuz." dedi ve kapının ardında kayboldu.
Haftalar sonra yine pis koktuğumu söylemişti biri. Halbuki yola çıkmadan önceki gece banyo yapmıştım ben. Hatta lifle beyaz sabun kullanmıştım.
Bahçe kapısından giren dört kadına doğru yüzümü kaldırdım.
"Ben çok kötü kokuyorum değil mi?"
"Öyle mi dedi sana o pis cadı?" Kullandığı kelimelerden pişman olarak ekledi, "Olur mu hiç öyle şey? Ama güzel bir banyo yaparsan, seni rahatlatacaktır, onca yol geldiniz." dedi İlknur abla. "Hadi ben senin yıkanmana yardım ederken, Fidan Ablan da sana temiz kıyafetler hazırlasın."
Tuttuğu elimle ve ağır adımlarımla eşlik ettim İlknur Ablaya. Bir kaç saat önce koşarak terkettiğim merdivenlerden, şimdi usulca çıkıyorduk. Her basamak kalbime bir öncekinden iki kat daha fazla baskı yapıyordu. Gözlerimi açtığım odanın çaprazındaki bir kapının önünde durduk.
"Odana en yakın banyo burası Nurgül. Hadi gel bakalım."
En yakın banyo mu? Bir evde kaç tane banyo olabilirdi ki? Tamam, bu ev benim bildiğim evlerden çok daha büyüktü ama... Her neyse...
Aklımdakilerden sıyrılıp banyoya doğru adım attım ve gördüklerim karşısında bir kez de içeride donup kaldım. Bu banyo, belki de bizim köydeki evimiz kadardı. Banyo dolaplarına kahverengi ve siyah hakimdi. Kulpları ise altın rengi gibi sapsarıydı.
"Sen üstünü çıkar, ben de suyunu hazırlayayım."
İlknur Abla'nın sesiyle kendime geldim ve apar topar soyunmaya başladım. İç çamaşırlarımla kaldığımda İlknur abla da suyu kapatarak içine bir takım sıvılar döküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir İyilik Yap
Fiksi UmumYeni Bölüm: Pazar Bu kitabı birlikte yazıyoruz. Hem öksüz, hem yetim. Hem çocuk, hem torun. Hem köylü, hem zehir gibi Hem kimsesiz, hem terbiyeli. Hem yoksul, hem karun kadar zengin. Nasıl mı oluyor? Nurgül'ün hayatı bu kitabın içinde.