(multimedyadaki shaun)
Bazı şeyler gerçektende değişmiyordu.değiştirilemiyordu.Arabayla george'u hastaneye yetiştirmeye çalışıyorduk.Gördüklerimi aklım inkar etmiyordu.edemiyordu.Bu vampir-kurtadam efsaneleri hakkında bir sürü şey okumuştum.Açıkcası varlıklarına bile inanmıyordum.Şimdi ise dudaklarında ısırık izi bulunan bir kafa kucağımdaydı.
george'un kafası.........
angela'nın sevgilisinin kana bulanmış ve çok kan kaybettiği her halinden belli olan kafası.........
Çıtımı bile çıkarmayacak bir sessizlikte george'nin kanlı kafasına bakmamaya ve fena halde bulanan midemi tutmakla arka koltukta oturuyordum.
Ne arabayı süren shaun'dan nede yanında korkuyla titrediği belli olmasın diye kollarını kendine saran nathan'dan ses çıkıyordu.Hasteneye geldiğimizi arabanın yaptığı ani fren ile anladım.Shaun kapısını açar açmaz kucağımda olan george'yi kucağını aldı.
Ben ve nathan ise peşinden koşmaya başladık.Shaun.....Shaun.....Çok ağır olmasına rağmen sanki kuş tüyü tutuyormuş gibi george'yi kucağına almıştı.Shaun 'un "acil sedyeye ihtiyacımız var " sesiyle kendime geldim.Koşuyordum ama koşan bedenimdi aklım ise george'a bunları kimin ve neden yaptığı takılmıştı ve bunu aklımdan çıkaramıyordum.
Sarışın çıtı pıtı minyon bir hemşire ve onun aksine daha uzun bir hemşir sedye ile yanımıza geldi.Shaun yavaşca george'yi sedyeye bıraktı.
Hemşireler arkasında koşan birbirinden bağımsız ama bir okadarda bağımlı üç genç.Beyaz koridorun sonuna doğru geldiğimizde "sadece görevliler girebilir" diyen yazı bizi durdurmaya yetmişti aksi taktirde maratona devam edebilirdik.....ve sanki artık sesler daha uzaktan gelmeye başlamıştı......ve gözlerimin kararması....
Ela gözlerimi sakin huzurlu karanlıktan ayıran "pıt pıt" sesleri koluma takılan serumdan geliyordu ve bana çok yüksek sesliymiş gibi geliyordu.Kafamı sol tarafıma çevirmemle shaun'un bana meraklı aşırı siyah ve tehditkar bakan gözleri ile karşı karşıya kaldım....bayılmıştım....ama bu bana esk günlerimizi hatırlatmıştı ...Shaun ile birlikte olan güzel günlerimi....bir grupta toplanmadan önce olmuştu tüm bunlar okula geldiğim ilk haftaydı.Koridorda ona çarpmış ve hayatım boyunca hep seveceğim sigara-parfüm-nane üçlüsünden oluşan kokusunu ilk defa almıştım.
Keskin yüz hatları ile kaslarını ortaya çıkaran siyah tişörtüne onlara uyumlu olarakta siyah pantolunu ve siyah ayakkabısı ile tamame siyah olan ve beni delicesine süzerek bakan çocuğa hayran olmuştum.
karizmatik......delice bakan iki çift siyah göz.....simsiyah......
Shaun ile bir geçmişimiz vardı.tüm bunlar neden şimdi aklıma geliyordu?bir hastane odasında?
Koridorda olan çarpışmamız başlangıcımız olmuştu.Sadece biyoloji dersini birlikte alıyorduk..Aslında abartılacak bir birlikteliğimiz olmamıştı.Serseri,piç,züppe bir çocuğa aşık olan saf,zaten sorunları olan bir kız....Sonunu tahmin ettiğinizi sanıyorum....Aramıza giren bir "SÜRTÜK" ama bu normal bir sürtük değildi. Bu jennifer'di.
Tüm california'da nam salmış ve tüm şehirde gelip beni bulmuş bir sürtüktü.Bazen kendimi mıknatıs olarak düşünüyordum.Bela ve rezillik çekmekte üzerime yoktu.
(Yeni bölüm için önce grubu ve yavaş yavaş ortaya çıkacak olan sırları bilmenizi istiyorum.Daha yeniyim ve umarım seveceğiniz bir öykü olur)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başıboş
Roman pour AdolescentsDoğa üstü varlıklara inanır mısınız? Ben inanmazdım.... Ta ki onları avlayan bir avcı olduğumu öğrenene kadar... Peki şimdi ne yapacaktım? Tek amacım onları öldürmek-ti.Onlardan birine aşık olana kadar. Peki aşkım için ailemi ve hayatımı karşıma ala...