''Her Son Bir Başlangıçtır.''

165 7 5
                                    

21 Temmuz 2013

Komser Emily:Teslim ol X bu son şansın bitti artık!

Joseph X:Ben bitti demeden bitmez bunu öğrenemedin mi?

Komser Emily:Şu etrafına bak sen ve biz varız başka kimse kalmadı,ya teslim ol ya da yok ol!

-Aslında haklıydı onlar 15-20 kişi kadardılar ve makinalı tüfekleri vardı,eskiden olsa onları halletmem 5 dakikamı almazdı ama artık farklıydı,bende iki tane smith wesson vardı ve biri boştu diğerinde de 2 veya 3 mermi kalmış olmalıydı ama bunu onlar bilmiyordu ve bilmelerine de gerek yoktu.-

Joseph X:O zaman gelin de alın beni,sizi korkak fareler!

-Bu son söylediğim söz benim sonumu getirecekti biliyorum ama onlara korkak olmadığımı göstermem gerekiyordu.Beklediğim gibi de oldu silahlar patlamaya başladı.ben karşılık vermiyordum Çünkü;sadece iki mermim vardı ve Emily'i öldürmem gerekiyordu.

Arkasına saklandığım çöp konteynırının bitişik olduğu duvarda bir havalandırma vardı ama hem çok dardı hem de duvara vidalanmıştı yanımda çakı veya tornavida da yoktu ne yapacağımı düşünürken çöpün yanındaki çatalı gördüm sanırım bu iş görürdü;ben havalandırmayı açmaya çalışırken kurşun sesleri arasından;

Komser Emily:Hadi sana bir şans daha ama bu son hadi teslim ol!

-dedi ama benim öyle bir niyetim yoktu,ne yazık ki Emily bunu anlamak istemiyordu.-

Joseph X:Ben halen burdayım hadi sizi bekliyorum.

Komser Emily:Bu son şansındı X bitti artık sen bir ölüsün tıpkı diğerleri gibi!

-Bunu duyduğum zaman içimde büyük bir öfke hissettim ve çatalı bırakıp silahımı çektim ben ölecektim belki ama yanımda bu iki yüzlü pisliği de götürecektim ayağa kalktım ve tetiğe bastım ilk merminin Emily'nin sağ gözünün üstünden girdiğini gördüm ve Emily yere yığıldı diğer merminin nereye gittiğini göremedim çünkü;kafamdan gövdeme doğru sıcak bir şeyin indiğini hissettim ve nedense gözlerim de bulanık görmeye başlamıştı ve yere yığıldığımı hatırlıyorum...

Doktor Kezo:Hadi çabuk olun çok kan kaybetmiş ameliyathaneyi hazırlayın!

Hemşire Mc:Hazır efendim hazır!

Doktor Kezo:Tamam o zaman hadi acele!

                       Evet ameliyata başlıyoruz.

                        Mermiler çıkarıldı.

Hemşire Mc:Doktor nabız alamıyorum hastayı kaybediyoruz.

Doktor Kezo:Şok cihazını hazırlayın 400'e ayarlayın!

Hemşire Mc:Başardık efendim tebrikler!

Doktor Kezo:Tebrikler arkadaşlar!

-Uyandığımda başım dönüyordu ve her yerim ağrıyordu,sanırım hastanedeydim yani ölmemiştim bu iyi mi kötü mü bilemiyorum ama galiba daha yapmam gerekn işler var.Yatağın kenarına kelepçelenmiştim bu da demek oluyor ki yakalanmışım ,sanki kötü bir şey yapmışım gibi,acaba Emily!i öldürmeyi başarabilmişmiydim?Gözümde bir acı vardı elimi gözüme götürdüğüm zamn sol gözümün sargılı olduğunu farkettim yoksa kör mü olmuştum o mermi beni kör etmiş olabilrmiydi?Olamazdı!Olamamalıydı ben tek gözle ne yapabilirdim ki çok sinirlendim oraya buraya vurmaya başladım içeriye hemen birileri doluştu biri bana bir iğne yaptı galiba sakinleştirciydi ve uyudum.Yeniden uyandığım zaman başımda biri dikiliyordu ve adam bana ters ters bakıyordu,hafiften de sırıtıyor gibiydi;saçları kahverengi ve kabarıktı,burnunun hemen altında kalemle çizilmiş gibi bir bıyığı vardı,orta boylu,zayıfça bir adamdı.Benim uyandığımı farkedince bana bir şeyler söylemeye başladı,adam o kadar hızlı ve değişik konuşuyordu ki bir an için onunla aynı gezegende yaşadığımdan şüphe etmeye başladım,belki beni anlar umuduyla kulağımı göstererek ''Anlamıyorum'' dedim.Adam bir an duraksadı ve sonra yeniden sırıtmaya başladı cebinden bir cihaz çıkardı ve kulağıma taktı,konuşmaya başladı.

Adam:Merhaba sert çocuk ben Mr.Bıyık emniyetin psikolojik destek bölümündenim senin sorgunu ben alacağım şimdi bana her şeyi anlat lütfen.

Joseph X:Öncelikle sert çocuk değil ben X ve sana birşey anlatmayacağım.Şimdi beni rahat bırak zaten tek gözlüyüm artık!

Mr.Bıyık:Sakin ol hem ayrıca kör değilsin sanşlıymışsın ki hayattasın vücudundan 7 mermi çıkarıldı gözüne gelice mermi gözünün 5 cm yanından şakağını sıyırıp geçmiş.

Joseph X:Buna sevindim.Peki Komser Emily'e ne oldu?Öldü mü?

Mr.Bıyık:Evet bir meslektaşımı öldürdün ama o gün cesedi morga kaldırdılar ertesi gün defnetmek için almaya gittiklerinde cesed orada değildi 3 aydır da bir haber çıkmadı.

-3 ay mı?Ben 3 aydır burada uyuyor muydum?Her şey sanki dün gibiydi.

Joseph X:Peki anlatacağım.

 Mr.Bıyık:Anlat seni dinliyorum ama en başından anlat.

Joseph X:Bundan yıllar önceydi,okulu yeni bitirmiştim ve işsizdim,parasızdım,her gece bir daha uyanmamak ümidi ile uyuyordum yine bir sabah bitkin bir halde yatağımdan kalktım elimi yüzümü yıkadım üstümü değiştirdim ve masanın üzerindeki akşamdan kalmış,sertleşmiş pizza dilimini yedim.Sokağa çıkıp iş arayacaktım ve bulamayacaktım.Caddede yürürken bir şey farkettim bir adam beni takip ediyordu işin tuhaf tarafı bu adamı daha önce de görmüştüm ve artık tanışma vakti geldi diye düşündüm ilk köşeden döndüm ve sırtımı duvara yasladım adamın geçmesini bekledim adam geçerken onu yanıma çekecek ve birkaç yumrukla onu konuşturup beni neden takip ettiğini öğrenecektim,adam geldi ve ben daha hamlemi yapmadan boynuma bir şırınga batırdı ve ben yine bayıldım.

Mr.Bıyık:Yine derken?

Joseph X:Günlerdir hatta aylardır tek yaptığım şey bayılmak ve insanın siniri bozuluyor.

Mr.Bıyık:Ha! Ha! Neyse devam et.

Joseph X:Bir bardak su alabilir miyim?

Mr.Bıyık:Tabi buyur.

Joseph X:Gözümü yeniden açtığımda bir karargahtaydım başımda bir adam dikilyordu bu adam orta boylu,kaslı biriydi üzerinde askeri üniforma vardı ve çok sert bakışları vardı çok korkuyordum ama belli etmemeye çalışıyordum.En sevimli ve sempatik halimle ''N'aber?''dedim.Admın bakışları daha da sertleşti yemin ederim ki o an kalbimin atmayı unuttuğunu falan düşündüm,adam beni kolumdan tuttu ve beni hızlıca ayağpa kaldırdı.Üniformasının isim kısmında Adonis yazıyordu.

Adonis:Demek o bahsettikleri çocuk sensin ah! ne hallere düştük!

-Adamın ses tonu gür ve yıkıcıydı.-

Adonis:Hadi seni yaşlı kurda götüreyim,seni görmek istiyordur.

-Birlikte karanlıkkoridorlardan geçtik ve bir kapının önünde durduk.Kapıyı çaldı ve kapı açıldı,kapıyı kısa boylu,esmer,Orta Asya'dan göçmüş gibi bir adam açtı.İçeri girdik içerde yuvarlak bir masa vardı masanın başında tek gözü korsan bandı ile kapalı bir adam oturuyordu yaşlı kurt bu olmalı diye düşündüm.Adamın sol yanındaki koltuk boştu orası Adonis'in yeriymiş.Masadakiler de sırasıyla Einstein,Mute,Sayko ve Sony'di hepsiyle tanıştım.Sony ekibin mali işlerini halleden bir iş adamıymış.Birde biri daha vardı,sırtını duvara yaslamıştı ve sigara içiyordu o benile tanışmadı sadece uzaktan elini kaldırdı ve beni selamladı,bu çocukta marjinal bir seseri havası vardı,en son yaşlı kurt ayağa kalktı ve benimle tokalştı ismi Night blue'muş.

Night blue:Merhaba yeni çocuk artık bizimlesin 6 yıldır seni takip ediyorduk ve zamanını bekliyorduk artık vakit geldi ki sen burdasın.

-Ben artık dünyayı kötü güçlerden korumakla görevli seçkin bir takımın parçası olmuştum,bu harika bir şeydi.Adonis ve marjinal serseri beni 2 yıl sıkıca eğittiler,marjina serserinin adı da Sezar'mış,kapıyı açan çocuk ise A.T.'miş.Sonuçta artık hazırdım ve garip,eğlenceli ve her anı aksiyon dolu bir mecaraya atılmıştım...

JOSEPH XHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin