YENİDEN DÖNDÜKK! MERVENİN TEOGU OLDUĞU İÇİN YAZAMADI, BEN DE ONSUZ YAZMADIM. ARTIK DEVAM EDEBİLİRİZ. YEPYENİ Bİ MACERAYA HAZIR OLUN;)Merve'nin Gözünden...
"LAN AMK ACELE ETSENE UÇAĞI KAÇIRCAZ!" dedim ayakkabılarımı ayağıma geçirirken.
Amına koduğmun Emresi bir türlü aşağı inmiyordu. Zaten karnım burnumda. Sinir ediyor orospu çocuğu.
"Merve benim gömliğim nerde amk!" Göz devirdim. "Salak ütüleyip dolaba astım ya" "Lan han-" kapıyı tam açıyorken "He tm buldum" dedi. Dışarı çıkıp bahçedeki banka oturdum. Derin bir nefes alıp buraya kadar neler yaşadığımızı düşündüm.
Emre o gün vurulduktan sonra ne yapacağımı bilememiştim. Ama yoldan geçen bir teyze bizi gördü hemen ambulansı aradı. Benim aklımdan bile geçmedi. O anki korkudan ve üzüntüden doğru düzgün düşünemiyordum. Sonra kadın sordu aileni arayayım mı diye. Olur dedim. Aradık bizimkiler geldi öylece Ambulansa binip hastaneye geçtik. Doktor hayati tehlikesi var dediğinde yerimde donup kalmıştım. Bizimkiler ağlamamam gerektiğini bebeği kötü etkilediğimi falan söylemişti ama benim sevgilim vurulmuştu ve benden sakin olmamı bekleyemezlerdi. Emre nerdeyse 1 gün boyunca ameliyat oldu. Ardından 1 hafta boyunca komada kaldı. Uyandığında hemen taburcu edildi. 1 ay sonra tekrar düğün hazırlıkları başlandı, evlendik ve o günden sonra aradan 7 ay geçti. Çok mutluyum. İyi ki hala yanımda. Şimdiyse bizimkileri görmeye Amerikaya gidiyorduk. Emre ne kadar ülke değiştirmememizi söylese de ben farklılık istemiştim ve İtalya da ev tuttuk. Bizimkiler eski evimize yakın civarda başka bir ev satın almıştı. Ama Doğayla Damla Miami'yi tercih etmişti.
"Bebeğim ben hazırım. Gidelim." Emrenin sesiyle kendime gelip, yanına yürüdüm. Dudağına kısa olmayan bir öpücük bıraktım. Geri çekildiğimizde suratında beklemediğini gösteren bir ifade vardı. "Bunu neye borçluyuz?" Elini tutup yüzüne baktım "Kocam değil misin? öpemez miyim?" Emre tebessüm edip arabaya bindi ardından bende bindim. Yola çıktık.
****
Damla'nın Gözünden...
"Yağmur bir yerinde durmadın. Sabah sabah anan ne içirdi sana ya. Valla bütün enerjimi emdin. " dedim kendimi koltuğa bırakırken. Lan çocuk bi de bildiğin bütün huyları Doğadan çekmiş. Çok inatçı. Bişey istiyor illa olacak.
Doğa Yağmuru kucağına alıp "Ya kızım uzanmayı bırakta git arabayı çalıştır. Erken çıkmamız lazım yol uzun." 'Off'layıp yerimden kalktım "Anne yaa Damla bana dondurma alcak dedi almadı. Canım dondurma istiyo" Doğa Yağmuru kucağından indirdi "Yağmur hastasın. Bitince bakarız." Somurtup kapıya doğru yürüdü. Bense arkasından gidip ellerimi küçük beline sardım ardından yukarıya kaldırdım. Sırtıma alınca sevinç çığılıkları atmaya başladı, bende onun gülüşüne gülüyordum. Biraz daha Yağmurla oynadıktan sonra sırtımdan indirdim. "Ne ağırlaşmışsın Yağmur. Belim sik-" Doğa'nın iğneleyici bakışlarına maruz kalınca cümlemi mal gibi çevirmeyi denedim "Sik-.. kırdın" Yağmur elini beline koyup "Damla siktin diyecektin biliyorum. Kıvırtmana gerek yoktu." LAN NE DİYOR BU KIZ AĞZINA SIÇARIM. "Doğa galiba bunu yanlış yapmışız" Yağmur dil çıkartıp dışarı çıktı. Bir insan bir insana bu kadar benzeyebilirdi amk. Aynı Doğa!
Ceren'nin Gözünden...
Damla bana New Yorktaki eski evlerinin adresini atmıştı. Bende sabah sabah uçağı kaçırmamak için erken kalkmıştım. Onu çok özlemiştim. Ne diye Amerikaya okumaya gitti ki. İstanbul dururken?
Şimdiyse sürekli mesaj atıp duruyor. İşte arada işi gelince ablalık yapacağı tutuyor. Ama sonuçta o da ablam ya kıyamam. Neyse.
Zaten şu uçakta bi inmedi sıkıldım amk. 6 saat yolculuk mu olur.
***
1 saat sonra sonunda havaalanına gelmiştim. Dışarı çıkmamamla Damlayı görmem bir olmuştu. 1 yıl olmuştu be.
Koşarak kollarımı ona sardım.
"Seni özledim" geri çekildiğimizde valizime uzandı "Hadi daha seni bizimkilere tanıştırcağım" bunu demesi üzerine yürümeye başladı bende arkasından yürüdüm.
Arabaya binince bir tane kız ve çocuk olduğunu fark ettim.
Önde oturan kız "Selam ben Doğa. Senin yengen oluyorum galiba" dediğinde Damlanın bana sürekli bahsettiği şu kız geldi aklıma hatta evlenmişlerdi ama ben üniversite falan yüzünden gidememiştim. O değilde bu çocuk kimdi?
"Aa evet biliyorum. Bende Ceren." Dediğimde gülümsedi. Ve konuşmasına devam etti. "Yanında oturan ufaklıkta Yağmur. Kızımız" hassiktir nasıl çıktı bu amk?!
Yüzümle galiba şaşırdığımı çok belli etmiştim. Yağmur elini uzattı. "Merhaba Ceren abla. Ben Yağmur." Dedi. Bunun üzerine istemsizce bende gülümsedim.
Damla "Tanışma işiniz bittiyse gidebilir miyiz?"
Ulaş'ın Gözünden...
Sonunda şu lanet olası hapisten çıkmıştım. Eğer piç kurusu Emre ölmüş olsaydı ömür boyu burada yatıyor olabilirdim.
Eşyalarımı bagaja koyduktan sonra ön tarafa geçip oturdum. Ardından Asil'e telefon açtım.
"Neredeler?" Dedim. Asil sırıtıp "Her zamanki yer. Ama hiç ummadıkları bir anda orda ol..." Bende sırıttım. Konuşmasına devam etti. "Ya da kanka dur Tuğçe gidecekmiş bari bende gideyim hem o anı izlemek eğlenceli olabilir." Göz devirdim "Ne bok yapacaksan yap Asil. Sadece toplandıklarında haberim olsun." Asil onayladıktan sonra telefonu kapayıp yan koltuğa fırlattım.
"Merve, beni bekle sevgilim."
İlk bölüm olduğundan kısa yazdım. Yinede 2. Kitabı yazıyoruz bunada şükür edin!
Neyse ben Damla. Eğer fanfiction yazmamızı istiyorsanız şiplediğiniz ünlü ilişiklerini yorumda belirtin. Yazmayı deneriz, Teşekkürler,,,
*10 vote olmadan yb gelmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bütün Sanal Reel Olmuş 2
Teen FictionBütün sanal, uzun bir süreden sonra karşınız da. Merve Nur & Damla Sönmez.