SAAT 6:30 CUMARTESİ SABAHA KARŞI GÜNÜMÜZ
Böyle önemli bir evrahı nasıl hafta sonu gönderirler bir türlü anlamıyorum. Çantasından patronunun evinin anahtarlarını çantasında bulmaya çalışırken şu zili çalsam ne olur diye düşündüm ama bundan çabuk vazgeçti çünkü bunu yapmaması gerektiği acı bir şekilde öğrenmişti.Bu yüzden çantasını karıştırmaya devam ederken aklına o gun geldi.Yine acil bir evrak yüzünden bundan daha erken bir saate buraya gelmişti.Kapıyı çalmiştı nerdeyse yumruklayıp kapıya abanmiştı ama içerden tek bir ses bile gelmiyordu.Daha sonra patronunu cepten aramayı denedi ama telefonu kapalıydı kesinlikle şarzı bitmişti adamın telefonunu bile kendisi şarz ediyordu.Kapıyı biraz daha zorluyum derken hırsız alarmi çalişmiş ve ben daha ne oldugunu anlamadan filmlerdeki sahneleri aratmayan bir şekilde polis eve gelmişti.O geceyi elimdeki imzalatılması gereken önemli evrakla nezarethanede geçirdim.Sabaha karşı patronum alexandro anca gelip beni nezarethaneden çıkabilmişti.Ve o gün bana gülerek yedek anahtarını uzatıp “bir daha evime anahtarla girmeyi dene” dedi.Nerdeyse adamın üzerine atlayacaktım ki elimde ki ervahı adama uzattım.Oda hafifçe gülerek alıp imzaladı ve beni sabahın o saatinde orada bırakıp gitmişti.NEyseki anahtarı en sonunda bulup kapıyı açıp içeri girdi.İçeri girerken etrafın toparlanması gerektiğini aklıma not ettim ve dogruca üst kata çıktım.Bu eve ilk girdiğimde kaybolacagımı ve asla bulunamayacağimi düşünmüştüm manşetleri şimdiden görebiliyordum.Ünlü yunan iş adamı Alexandro Marientez’in beş para etmez asistani kocaman evde kayboldu. Alexandro kapısına gelince işerden inleme sesleri duydum.Ne çok duha etmiştim Allaha uyuyor olsun ve tek başına olsun diye ama seslere göre duam kabul olmamıştı.İşe yaramayacagını bile bile toplanmaları için kapıyı çaldım.Kapıyı yavaşça açip içeri girdim ve çıkmak istedim bu sanki porno izliyormuş gibi hissetmeme neden oluyordu.Ve ben porno izlemezdim.Ben türktüm bizde böyle şeyler karı koca arasında geçen şeylerdi yani izleyici olmazdı ama iki senedir bu adamla çalişmasına rağmen bir türlü bu sahneye alişamıyordum.Hafifçe bogazımı temizleyip;
-“ Bay Alexandro acil imzalamanız gereken bir evrak var “dedim. Ama adam takmamiştı bile kadının içine sert bir şekilde girdi kiz bir çiglik attı ve sarsıldı ah lanet olsun bu sahneyi izlemek istemiyordum.Adam arzulu bakişlarını bana çevirdi.Bu daha önce olsa beni titretirdi ama şimdi sadece canımı acıtıyordu.Çünkü patronum tarafından o kızların yerını alabileceğim açik sinyaller veriyordu.Ama onunla olmak bana uygun değildi memleketime döndüğümde ailemin suratına bakamazdım.Bizdeki adetlerdeki o kırmızı kuşak aslında bekaret işaretidir bunlara bilerek ondan uzak duruyordum.Elimi okşayark kalemi aldı ve gözlerimin içine bakarak kızın içinden çıktı.Ve kağıda göz atıp imzaladı. Sonra tekrar bakişları bana kaydı üstümdeki gündelik kıyafetlerimi izceledi daha sonra bakişlarını gözlerime kaydırdı.Ve kızın içine bu sefer yavaşça girdi.Ben arkama bile bakmadan evden kaçarcasına çıktım.Evet bu adamdan iğrenmem gerekirdi bekride istifa etmem ama bunların haricinde bu iki sene her değişen kadın için kendimi aldatılmış hissediyordum.Sadece 4 kural vardı ve ben ise uslanmaz bir çapkın olan bu adamın hatalarını görmezden gelecek kadar aşıktım.Bu dördüncü kurala karşı gelmekti ama yapabileceğim bir şey yoktu.Evin içinde git gide büyüyen kütüphanemdeki aşk kitaplarında aşkın kalıplara sıgdırılamaz en değersiz kişiye bile duyulabileceğini ve aşigin her zaman acı çektiğini okudum.Tabi Kuzenım Çağların bekaretini bir hiç için kaybetmesi ve o adamı çok iyi tanımaması ise cabasıydı.Tabi bu durumda çağlar okulu bitirmesine rağmen geri dönmeyi düşünmüyordu ve teyzemde benim ağzimi arıyordu.Ama onlara gerçeği söyleyemezdim bu çagların terciğiydi.Bu olay sadece patronumdan kesinlikle uzak durmam gerektiğini aklımda pekiştirmemde yardımcı olmuştu.Berki yanliş bir düşünceydi ama olaylar başimiza gelmedikçe anlamıyorduk.Arabaya atlayıp genelde kullandıgımdan daha hızlı şirkete sürdüm.Birde park yeri ariycam derken bir yerin boş olduğunu gördüm ama hızlı davranmazsam kapıla bilir diye arabayı hemen çektim ama bir korna sesi arkamda yankılandı.Ama umrumda değildi kontaği kapatıp arabadan indim.Adamda bana sinirlenmiş olacak ki oda peşimden indi.Ama yüzüme bakıncayüzünde boş ifadeyle bana baka kaldı.Adama yaklaşip elimi yüzünün önünde dolaştırdım.Adam kendini toparlayıp;
- “Birden öldüm de bir melek yanıma indi sandım adınızı bahsedermisiniz leydim”dedi.Adama arkamı döndüm adamda arkamdan yürümeye başladı.”Yapmayın leydim enazından adınızı bahşedın bana sizin gibi bir mücevheri kaybetmen istemem”dedi
-“Bana ikincı sınıf kız tavlama numaralarınızla zaten ögrene ögrene anca ismimi ögrenirsin zaten” dedim. Alexandro seksi buldugu gülümsememle yüzüne dönüp boguk ve içgıcıklayıcı şekilde “adım Merve”dedim.Ve adamı oracıkta bırakıp şirkete girdim.
……Bilseydim ne bu kadar iddialı konuşur nede o park yerine girerdim……
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onun Asistanı
RomanceBu daha önce paylaştiğim bir hikaye şimdi watpate geçiriyorum.:) KONUSU BİR PATRN SEKRETER ARASINDAKİ KARŞİ KONULAMAZ TUTKU!! EVET YİNE BİR AŞIRI ÇAPKIN BİR ADAMIMIZ VAR Alexandro!! VE SEKRETERİMİZ MERVE BİR TÜRK!! vE ONUN KUZENİ çAĞLAR ONUNDA BİR...