Kötü haber

3.7K 239 65
                                    

Güneş doğana kadar yerimden kıpırdamadım. Uyuyalım diyen bendim ama sabaha kadar da gözünü kırpmayan yine bendim. Huzurlu olduğumu düşünmüştüm fakat ruhen huzurlu değildim. Her şeyin üzerime geldiğini düşünüyordum, omzumda kaldıramayacağım yükler var gibiydi. Hayatını anlatan bir kelime söyle deseler hiç düşünmeden 'karmakarışık' derdim.

Tüm gece Brittany'i izleyen gözlerim ve vücuduna dolanan kollarım yatağa girdiğim andan beri aynıydı. Ona tek bir saniye bakmasam ya da kollarımı hafifçe oynatsam sanki biri onu elimden alacakmış gibi aptalca bir hisse kapılmıştım. Kaybetme korkusu. Riley'den sonra ilk defa başka birine karşı bunu hissediyordum. Brittany'i kaybetmekten korkuyordum. Tıpkı bir zamanlar Riley'e hissettiğim gibi. Onu kaybetmiştim, şimdi sıranın Brittany'e geçmesini istemiyordum. Eğer onu da kaybedersem mahvolurdum çünkü.

O sabah aylardır hiç yapmadığım bir şeyi yapıp en alt çekmecede süs gibi duran sigara paketini alıp içinden bir dal çıkardım ve odamın penceresinden başımı çıkartıp yaktım. Bir dal, iki dal derken paketin yarısını bitirdiğimi fark ettiğimde sigara dumanından boğulmak üzereydim. Brittany hayatıma girmeden önce arkadaş ortamında Riley ile arada sırada yaptığımız bir şeydi. Hiçbir zaman tiryakisi olmamıştım. Hiç de zevk almazdım doğrusu. Ya eğlence için içerdim ya da sorunlarımdan kaçmak için. Bu sefer eğlence için içmediğim çok barizdi.

"Sigara içtiğini bilmiyordum..." Yeni uyandığını belli eden kısık ve çatallaşmış sesi duyduğumda başımı yatağa çevirdim. Gözleri yarı açık, saçları bozulmuş-Kısaca yeni uyanan bir Brittany görmek kalbimin ritmini değiştirmişti elbette. Nefes kesici bir manzaraydı. Her sabah görmek isteyeceğiniz türden.

Parmaklarım arasında yarısına geldiğim sigaraya bir bakış attıktan sonra omuz silkerek camdan aşağı fırlattım. "Benim hakkımda birçok şeyi bilmiyorsun. Arada sırada içerim. Günaydın," Gülümsemeye çalışıp yanına gittim. Yatağa dizlerimi çaprazlayarak oturdum ve onu izlemeye koyuldum.

"Bir an seni yanımda göremeyince... gittin sandım." Brittany üzgün bir ses tonuyla bakışlarını benden kaçırarak itiraf ettiğinde küçük bir tebessüm dudaklarımda belirmişti bile. "Ama buradayım," diye mırıldandım onun duyabileceği şekilde. Tek elimi yanağına yerleştirip okşayınca yavru bir kedi gibi başını avuç içime yaslayıp sürtündü. Bu haline gülmemek için kendimi zor tuttum. Çok sevimliydi. "Sormak istemiyorum ama bana kızgın mısın? Dengesiz davrandığımın farkındayım, affet beni. Sana karşı koymak çok zor."

Kelimeleri içime işliyordu, bunun farkında mıydı? Kollarımı açtığımda mesajı alarak hemen kucağıma atladı. Kollarımı minik vücuduna sıkıca doladım. "Eğer bir problemin varsa bana anlatmaktan çekinme, lütfen. Seni böyle görmek istemiyorum. Kendimi suçlu hissediyorum." diye mırıldandı başını boynumdan kaldırmadan. Bu dediğinin üzerine ne kadardır tuttuğumu bilmediğim nefesimi serbest bıraktım ve pat diye söyleyiverdim. "Riley beni aldatıyor." Sesim istemim dışında titremişti.

Hemen ardından Brittany hızla başını gömdüğü yerden kaldırdı ve büyümüş gözlerle bana baktı. "N-Ne? Gerçekten mi?" İnanamayarak bana bakıyordu. Bu kadar şaşıracağını tahmin etmemiştim. Beni aldatmak çok imkânsız bir olaymış gibi bakıyordu. Ama değilmiş işte. İlişkimiz de herkesin özendiği kadar güzel değildi işte.

Cevap olarak başımı salladım. Elini bel boşluğuma yerleştirdi ve dün gece ona yaptığım gibi yavaşça okşadı. Beni nasıl sakinleştireceğini çözmüştü anlaşılan. "Ne denir bilmiyorum ama bunun için üzülme. Kendi kaybetti ki böyle bir şey yapacak biri gibi de görünmüyordu, çok şaşırdım. Nasıl senin gibi birini aldatabilir? Ben sana dokunmaya kıyamıyorum."

Ben de sana diyemedim. Bazı şeyleri daha kendim yeni yeni kabulleniyorken ona itiraf edemezdim. Bu yüzden hislerim kesinleşene kadar ona bazı şeyleri itiraf etmeyecektim. Mesela ona; dokunmaktan, öpmekten, sarılmaktan ya da birlikte uyumamızdan ne kadar hoşlandığımı söyleyemezdim. Prensiplerime tersti zaten.

hold me tight ➳ girlxgirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin