Sen de gidiyorsun. Diğer herkes gibi. Ve ben yavaşça ölüyorum..
MEDYA : MYUNGSOO <3
Sabah uyandığımda Jungkook yanımda uyuyordu. Onu böyle görünce kalbim acıyordu. Dayanamadım ve saçlarını okşadım. Yerinde kıpırdanınca elimi çektim ve kıyafetlerimi alıp soyunma - yıkanma odasına gittim. Kısa bir duş aldım. Vazgeçilmezim olan siyah dar paça pantalonumu ve siyah kapşonlu arkasında ''DEAD. '' yazan polar hırkamı giydim. Saçlarımı kurutup kendi haline bıraktım kabinden çıkar çıkmaz Jungkook ile karşılaştım. Başımı öne eğip yanından geçtim. Bana baktığını hissediyordum ama arkamı dönüp bakmayacaktım. Kahvaltı alanına geldiğimizde yemekler hazırdı. Bizimkileri görünce yanlarına oturdum. Jimin gülümsedi ve ''İyi uyudun mu ?'' dedi aklıma Jungkook gelince zoraki gülümsedim ve ''Evet. Sen ?'' dedim o da gülümsedi ve ''Sumin'i izlemekten uyuyamadım. O kadar çok güzel ki.. '' dediğinde güldüm ve saçlarını karıştırdım. Myungsoo yanıma oturdu ve ''Selam. '' diyip gülümsedi. ''Selam. '' dedim ve gülümsedim. Karşıma Jungkook oturmuştu. Eun Bi de onun yanına. Jungkook'un bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ona baktığımda daha sert baktı. Myungsoo'ya baktım ve ''Jimin bana olanları anlattı. '' dedim o da gamzelerini gösterdi ve ''Peki ne düşünüyorsun ?'' dedi bunu ben de bilmiyordum. Onu seviyordum ama Jungkook... Onu her gördüğümde ona sarılmak istiyordum.. Gülümsedim ve ''Ben biraz.. Düşüneceğim Soo. '' dedim o da başını salladı. Öğretmen gelince yemeğe başladık. Tabaktaki son Jeon'u (yemek olan jeon :D) Jungkook ile aynı anda yemek için çubuğumuzu batırınca birbirimize baktık. İkimizin de ağızı doluydu. Birbirimize kaşlarımızı çatıp ölümcül bakışlar atarken ''Bırak. '' dedim o da ''İlk ben batırdım. '' dedi ''Ben kızım. Ben yemek istiyorum. '' dedim o da ''Ben de erkeğim. Bir yerim şişer yemezsem.'' dediğinde kaşlarımı çatıp ''Pislik. '' dedim o da sırıttı. Tam o sırada öğretmen Jeon'u ağızına attı. ''İkiniz de sesinizi kesip yiyin. '' dedi lokmamızı yutup dil çıkardık. Gözlerimi devirip yemeğe devam ettim.
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Akşam olmuştu. Herkes ateşin etrafındaydı. Ben ise yanlız kalmak istiyordum. Çadıra gidip kulaklığımı aldım ve ormana doğru ilerledim. Kimsenin olmadığı bir ağacın dibine oturup şarkıyı açtım. Ağlamak istiyordum. Gözlerim istemsizce doluyordu. Nedenini bilmesem bile Jungkook'u gördüğüm her an ağlamak istiyordum. Evet hiçbirşey yaşamamıştık ama sesini , sarılışını ve kokusunu özlüyordum. Benim sevilmeye ihtiyacım vardı. Sahiplenmeye , sarılmaya , ağlamaya.. Ayağa kalkıp ardı arkası kesilmeyen yumruklar atmaya başladım. Başladım mı duramıyordum. Ben böyleydim işte. Ani duygu değişimlerim vardı. Şizofreninin ilk tabakasıydım. Bu yüzden fazla sinirli biriydim. Kimse benim kahrımı çekemezdi. Şu ana kadar 2 büyük kriz geçirmiştim. Birisi annem öldüğünde az kalsın babamı öldürecektim. İkicisi ise kendimden çok sevidiğim birisi benimle bir anda iletişimini kesip benimle konuşmak istemediğini söyleyince olmuştu. O zamanda kendimi çatıdan atmıştım ve kolum kırılmıştı. Şimdi ise sadece iki kez sarıldığım biri için yumruk atıp kriz geçiriyordum. Ben bu hayatta hep kaybetmiştim. Hayatımda gerçekten mutlu olmamıştım. Hani , Jimin ve Tae beni bu hayatta tutmaya çalışmışlardı. Onlar olmasaydı belki de.. Çoktan kimsesizler mezarlığında yatıyor olurdum.. Yumruklarım şiddetlenirken birisi beni kendine çevirdi. Bu Jungkook'tu. ''BIRAK BENİ !'' diye bağırıyordum o ise bileklerimi tutuyor birşey söylemiyordu ''BIRAK BENİ ! BIRAK ! YAŞAMAK İSTEMİYORUM !'' Dediğimde ''HA KYUNG !'' Dedi durup ona baktım o da ''Kendine gel !'' dedi ''ANLASANA JUNGKOOK ! ÖLMEK İSTİYORUM !!'' dediğimde başımı göğüsüne yaslayıp ''Sakin ol.'' dedi ben de hıçkırıklarımın arasından ''Kaybetmekten nefret ediyorum.. '' dediğimde göz yaşlarımı sildi ve ''Kendine gel. Bu sen değilsin. '' dedi gözlerinin içine baktım. ''Git. '' dedim dün gece nasıl hissettiğimi anlamasını istiyordum. ''GİTSENE !'' Dediğimde gözlerime bakmaya devam etti. ''GİT JEON JUNGKOOK GİT ! DEFOL !!'' Dediğimde beni kendine çekip öptü. Ben hareketsiz kalırken gözlerime baktı ve ''Canımı yakmaya çalıştığını biliyorum. Ama kokunu her duyduğumda yeterince canım yanıyor. '' dedi sert bir tokat attım ve ''Benden uzak dur Jeon Adi Jungkook. Bana asla dokunmaya çalışma !'' dedim arkamı dönüp ilerlerken yumruk sesi duydum. Arkamı dönüp bakmadım.
''Sen de gidiyorsun.. '' dedi (GİFLER TEMSİLİDİR.) başımı ona çevirdiğimde ''Sen de gidiyorsun işte. Sen de benden nefret ediyorsun. '' dedi Sesi kırılmış , yorgun ve kısık çıkıyordu. Ağlıyordu. Yere diz çöktü ve ''Sen de diğerleri gibisin. '' dediğinde ona karşı bir adım attım. ''Senin beni unutamadığını. Beni gerçekten sevdiğini sanmıştım. Ama sen de beni unuttun. '' Dediğinde koşarak yanına gittim ve onu kendime çekip sıkıca sarıldım. ''Senden nefret ediyorum. Senden çok nefret ediyorum. Ama... Senden vazgeçemiyorum Jungkook. Kokunu unutamıyorum. '' dedim ve hasret kaldığım kokusunu içime çektim. Kollarını belime doladığında derin bir nefes aldım. Ellerimin acısını umursamıyordum. Kan olmuştu üstü ama umurumda değildi. Ben onu özlemiştim..
VE BİTTİ. BUNU HANGİ KAFAYLA YAZDIM BİLMİYORUM AMA OLSUNDU :') JUNGKOOK'UN BU GİFİNİ HER GÖRDÜĞÜMDE ONA SARILMAK İSTİYORUM. NEYSE BEN SINAVIMA ÇALIŞAYIM BELKİ 2. BÖLÜMÜMÜ DE ATARIM ;) ÖPTÜM dsoıjsıoas
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOSER / JEON JUNGKOOK
FanfictionHerkesin içinde yaşayan bir ölüden farkım yoktu. Ta ki seni görünceye kadar.