Justin dudaklarımdan yavaşça ayrıldı. O anda gözlerimiz buluştu. Kalbim çok hızlı atıyordu. Keşke bunu severek yapsaydı.
J: Gözlerinin mavi olduğunu bilmiyordum.
A: Hiç yüzüme bakmazsan bilemezsin.
Yüzü asılmıştı. Kolumu tuttu içeriye geçtik ve yerimize oturduk. Justin bir kaç ödül aldı. Saat çok geç olmaya başlamıştı. Justin kafasını omzuma koydu.
A: Justin uykun mu var?
J: Evet biraz senin yok mu?
A: Var gidelim artık.
J: İyi gidelim gel.
Elimi tutu dışarı çıkıp eve gittik. Çok yorgun olduğum için duş alıp yatağa yattım.
Sabah
Kahvaltı yapmıştık ve Justin telefonda konuşuyordu. Ben de oturmuş onu izliyordum.
Sürekli '' Aşkım, Bebeğim'' Deyip duruyordu. Kesin sevgilisiyle konuşuyordu. Telefonu kapatıp bana döndü. Çok sinirli bakıyordu. Korkuyordum yine ne oldu ki. Birden bağırmaya başladı.
J: TANRIM SENDEN NEFRET EDİYORUM! SENİN YÜZÜNDEN SEVGİLİM BENDEN AYRILDI! HAYATIMI BERBAT EDİYORSUN!
Dediği gibi tokatı indirmişti suratıma. Canım çok yanmıştı ağlamaya başladım. Oturduğum yerden kalktım ve bağırmaya başladım.
A: BENİM SUÇUM NE! GEL BENİ ÖP BEN Mİ DEDİM SANA! SANKİ SENİN HAYATINA ÇOK MERAKLIYIM BEN!
J: BANA SESİNİ YÜKSELTME YOKSA--
A: YOKSA NE?!
J: NE OLACAĞINI SEN BİLİYORSUN!
Dedi ve evden çıktı. TANRIM! Sanki ben ona meraklıyım.