2000 kişilik bir okulda daha okulun ilk günü 1 çocukla kavga edersiniz. Sonra o çocuk sizin oda arkadaşınızın sevgilisi çıkar. Nasıl ama süper demi mükemmel!
İçimden resmen sövüyordum Melis’e. Başka sevgili bulamamış mıydı? Ne saçmalıyordum ben ,asıl sorun bendeydi .Sataşacak başka birini bulamamış mıydım?Ya da niye alttan almadım ki ben.
Hiçbir şey belli etmemeye çalışarak elime tepsiyi aldım ve biraz pilav ve fasulye koymalarına izin verdim. Ayaklarım cidden geri geri gidiyordu. Melis’i takip edip masaya yaklaştım ve kafamı saçlarımla gizlemeye çalıştım. Örgüyle nasıl yüzümü kapatabilirsem artık..
‘’ Bora sana sözünü ettiğim oda arkadaşım Besna’’ diye hemen beni tanıttı Melis. Kafamı kaldırdım ve kendimin bile zor duyabileceğim bir ses tonuyla ‘’merhaba’’ diye mırıldandım. Boranın yüzünde aptal bir sırıtış vardı. O sırıtırken ben daha da geriliyordum.
‘’Sarışınım biz sabah tanıştık zaten Besnayla demi Ekrem’’ dedi ve yanındaki çocuğun koluna vurdu.
‘’Evet tabii’’ diye alaycı bir tonla destek çıktı salak çocuk.
Kafamı döndürüp Melis’e baktım ve kaşları kalkık Bora’ya bakarken buldum.
‘’ Hadi ya tanıştınız mı nasıl?'’ diye merakla sordu.Artık olaya el atmam lazımdı yoksa bu iş saçma yönlere gidecekti.
‘’Sabah koluma yanlışlıkla çarptılar da oradan şey oldu işte’’ dedim ve lafı ağzımda geveledim.Yanlışlıkla kelimesine vurgu yapmayı unutmamıştım.
‘’ Yaa bitanem, senin arkadaşın birazcık sinirli gibi. Sabah okulun ortasında resmen bizi azarladı koluna çarptık diye’’ deyip masum çocuk ayaklarına yattı. Bu çocuk mümkünse böyle aşk sözcükleri kullanmasın,lütfen bu da mide.
‘’Ciddi misin, Besna ya’’ dedi ve kahkahalarla gülmeye başladı.
‘’Ama iyi yapmışsın bunlar şımardılar artık birinin kulaklarını çekmesi gerekiyordu’’ diye de yapmacık bir ciddiyetle ekledi.
‘’ Ya ne güzel yaptı ne güzel’’ diye Bora söylendi ve bu son söz oldu.Öldürücü bakışlarımı Bora denen çocuktan alıp tabağıma yönelttim. Masada ki herkes susmuş yemek yemeye başlamıştı.
***
Masada ben hariç herkesin yemeği 10 dakikanın ardından bitmiş,yayılarak oturma pozisyonuna geçilmişti.Sarışın olan çocuk çatalını tabağa sertçe bıraktı ve Melis' e döndü.
‘’Melis hadi maç var izlemeye gidiyoruz bahçeye, geç bile kaldık hadi abi ’’ diye hararetle sessizliği bozdu.Sorunları mı vardı bu çocuğun?
‘’Tamam hadi o zaman kalkın,hadi Besna kalk’’ dedi ve kolumdan çekti Melis.Sanırım böyle tepkilere alışıktı ama ben daha fazla böyle bir ortamda kalmak istemiyordum.Hava boğazımı yakıyor,bakışları tenimi deliyor gibi hissettiririyordu.
‘’Yok Melis siz gidin izleyin,hem benim Ayşe annemi aramam lazım’’ dedim ve beni anlamasını umarak yüzüne baktım.Yüzüme gereken fazla uzun baktı ve uzanıp masanın üstündeki telefonunu aldı.
‘’Peki o zaman sonra görüşürüz’’ dedi ve hepsi birden gürültüyle kalkıp gitti.Birkaç saniye içinde masada yapayalnız kalmıştım. Açıkçası Melis' in üstünde biraz daha durmasını, beni masada tek başıma bırakmamasını beklerdim ama böyle olmamıştı.Tek çare telefonumla uğraşıp, yemeğimle oynamaya başladım. Karşıdan gür bir ses yükselince kafamı istemsizce kaldırıp baktım.Benim hakkında olabileceğini tahmin etmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BESNA
ChickLit"Burs" Fransızca kökenli, 4 harfli ve dilimize yakın yıllarda girmiş yabancı bir kelime. Ne kadar masum ve basit duruyor değil mi? Ama şöyle bir sorunumuz var ki, eğer bu kelimeyi basite indirger 'aman be ne varmış bir burst...