Hava sisli , soğuk ve yağmurlu.
Ölüyor insanlar sevdikleriye.
Bedenler yaşıyor olsa bile ruhları çöküyor.
Bir daha sevemiyor ve mutlu olamıyor.
Tutunamıyorlar çünkü güçleri yok.
Güçleri varsa bile elinden tutacak biri yok.
Yok işte yok.
Bırakıyorlar kendilerini ölümün pençesine.
Sevemiyorlar işte bir kırık kalp içinde.
Bugün annemin mezarını ziyarete gittim.
Eğer yaşasaydı şu an annem 45 yaşına girecekti.
İNTİKAM yemini ettim!
Geri dönüş yok artık!
Bulacagım o p*çleri.
Eve her zamanki gibi 23:40'da döndüm. İşten 22:30'da çıkıyordum. Günün devamını ise annem ile geçiriyordum.
O günü iyi hatırlıyordum!
------Flashback------
M: Anne! Anne! Anne! Annnnneeeeeeee!
Anne ne oldu sana? Anne ses ver. Anneeee!
Hayatımın anlamı yerde kanlar içinde yatıyordu! Benim Kraliçem artık bir ölüydü!
O bir ÖLÜYDÜ!!!!
M: Anne bak bazen aç kalırdık. Sen bana yedirecek yemek bulamazdın! Bak ben senden 1 kere bile utanmadım. Şimdi bana "Kızım ne bu halin üstün başın pislik içinde. Bak hemen üstünü değiştir! Yoksa kötü olur!!" demen için nelerimi vermezdim. Kızsaydın dövmene bile razıydım ama ölme.
Daha minik olan prenseesini bırakıp gitme!
İşte sende beni bırakıp gittin. Babam gibi..
Ama yemin ederim ki o p*çlerden intikamımı alacağım!
------Flashback son------
M: Mezar görevlisi burayı kapatmak üzere anne. Gitmek zorundayım. Ama söz en yakın zamanda gelecegim.
Bir ıslık sesi duymamla kafamı kaldırmam bir olmuştu.
Beynim bana oyunlar oynuyor olmalı ki etrafta hiç kimse yoktu.
Bir dakika mesaj geldi!
"Güzelim valla seni özlemişim. Arada bir gelde hasretimi gidereyim! Anladın sen orayı ;) Ne diyelim bu saatte buraları dolaşman iyi degil. Sen evine git ve dinlen. Yarın senle bir işim var.
GÖNDEREN: Gizli Numara
Biri beni takip ediyordu demek. Peki ya annemi o sapık öldürmüşse. Hem yarın seninle bir işim var da ne demek?
Buradan gitmessem sonum kötü olacak. Hem daha 2 gün sonra yeni okuluma gidip Clara ve Millie ile buluşacagım.
Aradan kaç yıl geçti diye sordugunuzu duyar gibiyim.
1 yıl geçti. Ayrıca Clara , Millie ve ben aynı okulda farklı bölümleri kazandık. Ben o evden taşındım ve şimdi bir evim var. Üniversite'de güzel sanatları kazandım.
Eve varmıştım bile. Kapıda Clara ve Millie'yi gördüm. Aman Tanrım bunların burada ne işi var?
M: Sizin burada ne işiniz var?
C: Bugün Ayın 25'i!!!
M: Eeee?
Mi: Hatırlamıyor musun? Her ayın 25'i kızlar gecesi!!!
M: Ben onu tamamen unuttum. Off hazırlıkta yapmadım.
C: Boşver biz herşeyi getirdik.
M: Ok.
Kapıyı açarken kıkırdaşmaya başlamıştık.
Kapıyı açıp onları içeri davet ettim.
M: Neler getirdiniz bakalım?
C: İçki , bisküvi , çikolata , cola , sprite , dondurma , pasta...
Mi: Birde cipsler!
M: Bu akşam güzel olacak.
C & Mi: Bencedeee.
Her şeyi silip süpürmüştük. Kafamızda hafif şekerliydi.
C: Başka ne yapacagız?
Mi: Şişe çevirmece?
M: Bana uyar!
C: İii peki!
Boş bir şişe alıp döndürmeye başladık. Ama önce dogruyu yapacagımıza yemin ediyorduk. Tanrım soracak kişi Clara kurbanı ise bendim.
M: Offff.
Mi: Mızmızlanmak yok. Dogruluk mu , Cesaret mi?
Bende o göz varmı? Tabikide dogruluk. Yoksa bana neler yaptırırlar!
M: Dogruluk!
C: Hayatında hiç biriyle s*x yaptın mı? Bir de hiç biriyle öpüştün mü adı ne?
M: Hayatımda hiç biriyle yatmadım.
C: Demekki hala bakiresin!
M: Imm ben şeyle öpüştüm.
C: Öpüştün mü adı ne?
Biraz çekinerek...
M: Robert :/
Kızlara bir anda bir 'NE bunu bize nasıl söylemezsin?' dedikten sonra yatıştılar.
Tekrar şişeyi çevirdik. Soran Millie kurbanı ise Clara.
Mi: Dogruluk mu Cesaret mi?
C: Dogruluk!
Kurnazzz seni :D
Mi: Erkek olsaydın aramızdan kiminle öpüşürdün?
C: Marie!
Neeeee?
Mi: Ohhh sevindim!
Millie'ye en sert bakışımı attıktan sonra sustu.
Şişeyi tekrar çevirdik. Soran Millie kurbanı ise ben!
Offff!
Mi: Dogruluk mu Cesaret mi?
M: Cesaret
Kıkırdamaya başladılar.
Bir dakika ben cesaret mi dedim?
M: Kabul etmiyorum ben dalmıştım!
C: Bize ne vazgeçmek yok!
Biraz daha debelendikten sonra boşuna oldugunu anladım ve cezamı bekledim.
Mi: Kapıya ilk gelen yakışıklı bir ekekle s*x yapacaksın!
İşte şimdi ben yandım. Bakireliğimi kaybedecegim!!!
UMARIM BÖLÜM GÜZEL OLMUŞTUR SİZLERİ SEVİYORUM!!!