"Ülkü, bana söz ver, bana bir şey olursa bebeğime sen bakacaksın."
"Tek başıma bakamam, bir de yakışıklı amca, dayı ve hatta uzak akraba da olursa pakete dahil, niye olmasın?"
"Bak tatlım, senin o dediğin filmlerde, kitaplarda olur. Gerçek hayatta ise sana bebek bezleri, mamalar ve diş çıkarma krizleri olarak dönüş yapar."
"Yine de hayalini kurmak güzel." Aşırı romantik bir olaymış gibi gözlerini kırpıştırıp, derin bir nefes vermişti.
Aylin, kuzeninin o haline bakıp dalga geçtiğini anlayınca hafifçe kaşlarını çattı. "Hayal olduğunu bildiğin sürece, evet güzel."
"Elbette, hayal olarak da kalsın. Niye şimdi durup dururken bebeğini bana emanet etmekten bahsediyorsun ki? Yoksa ölümcül bir hastalığın mı var?"
"Çok şükür iyiyim. Sadece bu aralar ölüm korkusu sardı. Genelde bizim gibi kalabalık olmayan ailelerde 'ben ölürsem bebeğime kim bakar' düşüncesi oluşuyormuş. Doktorum öyle dedi."
"Aman ne güzel şeyler söylüyor o doktor."
"Ben korkularımı anlatınca o da tek olmadığımı söyledi."
"Eminim öyledir. Neyse, şurada doğuma bir ayın kaldı. Sonra gerektiğinde ben bebek bakıcılığı yaparım, sen de kocanla mutlu mesut ve uzunnnnn bir ömür yaşarsın."
Aylin yerinden göbeğinin verdiği ölçüde bir hızla kalktı. Kuzenine sarıldı. "Böyle diyeceğini biliyordum."
"Ne yani ölümü söyleyip, sıtmaya razı mı ettin beni? Bu saçma konuşmaları yapmasak da ben küçük yeğenime bakardım zaten."
"Aslında kuzenin!"
"Tamam o zaman biz kuzeniz ama kardeş gibiyiz cümlesi şu an itibariyle rafa kalktı."
"Ya öyle demek istemedim. Aslında sen hep akrabalık ilişkilerini karıştırırsın ya ondan düzelttim."
"Kim elti, kim görümce, bacanak gibi bir kelime nasıl türemiş bilmiyor olabilirim ama yeğen ile kuzen arasındaki farkı biliyorum."
"Tamam, yeğenine bakacak olduğunu bilmek gerçekten beni rahatlattı. Zaten şu yeğen karmaşası beni bile bunaltıyor." Konuyu uzatmaya niyeti yoktu. Aklında daha önemli bir şey vardı. "Hatırlat da seninle aynı araca binip yolculuk yapmayayım."
"O niye?"
"Ya aynı araçtayken kaza yaparsak? Ya uçak düşerse? Ya gemi batarsa?"
"Ya bi gitsene sen... iyice manyaklaşmışsın. Kocana söyleyeyim de seni psikoloğa götürsün. Bu kadar seri saçmalamayı normal bir beyin başaramaz."
"Biliyorum. Ama gerçekten engel olamıyorum." Artık şaka yapmıyordu. Son bir aydır kabus görüyor, ter içinde uyanıyordu.
"Engel olmanın ilk kuralı bunları düşünmekten, kötülükleri üstüne çekmekten vazgeçmen." Aklına bu konudan uzaklaştıracak bir şeyler gelmesi için kısa bir an sustu. Sonra gülümsedi, "Hadi çıkıp biraz daha bebek eşyası alalım. Kızımız için güzel şeyler almak istiyorum."
"Dün bir mağazanın önünden geçtik. Vitrininde çok güzel şeyler vardı. Ama kocam olacak domuz durmadı."
"Araba ile geçerken mi gördün vitrini?"
"Pek geçiyor sayılmazdık. Trafik vardı ve ben uzun uzun baktım. İçerisi de kalabalıktı. Demek ki iyi ürünleri var."
"İyi, hadi gidip biraz alış veriş yapalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söz Veriyorum - Tek Bölüm
Short StoryPek alışılagelmiş bir 'emanet bebek' hikayesi değil....... bencesini yazdım... keyifli okumalar