Sana sarılmak tutunmak gibi
1 AY SONRA
Okul bitmişti. Havalar biraz daha ısınmış bahar gelmişti. Seul Üniversitesi'ni burslu olarak kazanmıştım. Jungkook'ta kaydını o okula yaptırmıştı. Beraber mezun olmuştuk. Hayallerimiz gerçek oluyordu bir bir. Bana mezuniyet gecesi unutulmaz bir evlilik teklifi etmişti. Resmen şu an sözlüydük. Tek sorunumuz Jungkook'un ailesinin bundan haberi yoktu. Bir de Jungkook babası ile Yeri'nin şiddet olayını konuşmaya bugün gidecekti. Ben de onunla beraber gidecek ona destek olacaktım. ''Hazırım hadi çıkalım. '' dedim. Jungkook'ta arabasının anahtarlarını aldı ve sürücükoltuğuna geçti. Heyceanlıydım. Sevdiğim adamın ailesiyle tanışıcaktım. Gerçi bu karşılaşma pek hoş olmayacaktı ama neyse.. Araba durduğunda düşüncelerimden sıyrılıp Jungkook'a baktım. Gülümsedi. Ama ben bu gülümsemenin altındaki burukluğu biliyordum ben.. Elimi yanağına koyup güven verici bir ses tonuyla ''Ben yanındayım sevgilim. '' dedim ve ellerini tutup ''Beraber atlatabiliriz. '' dedim o da derin bir nefes aldı ve ''Gidelim mi ?'' dedi ben de başımı sallayıp arabadan indim. Elimi tutup içeri girdi. Bu ev değil saraydı aq bu ne :o (kızın içinden Türk çıktı :D) büyük kapının önünde durup derin bir nefes aldı ve içeri girdi. ''Baba.. Biraz konuşabilir miyiz ?'' dedi adam başını salladı ve beni süzdü. ''Bu kız kim ?'' dediğinde gülümsedim ve selam verip ''Benim adım Kim Ha Kyung.. '' dedim o da Jungkook'a bakıp 'kim bu ?' der gibi baktı Jungkook'ta ''Gelecekteki eşim.. '' dedi gülümsedim adamda gülümsedi. ''Oturun. '' dedi Jungkook ile karşılıklı sandalyelere oturduk. Jungkook'ta ''Aslında buraya bunun için gelmemiştik.. '' dedi başını öne eğip ''Bayan Jeon'nun.. '' adam sözünü kesip ''O senin annen Jungkook. Adı da Jeon Shin Hyun. '' dedi Jungkook'ta derin bir nefes alıp ''O kadın Yeri'ye gene şiddet uyguluyor baba.. '' dedi adamın kaşları çatılmıştı. Tatlı görüntüsü gitmiş yerine sert ve korkutucu bir görüntü almıştı. Ellerini masada birleştiri ve ''Jungkook bunu daha öncede konuştuk. '' dedi Jungkook'ta sesini biraz yükseltip ''Baba anlamıyorsun ! Yeri yanıma geldiğinde yanağı morarmıştı ! Korkmuştu !'' dediğinde içeri düzgün fizikli orta yaşlı bir kadın girdi. ''Neler oluyor hayatım ? Bu güzel kız da kim ?'' dedi ve bana baktı. Bu sanırım o cadalozdu... Jungkook ona sert bir bakış atıp ''Seni ilgilendirmez.. '' dedi adam sertçe elini masaya vurdu ve ''ÇIK DIŞARI !!'' Dedi Jungkook'ta elimi hızla tutup çıkmıştı. Arabaya hemen binmiştik. Yolda tek kelime bile etmemiştik. Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım. Jungkook arabadan hemen indi. İyi değildi ve yol boyunca sessizce ağlamıştı. Ben ise birşey dememiştim. Çünkü sinirli olduğunu biliyordum. Ben de arabadan indim ve onun yanında gidip sarıldım.
Bana sımsıkı sarıldı ve kafasını boyun girintime sokup ağlamaya devam etti. O ağladıkça benim kalbim acıyordu. Boğuk sesiyle konuştu ''Daha sıkı sarılsan geçer '' dedi ben de ağladım ve ona daha sıkı sarıldım ve kokusunu içime çektim. Onun bana ihtiyacı vardı. Benim ona. Zaman dursa.. Tam şimdi ? Sonsuza dek onun kokusu olsa bende ? Olmaz mı ?
Bu bölümü kendime hediye ediyorum :') şu an sarılmaya o kadar ihtiyacım var ki.. Herşeyden çok sarılmaya..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOSER / JEON JUNGKOOK
FanfictionHerkesin içinde yaşayan bir ölüden farkım yoktu. Ta ki seni görünceye kadar.