Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook'un o halini görünce yanlız bırakamamıştım. Terkedilmiş bir binanın çatısına küçük bir yatak yapmıştık. Gizli yerimiz gibiydi. Işıklandırmalarımız , buzdolabımız bile vardı. Ev gibiydi. Ama tavanı gökyüzüydü. Jungkook'u sandalyeye oturtup yatağı hazırladım. Yer yatağıydı. Onu kolundan tutup yatağa yatırdım. Ben de yatağın ucuna o rahat etsin diye kıvrıldım. Belimde hissettiğim ellerle gülümsedim. O da derin ve titrek bir nefes aldı. Kafasını boynuma gömüp kokumu içine çekti ve ''Birkez daha anladım senin benim karım olman gerektiğini. '' dedi ben de gülümsedim ve karnımda olan ellerini tutup ''Herkes gider ben kalırım.. '' dedim o da gülümsedi. Bunu hissetmiştim. Aynı yıldızın altında uyuduk o gece. Sarılarak. Asla ayrılmayacak gibi..
-------
Sabah yüzümde hissettiğim öpücüklerle uyandım. ''Günaydıın. '' dedi sesi yeni kalktığı için çatallaşmıştı ama çok tatlıydı. Ben de gülerek saçlarını karıştırdım ve ''Günaydın şebek. '' dedim o da güldü ve yatakta doğrulup ''Evlendiğimizde buraya taşınalım. '' dedi ben de güldüm. ''Sonra kıçımız donsun. '' dediğimde ağızıma hafifçe vurup ''Küfür etme bakiyim. '' dedi ben de güldüm ve ''Sanki sen etmiyorsun ?'' dedim o da ''Kaç kez gördün küfür ettiğimi ?'' dedi ben de ''Daha bir hafta bile olmadı sırf çocuk bana adres sordu diye çocuğa ''Sen benim sevgilime mi sarkıyorsun p*ç diyen ben miydim ?'' dediğimde ağızı kocaman açıldı ve ''Sen ne küfürbazsın öyle ?'' dedi ben de ''Amaan sanki sen etmiyon Jungkook. Ha ayrıca geçen gün elmaları poşetten düşürdüğünde ''Hay ben böyle işin ebesinin taaaa 7 ceddinin.. -'' derken bir anda üstüme çıktı ve ''Devam edersen öperim ?'' dedi ben de sırttım ve ''Gelmişini geçmişini si..-'' sözümü kesen onun dudakları olmuştı. İkimizde gülüyorduk. Ayrıldığımızda güldü ve ''İşte benim kızım. '' dedi ben de sırıttım ve onu üstümden ittim. ''Hadi gidelim. '' dedim o da ''Nereye ?'' dedi ben de''Babanla buluşmaya. Ondan özür dilemelisin. Dün çok bağırdın. '' dediğimde ayağa kalktı ve ciddeyetle ''Hayır Kyung. O kadını savunmasını istemiyorum. '' dediğinde ben de gülümsedim ve elimi yüzüne koyup okşayarak konuştum ''Sevgilim.. O senin baban... Eğer o kadının nasıl biri olduğunu kanıtlarsak babanı ikna edebiliriz. '' dediğimde başını yere eğip ''Haklısın sanırım. '' dedi küçük çocuk gibiydi gülümsedim ve yanağını kocaman öpüp ''Hadi gidelim ve şu işi halledelim. '' dedim
*-*-*-*
bu bölümde bitti. yazmak iyi geliyormuş bunu bir kez daha anladım :D neyse bu bölüm çiğsel'e ve bana gelsin ;)
